Afetlerde sağlık yönetimi

Öne Çıkanlar Sağlık Toplum

Üzülsek mi korksak mı? Evimizde mi kalsak, afet bölgesine mi gitsek? Hangi kuruma bağış yapsak? Bir kez daha neye, kime üzülmemiz ya da koşmamız gerektiğini bilmediğimiz günler yaşıyoruz.

Resmi olmasa da ulusal seferberlik halindeyiz aslında. Ancak diğer tüm vatandaşlarımız gibi o bölgede çalışanlarının da etkilenmesine rağmen ayağa kalkıp çok hızlı çalışmaya başlaması gereken bir grup var ki, onlar da yine sağlıkçılar. Üstelik sürecin sadece başında değil, sonrasında bölgenin yeniden yapılanmasına kadar her aşamada olayın içerisinde organize bir şekilde yer alması gereken bir grup.

Bu yazıyı da daha önce bu konuda alınan kaynaklardan yararlanarak hazırlamaya çalıştım. Sonrasındaki süreçte herkesin aklında bulunmasını, şu an can pazarı yaşandığı için detay olarak algılanabilecek bazı ayrıntıların atlanmamasını umuyorum.


Sağlık personeli kendi ve ailesinin güvenliğini sağladıktan sonra hemen çalıştığı birime giderek, hızlıca bir değerlendirme yapmalı ve olduğu birimin çalışıp çalışılamayacak durumda olduğunu üst mercilere bildirmelidir. Sağlam olan birimlerde ise ek yatak yaratılmaya çalışılmalıdır. Eğer kendi merkezlerinde personel sayısı yeterli ise olay yerlerine triaj ve ilk yardım ekibi gönderilebilir. Ancak sağlam birimlere çok sayıda yararlının da başvuracağı unutulmamalıdır.

Afete bağlı ikincil hastalıkların ve ölümlerin önlenmesi

Acil işler ilk birkaç günde bitiyor ve sonrasında asıl zor olan kısım başlıyor demek yanlış olmaz; su ve besinlerin hijyen durumları, bozulmuş beslenme ve barınma problemleri ile koruyucu sağlık hekimlik hizmetleri devreye giriyor. Hem afetten etkilenmiş hem de yeni yerleşim yerlerinde ortaya çıkacak yeni hastalıkların, salgın boyutuna gelmeden engellenmesi önemlidir.

Aşılama

Afete özgü bir aşı olmadığı gibi, rutin aşılarda acele etmeye gerek yoktur. Gelen ilaçların koordinasyonu Çok farklı odaktan gelen ilaçların envanterinin çıkarılması, bölgede ihtiyaç duyulmayanların ihtiyacı olan yerlere gönderilmesi gerekmektedir. Kronik hastalıkların takibi İlaçlarını almaları sağlanmalıdır. Alt yapının tekrar inşaatı beklenmeden rutin sağlık hizmetlerine geri dönmek gerekiyor. Risk grupları oluşturulmalı, bu gruplarda da gebeler, bebekler, kimsesiz kalmış çocuk ve yaşlılar önceliği oluşturmalıdır.

Çevre sağlığı hizmetleri

Bozulan fiziksel, sosyal ve ekolojik denge ve nüfus değişikliği sonucu farklı bir çevre ortaya çıkar. Oluşan bu yeni çevreye uygun bir davranış şekli geliştirilmez ise epidemilerin ortaya çıkması kaçınılmazdır. Düzgün konut, temiz su sağlanması ve kanalizasyon gibi sağlık durumunu direkt olarak etkileyen alt yapının büyük hasar görmesi, sağlık durumunu etkileyecek en önemli sorundur. Depremden sonra yeniden oluşturulacak yerleşim planlarına, planlama aşamasında Sağlık Bakanlığı’nın katılımı sağlanmalıdır.

Özel kirliliklerin kontrolü

Toksik kimyasallar: Kimyasal maddenin türü ve yayıldığı yere göre özel önlemler alınması gerekir.
Radyoaktif maddeler: Nükleer enerji kullanan tesislerinin veya atık depolarının olduğu yerlerde afet durumunda büyük veya küçük ölçekli radyasyon kaçağı olabilir, kontrol edilmesi gerekir.
Petrol ve petrol ürünleri: Borular, tanklar ve rafinerilerden çevreye sızması mümkün olabilir. Yayıldığı yere göre gerekli önlemlerin alınması gerekir.
Vektör ve diğer hayvanların kontrolü: Vektör üreme yerlerinin kontrolü ve başıboş kalabilen hayvanların bakımı dikkat edilmesi gereken bir husustur.
Enkazların kaldırılması: Ülkemizde maalesef, özen gösterilmeden, hızlıca yapılmaktadır. Ancak yapılması gereken, bunları bir merkezde toplamak ve ekonomiye geri kazandırmaktır. Çimento ve demir gibi inşaat malzemelerinin çevreye önemli bir zararı bulunmamaktadır, ancak badana ve boyada kullanılan maddeleri olabildiğince ayırmak gerekir.
Bireylerin ruh sağlığı: Afetlerde ruh sağlığı önemlidir, çünkü afet anında, korku, kaygı, izolasyon gibi ruhsal rahatsızlıklar ortaya çıkabilir. Mağdurlara, erken dönemde psikiyatrist, psikolog ve sosyal gönüllülerden oluşan bir ekiple destek vermek gerekmektedir. Sağlık yönetimi, diğer sektörlerle iyi bir iletişim kurmayı gerektiriyor.

Bu iletişim, afet öncesinde ne kadar iyi kurulmuşsa afet o kadar iyi yönetiliyor. Sahada çalışan sağlık personelinin bilgi ve tecrübesi ise tüm çabaya ışık tutuyor. Gözümüz, kulağımız, kalbimiz bölgede. Umarız tekrarlanmaz. Hepimize geçmiş olsun.

Prof. Dr. Berrin Pehlivan, Bahçeşehir Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi/Radyasyon Onkolojisi

Kaynak: T.C. Sağlık Bakanlığı Sağlık Projesi Genel Koordinatörlüğü: Afetlerde Sağlık Yönetimi Kurs Notları, Şubat 2001