Yaşamı değiştiren bir evredeyiz: Yapay Zekâ

Editör ne diyor?

Yapay zekâ, ekonomileri kökten değiştirmeye başlayan bir devrim niteliğinde. Yapay zekâ teknolojilerinin 10 yıl içinde küresel ekonomide 16 trilyon dolarlık bir büyüme yaratacağı öngörülüyor. Olay sadece büyüme değil; büyük bir ekonomik ve toplumsal dönüşüm. 100 yıl önce elektriğin sanayiyi dönüştürdüğü gibi. Elektrik nasıl yaygınlaştıkça her şeyi dönüştürdüyse, yapay zekâ benzer şekilde hayatımızın her alanını derinden etkiliyor ve etkilemeye devam edecek. Bir farkla: Yeni teknolojilerin eskilere göre en önemli farkı yayılma hızı. 18. yüzyılda elektriğin, keşif sonrası yayılma süresi 60 yıl iken, çağımızın yeni teknolojilerinde bu süre 10 yıla kadar düşüyor.

PricewaterhouseCoopers (PwC)’ın bu araştırması Haziran ayında yayınlanmıştı. Kimler yapay zekâda önde gelen oyuncular, neler değişecek, hangi sektörler en hızlı adapte olacak, iş gücü verimliliğini ne kadar ve nasıl artıracak? Konunun önemini vurgulamak için raporu yeniden ele aldık ve infografik şeklinde verdik. Ülkeler neler yapıyor, hangi politikalar yeniden şekilleniyor, sizler için küçük örneklerle açıklamak istedik. Tabii Türkiye’nin yapay zekâdaki yerini de... Konu uzun ve kapsamlı olduğu için gelişmeleri farklı yönleri ile aktarmaya devam edeceğiz...

Dijital Kültür’de bu hafta Tanol Türkoğlu farklı açıdan yaklaşıyor olaya “Dijital yılan” başlığı attığı yazısı ile. Müfit Akyos “Veri olmadan bilim yapılamaz” yazısında süper bilgisayarların dünyasını ve ülkelerin yarışını anlatıyor. Mustafa Çetiner  “Beyaz Ayı” yazısıyla saplantıları masaya yatırıyor.


Yıldız Cıbıroğlu Göbeklitepe ve Orta Asya kaya resimlerindeki benzerlikten yola çıkarak, bu ortaklığın o çağlarda kozmostaki birliğin bozulmaması gerektiği yönündeki inanıştan kaynaklandığını anlatıyor.

Doğan Kuban, Harari’nin Sapiens kitabından yola çıkarak bu kez soruları ile ezber bozuyor: Kendi kendinin katili olan Homo sapiens olumlu bir evrim geçirdi mi? Yoksa bir mikrop mu?

Küçük şeffaf bir balığın bir gün hayatınızı kurtarabileceğini biliyor musunuz? İstanbul Kültür Üniversitesi’nden moleküler biyolog Prof. Dr. Narçin Palavan Ünsal’ın yazısını okuyun deriz.

Bilim tarihinde peş peşe güzel öykülere devam. Bu hafta Bahçeşehir Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden Prof. Dr. Kadircan Keskinbora Avusturya İmparatoriçesi Elizabeth’in uğradığı bir suikast sonucu “şok”tan ölümünün ilginç sürecini anlatıyor.

Geçmişte kaldığı düşünülen sömürgeciliğin güncel halini Atılım Üniversitesi Öğretim Görevlisi Dr. Günseli Gümüşel yazdı: Bölüşülen bir dünyanın sistemi. Beslenmede hepimizin sıklıkla sorduğu bir soru var karşımızda: Meyvenin kendisi mi yenmeli, suyu mu içilmeli? Ve aşk... Kıvılcım Kayabalı aşkın ardındaki nörobilimi irdeliyor: Aşk bir illüzyon mu? Hormonlarımızın bize oynadığı bir oyun mu? Yoksa yaşamın en ilâhi deneyimi mi? Okumadan önce bu soruları sorun kendinize... Arka sayfanın konusu ise “Kime güveneceğimize nasıl karar vereceğiz?”

Elon Musk’ın Tesla’sı Mars’a inebilecek mi? Geçen hafta Falcon Heavy roketi ile uzayın derinliklerine gönderilen otomobil ve cansız manken sürücüsünü neler bekliyor? Yeni bilgilerle karşınızdayız.

10 genci aramıza bekliyoruz

Yurtdışında yaşıyan okurlarımız Mualla Alkan ve Şefik Alkan, Türkiye’nin çeşitli yerlerinden lise ya da üniversite eğitimi gören toplam 10 gencimize “dergi aboneliği” hediye etmek istiyor. Duyuruyu buradan yapıyor ve gençlere sesleniyoruz, bilim ve teknoloji okuryazarlığı bir hobi değil, içinde bulunduğumuz dijital çağın ‘olmazsa olmazı’. Herkese Bilim Teknoloji dergisi de bilim ve teknoloji kapsamındaki gelişmeleri sadece haftalık olarak okura aktarmakla kalmıyor, konunun yetkin uzmanlarının çok katmanlı ve eleştirel yorumları ile ufuk açıyor. Dergimizin sürekli okuyucusu olmak istiyorsanız, adını soyadınızı, hangi okulda okuduğunuzu [email protected] adresine lütfen gönderin.