Obezliğin tanısında beden kitle endeksi yeterli değil

Öne Çıkanlar Sağlık
Obezliğin tanısında beden kitle endeksi yeterli değil

Obez olup olmadığınızı biliyor musunuz? Şimdilerde gerek tıp uzmanları, gerekse sıradan insanlar bir kişinin yalnızca beden kitle indeksine (BKİ) bakarak obez olup olmadığı yönünde kesin bir yargıya varılıp varılamayacağı konusunu tartışıyorlar. Kaldı ki tek bir tek ölçüte dayanarak obez kapsamına alınmak ne kadar doğru?

Kısa bir süre önce Obesity dergisinde yayımlanan bir raporda tıp uzmanlarının, araştırmacı ve politikacıların obez tanısı konulurken yalnızca beden kitle indeksini temel almaktan vazgeçmeleri gerektiğine dikkat çekiliyor.

Raporu kaleme alanlardan biri olan ve obezite konusunu araştıran Kanada’daki Alberta Üniversitesi uzmanlarından Arya Sharma, “BKİ, bir hastalığa tanı koymaya yarayan hiç de iyi bir ölçüt değil. Bu ölçüt yalnızca yetişkin bir insanın kilosunun boyuna göre normal olup olmadığını gösteren bir parametre. BKİ bedenin kilosuyla ilgili nüfus eğilimlerini izlemeye yardımcı olmakla birlikte, bireylere uygulandığında çok bilinen birtakım kısıtlamaları da beraberinde getiriyor,” diyor. Örneğin, kimi profesyonel atletler yalnızca BMİ ölçüt alındığında, salt kas kitleleri beden yağlarından daha ağır geldiği için, aşırı kilolu ya da obez olarak değerlendirilebiliyorlar.


Ortalama bir bireyde başka sorunlar da geçerli oluyor. Örneğin, BMİ değeri 30 ya da üzerinde olanlar genelde obez olarak değerlendiriliyorlar. Oysa, BMİ değeri 30’un üzerinde olan kimi insanlar metabolik açıdan son derece sağlıklı olabilirler. Sharma, bu kişilerin kan basınçlarının normal olduğuna, karaciğerlerinin işlevlerini gerektiği gibi yerine getirdiğine ve kolesterol düzeylerinin de normal sınırlar içinde olduğuna dikkat çekiyor. Öte yandan, BMİ değerleri 30’un altında olan kimi insanlarda, kilo vermeleri durumunda giderilebilecek, birtakım sağlık sorunlarına tanık olunabiliyor. BMİ’nin ötesine geçmek Ne var ki, BMİ tıpta tanıyı kolaylaştıran bir mihenk taşına dönüşmüş durumda. İlaç ve tıbbi aygıt şirketleri obezliğe çözüm bulma yönündeki araştırmaların kapsamına kimleri alacakları konusunda karar verirlerken, BMI değerlerini temel alarak kestirme bir yola başvuruyorlar. İş yerlerinde uygulanan sağlıklı yaşam programlarında insanlara salt BMİ değerlerine göre ödüller veriliyor ve birtakım çıkarlar sağlanıyor. Obezlik konusunda kapsamlı bir eğitimden geçmemiş kimi aile sağlığı uzmanları için bile, BMİ kişinin bir kilo sorunu olup olmadığı yönünde hızlı ve nesnel bir değer sayılıyor.

George Washington Üniversitesi Milken Kamu Sağlığı Enstitüsü uzmanlarından Dr. Scott Kahan, obezlik konusunda uzman bir kişinin ilk adımda BMİ değerinden yararlanması ve ardından duruma göre BMİ’nin ötesinde bir incelemeye gitmesi gerektiğine inanıyor. Obezliğin sağaltımıyla ilgili profesyonel kuruluşlarda temel alınan ilkeler şimdiden böyle bir yaklaşımı gerektiriyor. Kahan, kilo denetiminin kaçınılmaz olarak ağırlıklı bir yer tuttuğu birinci basamak sağlık hizmetlerinde, ciddi sorunlar yaşanabileceğini dile getiriyor.

