Ülkemizde bilimsel araştırmaların değeri giderek düşüyor, ne yapmalı?

Editör ne diyor?

Ülkemizde bilimsel araştırmaların değeri giderek düşüyor, ne yapmalı? 

İbrahim Ortaş iyi bir çalışma yaptı ve 2017’ye kadarki bilimsel başarımların sonuçlarını çıkardı. Üstelik İran ve Güney Kore ile karşılaştırmalı olarak ele aldı. Türkiye, bilimsel araştırma ve makale yayınında 19-20. sıra aralığında. Baktığınızda daha ne olsun dedirten bir sıra; Türkiye’nin eti ne, budu ne? Bilimsel çalışmalara ayırdığı pay, milli gelir içinde yüzde 1. Bulunduğumuz sıra fena mı?

Hemen söyleyelim, Türkiye en çok makale yayımlayan ülkeler arasında uzun yıllardır ilk 20’nin içinde. Yani yeni bir şey değil. Yıllardır 17-20 aralığında gidip gelir. İran ise bizim iki sıra önümüzde: 16. Güney Kore ise bir bilim teknoloji ülkesi olmakta hızla ilerliyor: 12. sırada. İran’ın, hem geçirdiği İslam Devrimi hem de Irak’la süren 10 yıllık savaşını düşünürseniz, büyük adımlarına şapka çıkartırsınız. 10 yıllar süren ambargoya karşı İran bilimle meydan okuyor.


Araştırmada, hangi bilim disiplinlerinde hangi ülkelerin daha önde olduğunu da görüyorsunuz. Fen alanlarında İran öndeyken, sosyal bilimlerde Türkiye önde. G. Kore hem fen hem de sosyal bilimlerde iki ülkenin de önünde.

Sayı tamam, ama nitelik düşüyor

Neyse, derdimiz bunun ötesinde: Geçen haftaki kapak konumuzda okuduğunuz gibi, ülkemiz dünyanın en büyük ekonomilerinde ilk 20 içinde, ama insani gelişmişlikte ise 71. sırada! Bilimde de bizce benzer bir tablo var: Sayı, yani nicelik olarak makale sayısında ilk 20 içinde, ama makaleler ortalama nitelik olarak çok çok düşük. Dahası, bu nitelik düşüklüğünün sürüyor olması. Bu nasıl görülüyor? Makalelerimizin aldığı atıf, yani başka araştırmalarda kullanılma sıklığına ve oranlarına bakıyoruz.

İbrahim Ortaş’ın saptamasına göre, atıf almayan makalelerimizin sayısında yıllar içinde artış görülüyor: 1996 yılında yapılan 5650 yayından 194 tanesi hiç atıf almaz iken, 2016 yılındaki 44.173 yayından 3916 yayın atıf almamış. Neden ve ne yapmalı? Makalenin ayrıntılarında bulacaksınız. Tartışmaya katılın siz de lütfen...

Doğan Kuban hoca,  gelişmek – gelişememek meselesine kapak konumuzu da tamamlayan bir yorumla katılıyor: Bugün sorunlarımıza, bireysel ve siyasal değil, sadece ve sadece bilimsel ve teknolojik çözümler var, bunları kullanırsak sorunlarımızı çözeriz, diyor. Ve bu sorunları da partilerden ve bireylerden bağımsız ulusal sorunlar olarak nitelendiriyor. Katılmamak mümkün değil. Ülkenin her partinin üzerinde anlaşacağı ulusal sorunlar var, bunlara uzlaşmayla odaklanmalıyız.

Yine bilimsel araştırmalarla ilgili bir makalemiz daha var, çok ilginç: Bugün günde mesleki hakemli bilim dergilerinde 85 bin kadar makale yayımlanıyor (Ortaş), 1980-1990 arası ise yayınlanan 5 milyon bilimsel makalenin etki değerlendirmesi yayımlandı. Dikkat: Bunların on yıllar sonra etki derecesi düşüyor, ama bazı makalelerin etkisi ise yüksek derecede sürüyor. Her 10 bin makaleden sadece 2’si önemini koruyor. Peki, bunlar hangi makaleler ve kimlerce yazılmış? Bir araştırmacı Türkiye adresli önemli makalelerde etki derecesi araştırması yapsa çok mutlu oluruz!

Dişleriniz birer süs değil

Haftalardır elimizde bekleyen ve dişlerimizi konu alan çok önemli bir yazıyı paylaşıyoruz bu sayımızda. Dişlerimizin süs olmadığını biliyoruz tabii ki, diş doktorlarının koltuğuna oturduğumuzda! Prof. Dr. Kemal Türker, dişlerin çok farklı fonksiyonlarını anlatıyor... Hepimizin alacağı dersler var.

Bir fizik konusu çok ilginç: Ses, bir silah olarak kullanılabilir mi? Diğer yazılarımızın başlıklarına bakalım: Çocukların ruh sağlığına güncel yaklaşım... Astım... Selenyum: Güçlü bir mineral... 1,5 milyar insanın yaşamı tehlikede! Pancar: Kalorisi düşük tam bir vitamin ve mineral deposu... Alman usulü kentsel dönüşüm: Yıkmak ve yeni yapmak yok,  olduğu yerde yenilenme var!

Diğer düzenli yazarlarımızı anımsatalım: Mustafa Çetiner, İsveç’te Hematoloji Kongresi nedeniyle ziyaret ettiği İsveç’i bizimle kıyaslıyor. Müfit Akyos, Doğu’da kendi köyüne yaptığı ziyaretten izlenimlerini aktarırken tarımın durumuna el atıyor, kuralsızlık ve popülizm her yerde diyor, ama bu arada İzmir’de temeli atılan İzmir Teknoloji Üssü’nün de önemine işaret ediyor. Tanol Türkoğlu, Post – Truth, gerçek ötesi konulu yazısında, Türkiye, ağır sanayi ve Endüstri 4.0 arasındaki ilişkileri mercek altına alıyor.

Onlarca yeni araştırma haberi, grafik bilimsel bilgiler, bulmaca, ilginç sorular sayfalarımızı zenginleştirirken,  arka sayfamızda hayvanların depremleri önceden sezip sezmedikleri konusunda da ilginç bir yazı okuyacaksınız.

Biz geleceği kuruyoruz, çocuklarımızın geleceği, özgür bilimde ve tartışmada bulunuyor, bunu birlikte başarabiliriz ancak, HBT’yi okuyarak yayarak. Unutmayın, maliyetler o kadar arttı biz ise hâlâ 3,5 TL’de ısrar ediyoruz.

Her Cuma beyin besleme günü!

Gelecek hafta yeniden birlikte olmak dileğimizle, sevgiyle kalın, bilimde kalın.