Bir sonraki yıkıcı yanardağ patlaması kapıda ama hazır değiliz!

Gezegenimiz Öne Çıkanlar
Bir sonraki yıkıcı yanardağ patlaması kapıda ama hazır değiliz!

1815’teki devasa volkanik patlamanın bugün tekrar etme olasılığı 6’da 1! Bu patlama dolaylı yoldan milyonların hayatını etkilemiş, gıda krizi ve toplumsal huzursuzluklara neden olmuştu.

Yakın dönemde eşine rastlanmayan bir doğal felaket, 1815’te Endonezya’da yaşandı. Tambora Dağı’ndaki yıkıcı (cataclysmic) volkanik patlama sonucunda Sumbawa Adası ve komşu Lombok’ta yaklaşık 90.000 kişi hayatını kaybetti. Tarihi kayıtlara göre bu patlama, Dünya genelinde yıllarca süren ve milyonlarca insanı etkileyen hava anormalliklerini tetiklemişti.

Uzmanlara göre bu tip volkanik patlamalar “nadir olarak” gerçekleşse de bir daha gerçekleşmesi kaçınılmaz; tıpkı olası büyük Marmara Depremi gibi, sadece ne zaman yaşanacağını bilemiyoruz. Ancak yapabileceğimiz bir şey var, o da önlem almak…


Bu noktada hükümetlerin, küresel ısınmayı durdurmak için harekete geçerken aynı zamanda gezegen çapında büyük etkisi olması beklenen yıkıcı volkanik patlama gibi diğer doğal felaketlere de hazırlıklı olmaları gerekiyor.

Bilim insanları, küresel ısınma kaynaklı olarak gezegenimiz daha sıcak hale geldikçe, Dünya genelinde bu tip yıkıcı volkanik aktivitelerin daha ağır sonuçlara neden olacağı konusunda uyarıyor.

1815’teki patlama nelere neden olmuştu?

Bu uyarının aciliyetini anlamak için o günkü patlamanın neden olduğu olaylar silsilesine bakmak gerekiyor. Tambora Dağı’ndaki volkanik patlama nedeniyle o dönemde Kuzey Yarımküre 1°C kadar soğurken ertesi yıl yaz mevsimi yaşanamamıştı. Kuzey Amerika ve Avrupa’da iki sene boyunca anormal soğuk havaların devam etmesi de hasadın yetersiz olmasına sebep olmuştu.

Bunun sonucunda tahıl fiyatları ikiye katlanarak Fransa ve Birleşik Krallık gibi ülkelerde toplumsal huzursuzluklar yaşanmış, ABD ise ilk ekonomik buhranını yaşamıştı. Hindistan’da ise düzensiz hava koşulları 1817’deki kolera salgınıyla ilişkilendirilmiş, Tambora patlamasının dolaylı etkileri, muhtemelen on milyonlarca kişinin ölümüyle sonuçlanmıştı.

Tambora’nın patlamasının üzerinden 200 yılı aşkın süre geçti. Daha küçük volkanik patlamalar yaşansa da hiçbiri onun kadar etkili olmadı. Bu noktada uzmanlara göre asıl soru, Tambora gibi bir felaketin tekrar yaşanıp yaşanmayacağı değil, ne zaman yaşanacağına yönelik olmalı.

Gerçekleşince neler yaşanabilir?

Geçtiğimiz 60.000 yıl boyunca volkanik birikintilerden elde edilen jeolojik kanıtlar, bu yüzyılda büyük bir yıkıcı patlamanın meydana gelme olasılığının 6’da 1 olduğunu gösteriyor!

Bu tür bir patlamanın önümüzdeki yıllarda gerçekleşmesi ise tarım sistemlerini, daha düşük güneş ışığı seviyeleri, daha soğuk hava ve değişen nem düzenleriyle karşı karşıya bırakma riski taşıyor.

Sözgelimi 1815’teki patlamayla kıyaslanamayacak şiddetteki 1991 Pinatubo patlaması bile küresel mısır rekoltesinde %9, buğday, pirinç ve soya fasulyesi üretiminde ise %5 azalmayla sonuçlanmıştı.

Bununla birlikte bir sonraki Tambora benzeri patlama, yüzbinlerce insanın hayatını ve daha fazlasının yuvasını kaybetmesine ve ekonomilerin çökmesine neden olma riski taşıyor. Bunu kitlesel göç ve çatışma gibi çok büyük toplumsal etkiler de takip edebilir. Çünkü 1815’e göre artık daha sıcak ve sekiz kat nüfusa sahip bir gezegende yaşıyoruz.

Yıkıcı volkan patlaması ayrıca, zaten sıcak olan Dünya atmosferini daha da ısıtıp okyanuslardaki ve karadaki birçok fiziksel ve kimyasal süreci değiştirerek tam anlamıyla felakete neden olma potansiyeli taşıyor.

Mesela küresel ısınma atmosferin alt katmanlarını ısıtırken stratosferi soğutuyor. Atmosfer katmanlarındaki bu değişim de olası volkanik dumanların nasıl yayıldığını ve ne kadar yükseklere ulaştığını etkileyerek, durumu daha da kötü bir hale getirebilir.

Bu tip bir patlamadan okyanusların da oldukça olumsuz etkilenmesi bekleniyor. Bilindiği üzere küresel ısınma okyanustaki tabakalaşmayı artırıyor; bu nedenle suyun üst katmanları ve okyanusun üzerindeki hava kütlelerinin orantısız bir şekilde soğuması olası. Bu da canlılar için ekolojik stres anlamına geliyor.

Şiddetli yağışlardan eriyen buz tabakalarına ve deniz seviyesinin yükselmesine kadar aşırı iklim koşulları arttıkça, gelecekteki volkanik aktivitenin neden olacağı olumsuz sonuçların da kötüleşmesi ve bu durumlarla başa çıkmayı zorlaştırması bekleniyor.

Bu sebeple araştırmacıların, volkanik patlamalar ile antropojenik iklim değişikliği arasındaki doğal mekanizmayı iyi anlaması; karar vericilerin ise derhal gerekli önlemleri alması gerekiyor. Çünkü söz konusu volkanik patlamalar, bugün hayatta olan hiçbir insanın görmediği ve etkilerini yaşamadığı bir büyüklükte bir felakete karşılık geliyor.

Şunu da bir kere daha hatırlamak lazım; belki yarın belki on yıllar sonra yıkıcı volkanik patlamanın meydana gelmesi kaçınılmaz. Bu doğal mekanizmayı araştırmak ve önlemler almak şart!

Görsel: Wikipedia

Kaynak: https://www.nature.com/articles/d41586-024-03680-z

Batuhan Sarıcan / batusarican@gmail.com