Sharma da, obezliğin tanısında, BMİ değerinin temel alınması yerine, daha bütünsel ve sağlığa dayalı bir tanı koyma yoluna gidilmesinin hastanın fiziksel, ruhsal ve işlevsel sağlığının hesaba katılmasını gerektireceğine dikkat çekiyor ve arkadaşları ile birlikte bu üç unsuru içeren Edmonton Obezlik Derecelendirme Sistemi adlı bir ölçek geliştirdiklerini belirtiyor.

Bu yaklaşıma göre, obezlik tanısının konması için hastanın bedensel görünümünden yola çıkılarak, şeker hastalığı ya da eklem sorunları gibi, fiziksel sağlık sorunlarının gözden geçirilmesi, ayrıca depresyon ya da toplumsal kaygı gibi birtakım ruhsal sağlık sorunları yaşayıp yaşamadığına bakılması gerekiyor. Bu süreç, kişinin günlük etkinliklerini sürdürebilme yeteneği anlamına gelen “işlevsel sağlığının” da gözden geçirilmesini gerektiriyor.

Ciddi bir değişim

Kimi tıp uzmanlarının obezliğin tanısında BMİ değerinin ölçüt alınmasından tümden vazgeçilmesini önerdiklerini belirten Kahan, BMİ değerinin tıpta yine de önemli bir yeri olduğuna dikkat çekiyor. Söz gelimi, bir hastanın kan basıncı ve kolesterol düzeyi yüksek, ama BMİ değeri 21-yani, normalin alt sınırındaise, hekimin hastadan kilo vermesini isteyerek sorunlarına çözüm getirmeyi beklemesi mantıksız olur. Bu gibi durumlarda hastanın doğrudan kan basıncı ve kolesterol düzeyini düşürmeye çalışması çok daha uygun olacaktır. Öte yandan, kan basıncı ve kolesterol düzeyleri aynı olup, BMİ değeri 31 olan bir hasta söz konusu olduğunda, kilo verme de büyük bir olasılıkla sağaltım sürecinin bir parçasını oluşturacaktır.

Araştırmacılar BKİ’nin ikincil bir konuma yerleştirilmesinin tıpta obezliğin ele alınma biçiminde çarpıcı bir değişiklik yaratacağını belirtiyorlar. Halihazırda BMİ değerinin 40 olması hastaya, midenin küçültülmesi anlamına gelen, bariatrik cerrahi uygulanmasını gerektiren en düşük sınır olarak kabul ediliyor. Bu işlem BMİ değeri 35 olan, ancak kiloya bağlı ciddi sağlık sorunları yaşayan kişilere de öneriliyor. Ancak obezliğin tanısında çok daha bütünsel bir yaklaşım, BMİ değerleri daha düşük olan kişilerin sağlıklarını olumsuz yönde etkileyen başka unsurlara bağlı olarak bu işlemden yarar sağlayabilecekleri, BMİ değerleri yüksek olup genelde sağlıkları iyi olan kişilerin de gereksiz yere bıçak altına yatmalarının önlenebileceği anlamına geliyor.

İlaç şirketleri ve ABD Gıda ve İlaç Dairesi gibi kimi kuruluşların klinik deneyler kapsamına kimlerin alınacağı konusunu yeniden gözden geçirmeleri gerekiyor. Hekimlerin verdikleri hizmetin niteliğini değerlendiren profesyonel örgütlerin de obezlik tanımını yalnızca BMİ değerleri üzerinden yapmak yerine, çok daha kapsamlı bir tanımlama yoluna gitmeleri gerekiyor.

Bu yönde bir girişimin hiç de alışılmadık bir şey olmayacağına, hastalıklarla ilgili sınıflandırmaların sürekli değiştiğine ve kültürel bağlamda kilo ve beden ölçüsüne odaklı bir kavram olan obezliğin de tıpta yanlış sınıflandırılan hastalıklardan biri olduğuna parmak basan Sharma, “Hastalık tanımlarının hastalığın gerçekte ne olduğuna göre geliştirilip çok daha kapsamlı bir duruma getirilmeleri gerekir,” diyor.

Kaynak