Bilim Akademisi, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından hazırlanan yeni eğitim müfredatı üzerine ayrıntılı bir çalışma hazırladı. Müfredatın, birçok açıdan yetersiz ve hatalı olduğunu belirten Bilim Akademisi’nin konu ile ilgili öne çıkardığı maddeler şunlar:
- Konular listeler halinde sıralanmakta, hangilerinin temel, hangilerinin ikincil öneme sahip olduğu açıklanmamaktadır.
- Filanca bilim insanının, âlimin “görüşü” öne çıkarılmaktadır. Esas olan bir fikrin kimin görüşü olduğu değil dünya ile ilgili ne söylendiği ve bu sonuca nasıl ulaşıldığıdır.
- Kişilere ve metinlere atıf, dünyanın kendisiyle ilgili kanıtların önüne çıkabilmektedir. Doğa bilimleri kadar toplum bilimleri ve tarih için de aklî yaklaşım, gözlem ve deneyime dayanan kanıt aramak esastır. Oysa bu müfredatın hâkim söylemi naklî bir yaklaşımdır. Tanımlardan başlayarak vaz edici bir üslup tercih edilmektedir. Oysa temel kavramlar tanımla oluşmazlar, dünyayı gözlemleyerek elde edilen bilgilere dayanırlar. Terimler bu bilgileri ifade edebilmek için tanımlanır.
- Matematik ve felsefe gibi soyut alanlarda da temel tanımlar konurken a) birbirleriyle tutarlılık b) çıkarımlara olanak ve temel sağlamak, c) çoğu zaman da dünya bilgisi için bir ifade ve çıkarım dili sağlamak gözetilir. Burada da muhakeme esastır. Bu müfredattaki yığma yapı ve söylem muhakemeyi arka plana atmaktadır.
- Doğa yasaları ve dünya ile ilgili birçok bilgi çocuklara ve gençlere basit, somut ama doğru olarak anlatılabilir. Müfredatta öne çıkan üslup ve dil iki üç katmanlı soyut cümlelerden oluşmakta, böylece konuşulan konudan uzaklaşılmakta, anlatılanın keyfi tanımlara tâbi ve hatta anlaşılamaz olduğu izlenimi doğmaktadır.
- Bilim konuları öğretilirken tarihe ölçeksiz bir ağırlık verilmektedir. Tarihi boyut öğrenilen bilginin nasıl kanıtlandığı çerçevesinde kalmalıdır. Rönesans’tan önce deney ve gözlemlerin yapılması sistematik değildi. İslam uygarlığında 14. yüzyıl öncesinde, akıllıca gözlemlerle ya da alet tasarımı ve uygulamalarıyla önemli buluşlar yapan büyük alimler çıkmıştır. Ancak İbn-i Sina’nın eylemsizlik konusundaki görüşlerini Newton ile birlikte anlatmak yanıltıcıdır.
- Tarihi bağlamda sistematik deney ve gözlemle elde edilen bilgi ile eski çağlardaki dâhiyane sezgi ve buluşlar arasındaki bu karıştırma, kültürlerarası bağlamda da yapılmıştır. Türk-İslam uygarlığının büyük âlimleri ele alınırken onların yaşadığı zaman itibariyle söylediklerini bilimsel olarak deney ve gözlemlerle kanıtlamamış oldukları göz ardı edilmiştir. Akıl batıya özgü değildir, bütün toplumların çocuklarına aynı şekilde bahşedilmiştir. Batı karşısındaki kültürel kompleks ile 600 yıl öncesinde kalan bir geleneği modern bilimle bir tutarak sunmak yerine bütün insanlığın ortak değeri olan akıl, muhakeme ve yaratıcılığı teşvik etmek gerekir.
Ezbercilik
Duyuruda, yeni eğitim müfredatının, çokça eleştirilen “ezbercilik”ten uzaklaşmadığı, aksine bunu beslediği ve oluşturacağı sanal kültür ile gerçek dünyadan bir kopuşa neden olacağı vurgulandı. PISA sonuçlarının endişe verici boyutuna değinen Bilim Akademisi, Türkçe okuduğunu anlama becerisindeki zayıflığın giderilmesi için MEB’in, kaliteyi artırmak yönünde adım atması gerektiğinin altını çizdi. Buna göre, sistemin temel kazanımı, muhakeme yeteneği gelişmiş öğrenciler olmalıdır denildi.
Evrim
Duyuruda, eğitim müfredatından çıkartılmış olan evrim konusuna da değinildi. Evrimin, bilimsel olarak kanıtlarla doğrulanmış bir kuram olduğu belirtildi ve ülkemizde artık reçete ile satılan antibiyotik örneği verildi: antibiyotiğin yanlış kullanımı ile antibiyotik direnci ilişkisi. Evrim kuramı öğrenilmediği ve anlaşılmadığı sürece, antibiyotik direnci ile ilgili bir çalışma yapmak veya yeni bir ilaç geliştirmek mümkün değildir denildi. Tıpta çığır açabilen bilim insanlarının, henüz küçük birer öğrenciyken almış oldukları doğru ve sağlıklı eğitim ile bunu başarabildikleri vurgulandı.
Evrim konusunun işlenmemesini, fizik dersinde Newton yasalarını es geçmeye, ya da bir binayı kolonları olmadan inşa etmeye benzeten Akademi, temel konuların bütünleşik bir mantık çevresinde aktarılabilmesi ve kavranabilmesi için çalışılması gerektiğini belirtti.
Atatürk
Cumhuriyet tarihi ve Kurtuluş Savaşı’nın anlatımında tarihi gerçeklere ve kanıtlara bağlı kalınması gerektiğini vurgulayan Akademi, eğitimin temel taşı olması gereken akıl ve bilimin, aynı zamanda Atatürk’ün de manevi mirası olduğunu dile getirdi.
Bilim Akademisi’nin hazırladığı yeni müfredat duyurusunun tam metni için: http://bilimakademisi.org/bilim-akademisinin-yarin-ic%CC%A7in-bugu%CC%88nden-i%CC%87simli-yeni-mu%CC%88fredat-c%CC%A7alis%CC%A7masina-i%CC%87lis%CC%A7kin-duyurusu/