Bu çalışma, obeziteyle mücadelede yardımcı olabilecek.
Bilim insanları ilk kez dilin ve şekerli tatları alan tat reseptörünün üç boyutlu haritasını çıkarmaya başardılar. Bu reseptörler tatlı tadı veren çok sayıda farklı kimyasal maddeyi algılayabiliyor ve ekşi ya da acı tatlar için kullanılanlar gibi diğer reseptörlerin aksine çok hassas olmayacak şekilde evrimleşmiş. Bu da enerji ihtiyacımız nedeniyle şekerli gıdalara yönelmemize ve onları arzulamamıza neden oluyor. Bu tatlı tat reseptörünün daha iyi anlaşılması, onu düzenleyecek ve şekere olan iştahımızı değiştirebilecek tedavilerin keşfedilmesini sağlayabilecek.
Araştırmacılar reseptörü analiz etmek için kriyo- elektron mikroskopi tekniğini kullanırken, dilin ve tatlı reseptörünün üç boyutlu yapısının görüntülerini yakalamak için de elektron ışınları ateşlediler. İki ana yarıdan oluşan reseptör, sinekkapan bitkisine benzeyen bir bileşen içeriyor. Bağlanma cebi adı verilen bu parçanın yapısını bilmek, bazı insanların tatlılara karşı neden bu kadar hassas olduğunun daha iyi anlaşılmasını sağlayabilir. Bu reseptörün bağlanma cebinin kesin bir şekilde tanımlanmasının ve işlevini anlamanın hayati önem taşıdığına dikkat çeken araştırmacılar: "Tam şeklini bilerek, tatlandırıcıların neden ona bağlandığını ve reseptörü aktive eden veya işlevini düzenleyen daha iyi molekülleri nasıl geliştirebileceğimizi veya keşfedebileceğimizi anlayabiliriz" diye açıkladılar. Tatlı tat reseptörü ağızda bulunmasına rağmen, vücudun her yerinde mevcut. Dolayısıyla, haritalar metabolizmayı inceleyen ek araştırmaları destekleyebilir. Bu nedenle araştırmanın, obeziteye karşı süregelen mücadeleye yardımcı olabileceği düşünülüyor.
Kaynak: https://www.aol.com/scientists-just-mapped-tongue-may-210254005.html
