Ağız bakterileri kanser riski işareti mi?

Öne Çıkanlar Sağlık
Ağız bakterileri kanser riski işareti mi?

Hastaneye gittiğinizde doktorunuzun bir parça pamukla ağzınızın içinden aldığı doku örneğinin pankreas ve yemek borusu kanseri gibi sinsi hastalıkların erken tanısında yardımcı olabileceğini hiç düşündünüz mü?

Bilim insanları yeni bir araştırmada “mikrobiyom” olarak adlandırılan ve bizlerle beraber yaşayan bu canlıların sağlığımız hakkında söyleyecek birkaç sözü olduğunu tespit etti. Aslına bakılırsa son 5 yıla kadar bilim insanları insan vücudunda yaşayan bakterilerin sadece çok küçük bir kısmı hakkında bilgi sahibi olabiliyordu. Çünkü mikrobiyomun %80’i laboratuvar şartlarında yetiştirilemiyor ve sadece insan vücudunda yaşayabildikleri için araştırma yapmak mümkün olmuyordu. Ancak DNA analizi yaygınlaştıktan sonra bilim camiası insanlardan alınan bakterileri tanımlayabildi ve araştırmalar hız kazandı. Şimdi ise yapılan araştırmalar pankreas ve yemek borusu kanserleri ile ağıziçi mikrobiyomu arasında bir bağlantı olduğunu gösteriyor.

Bedenimizdeki dünya


Açıkçası tüm insanlar temelde 5 ana bakteri grubunu paylaşıyor. Ancak bu 5 bakteri grubu insandan insana farklılık gösteriyor; oranlar kişiden kişiye değişiyor. Araştırmacılar da bu farklılığın kanser üzerinde etkili olup olmadığını merak etti.

Sonuçlar ise şaşırtıcıydı. Örneğin ağızlarında Porphyromonas gingivalis isimli bakteriden zengin bir mikrobiyoma sahip olanlar, bu bakteriden fakir mikrobiyomu olanlara göre pankreas kanserine %60 daha yatkınlar. Aggregatibacter actinomycetemcomitans isimli bakteri ise pankreas kanseri riskini 2 katına çıkarıyor!

Pankreas kanseri maalesef erken teşhisi çok zor olan ve bu yüzden oldukça ölümcül seyreden ciddi bir hastalıktır. Dolayısıyla erken tanıyı kolaylaştıracak bu tip yöntemler gelecek açısından umut vaat eden çalışmalardır. Belki bir gün sadece ağız mikrobiyomuna bakarak kanseri tanıyabileceğiz.

Benzer bir etki yemek borusu kanserinde de görülmekte. Yemek borusu kanseri olan kişiler sağlıklı insanlara göre ağızlarında çok daha düşük seviyelerde Proteobakteri’ ye sahipler. Bazı bakterilerin fazla olması kanser için yol göstericiyken bazılarının eksikliği tanıda yardımcı olabiliyor.

Ancak her iki kanserde de tavuk-yumurta ilişkisi mevcut. Yani araştırmacılar bu bakterilerdeki değişimin mi kansere yol açtığını yoksa vücuttaki değişimlerin mi bu bakteriler üzerinde etkili olduğunu açığa kavuşturmak için ileri çalışmalara ihtiyaç duyduklarını söylüyorlar.

Daha önce yapılan hayvan deneylerinde ağızdaki bakterilerin vücuda yayılabileceği ve vücudun çeşitli bölgelerindeki alıcılarla hücrelerde kanser oluşumuna neden olduğu görüldü.

Ayrıca sigara ve alkol gibi diğer etkenler de bu durumun oluşmasında rol oynayabilir. Her ikisi de ağızdaki mikrobiyomu değiştirebildiği gibi yemek borusu ve pankreas kanserleri için başlı başına risk etkenidir. Örneğin sigara içicilerinin ağızlarındaki Proteobakteriler, içmeyenlere göre daha düşük seviyededir. Eğer sigara bırakılırsa yıllar içerinde bu bakteriler kendilerini yeniler ve sayılarını artırırlar.

Dahası günde iki kadehten fazla alkol alanların ağızlarındaki Lactobacillus bakterileri daha düşük seviyede. Lactobacillus, probiyotiklerin de içerisinde bulunan yararlı ve bizlere arkadaş bir bakteridir.

Araştırmalar bizlere neler gösterecek bilemiyoruz, ancak insan vücudunda keşfedilmeyi bekleyen gizemler olduğu aşikar.

Kaynak