Ağız sağlığı için en iyi çözüm: Yeşil beslenme

Öne Çıkanlar Sağlık

Araştırmalar, yeşil yapraklı sebzelerde bulunan nitrat adlı bir molekülün çok daha az yan etkileri olduğunu ve ağız sağlığına ciddi yararlar sağladığını ortaya koyuyor.

Dünyanın birçok ülkesinde yetişkin nüfusun yarıdan fazlasının diş eti hastalığı var. Diş eti hastalıklarında uygulanan en yaygın yöntemlerden biri ağız gargaraları; daha ciddi durumlarda ise antibiyotik kullanımı. Ancak bu yöntemlerin ağız kuruluğu, antimikrobiyal direnç ve yüksek kan basıncı gibi çeşitli yan etkileri var.

Ama size iyi bir haber: Araştırmalar yeşil yapraklı sebzelerde bulunan nitrat adlı bir molekülün çok daha az yan etkileri olduğunu ve ağız sağlığına ciddi yararlar sağladığını ortaya koyuyor. Bu durumda, yeşil yapraklı sebzeler diş eti hastalıklarını iyileştirici doğal bir seçenek olabilir.


Dişlerin düzenli fırçalanmaması ve diş ipinden yeterince yararlanılmaması zamanla diş ve diş etlerinin yüzeyinde bakterilerden oluşan yapışkan bir katman olan diş plaklarına yol açabilir. Diş plakları da dişlerde çürümelere ve diş eti hastalıklarına neden olur. Şekerli ve asitli yiyecekler, ağız kuruluğu ve sigara da ağız kokusuna, diş çürümelerine ve diş eti hastalıklarına katkıda bulunur.

Başlıca iki diş eti hastalığı diş eti yangısı (jinjivit) ve periyodontittir. Diş eti yangısı diş etlerinde kızarıklık, şişme ve kanama gibi belirtiler gösterir. Yumuşak dokulara ve dişleri destekleyen kemiklere zarar veren periyodontit de diş eti hastalığının çok daha ilerlemiş bir biçimidir.

Bu yüzden diş ve dişeti hastalıkları dişlerin yitirilmesine yol açabilir ve ağızdaki bakteriler kana karıştığında da kalp-damar hastalıkları, bunama, şeker hastalığı ve romatoid artrit gibi sistemik hastalıklara neden olabilir.

Yeşil yapraklı sebzeler nitrat kaynağı

Yeşil yapraklı ve kök sebzeler vitaminler, mineraller ve antioksidanlarla doludurlar-ve bu sebzelerden oluşan bir beslenmenin sağlıklı kiloların korunması, bağışıklık sisteminin güçlendirilmesi, kalp hastalıklarının, kanser ve şeker hastalığının önlenmesi açısından can alıcı bir önem taşıdığı açıkça bilinir. Yapraklı yeşilliklerin sağlığa çeşitli yararları olması kısmen ıspanak, kıvırcık salata/marul, roka ve pancar gibi sebzelerin nitratla dolup taşıyor olmasından ve nitratın da ağızdaki nitrat indirgeyici bakteriler tarafından nitrik okside dönüştürülmesinden kaynaklanıyor.

Nitrik oksidin kan basıncını düşürdüğü ve fiziksel gücü arttırdığı biliniyor. Ne var ki, ağızdaki nitrik oksit kötü bakterilerin aşırı miktarda üremelerini önlüyor ve ağız asiditesini azaltıyor. Bunların her ikisi de dişeti hastalıklarına ve diş çürümelerine neden olabiliyor.

Batı İskoçya Üniversitesi sağlık ve yaşam bilimleri uzmanlarından Mia Cousins Burleigh ve Siobhan Paula Moran önderliğindeki yeni bir araştırmada atletlerde nitrat ve ağız sağlığı ilişkisi masaya yatırıldı. Atletler-diş etlerinde yangıya neden olabilen-yüksek düzeylerde karbonhidrat tüketimine, gerginliğe ve yoğun antrenmanlar sırasındaki ağız kuruluğuna bağlı olarak diş eti hastalıklarına yakalanmaya daha yatkındırlar.

Araştırmada (yaklaşık 12 milimol nitrat içeren) pancar suyunun dişleri asitli spor içeceklerinin ve karbonhidrat jellerinin olumsuz etkilerinden koruduğuna tanık olundu. Bu da nitratın atletler için diş çürümelerini önleyici bir prebiyotik işlevini görebileceğine işaret ediyordu.

Nitrat, ağız sağlığı açısından son derece umut verici özelliklere sahip. Daha sağlıklı bir bedene, ışıltılı bir gülüşe ve sorunsuz diş etlerine kavuşmanın temelini ağız temizliği ve nitrat içeriği yüksek bir beslenme düzeni oluşturabilir. Tüm bunlar ağız sağlığıyla ilgili sorunlar yaşama olasılıkları daha yüksek olan gebeler ve yaşlılar için iyi bir haber.

Günümüzde diş plaklarının ve dişeti hastalıklarının giderilmesinde klorheksidin içeren ağız çalkalama sularından yaygın bir biçimde yararlanılıyor. Ancak bunlar ağızdaki kötü bakterilerin yanında iyileri de yok ettiklerinden, ağız asiditesini arttırıp hastalıklara yol açabiliyorlar.

Ne yazık ki, daha önceki araştırmalar da kloroheksidinin antimikrobiyal dirence-bakteri, virüs, mantar ve asalakların zamanla değişerek ilaçlara yanıt vermemesi durumuna-katkıda bulunabileceğine işaret ediyor. 2050 yılına dek yılda 10 milyon kişinin ölümüne yol açması öngörülen antimikrobiyal direnç küresel bir sağlık sorunu oluşturuyor.

Buna karşılık, beslenmede nitrata ağırlık verilmesi çok daha yararlı olabilir. Nitrat hastalıklarla bağlantılı bakterileri yok ediyor, ağız asiditesini azaltıyor ve ağız mikrobiyomunun dengesini sağlıyor. Bu nedenle nitrat, hastalığı önlemeye ya hastalığın ilerleme sürecini yavaşlatmaya yararlı olabilecek önemli bir ağız sağlığı prebiyotiği olarak son derece umut verici bir seçenek oluşturabilir.

Bu noktada günlük yeşillik tüketiminin miktarı ne olmalıdır sorusu gündeme geliyor. Genelde, öğünlerde bolca bir kepçe ıspanak, pazı, kara lahana, ya da pancar yaklaşık 6-10 milimol nitrat içeriyor ve anında sağlığa yararlı etkiler sunuyor.

Burleigh ve Moran’ın başka araştırmacılarla ortaklaşa yaptıkları çalışmalar, diş eti hastalıkları olanlardan alınan plak örneklerine 6.5 mmol nitrat uygulanmasının sağlıklı bakteri düzeylerini arttırdığını ve asiditeyi azalttığını ortaya koyuyor.

Kısacası, öğünlerinize bir porsiyon yeşillik katarak hem ağız sağlığınızı koruyabilir, hem de ağzınıza tazelik katıp, inci gibi dişlere sahip olabilirsiniz.

Rita Urgan

Kaynak: https://theconversation.com/eating-leafy-greens-could-be-better-for-oral-health-than-using-mouthwash-221181