Saldırgan sürücü davranışları: Yol öfkesi

Öne Çıkanlar Toplum
Saldırgan sürücü davranışları: Yol öfkesi

Emniyet şeridini işgal ederek sağdan hızla yanınıza yaklaşıp önünüze geçmek isteyen saldırgan sürücüye yol vermezseniz, üstelik bir de haddini bildirmeye kalkarsanız ne olur?

Bu türden, yolda birbirini tanımayan sürücüler arasında genellikle yol verme (me) meselesi yüzünden çıkan kavgalar sonucu ölümler gazetelerin üçüncü sayfasından eksik olmuyor. Saldırgan sürücülük aşırı hız, yakın takıp, zikzaklarla ilerleme, kırmızı ışıkta geçme gibi yüksek riskli trafik ihlallerini içerir ve yol öfkesi saldırgan sürücülüğün uç noktasıdır. Diğer bir deyişle yol öfkesi, trafikteki anlaşmazlıkların, doğrudan suç teşkil eden bireysel saldırganlığa dönüşmüş halidir. Bazı sürücülerin bu olasılığa karşı araçlarında ulaşılabilir bir yerde levye, beyzbol sopası vb. bir “savunma silahı” bulundurmaları yol öfkesinin hangi boyutlara geldiğini gösteriyor.

Trafik çarpışmaları ve öldürmeleri sonucu Türkiye’de her yıl ortalama 8 bin kişi hayatını kaybediyor ve 300 bin kişi yaralanıyor (resmi TÜİK rakamlarıyla 2016 yılında 7 bin 300 kişi öldü, 304 bin kişi de yaralandı*). Türkiye’de trafik ölümleri araç sayısı dikkate alındığında Avrupa ortalamasından yaklaşık altı kat daha fazla**. Fark etmişsinizdir, özellikle “kaza” demiyorum. Çünkü bu ölümler “kazara” olan, istenmeden yapılmış eylemler değil, önlenebilir sistemik yanlışların sonucudur. Ölümlerin asıl nedeni trafik güvenliği sistemindeki eksiklikler ve başta aşırı hız, yakın takip ve hatalı sollama olmak üzere saldırgan sürücü davranışlarıdır.


Öfke kontrolü

Yol öfkesi konusunda yapılan araştırmalar yol öfkesinin aslında tipik bir öfke kontrol meselesi olduğunu gösteriyor. Genelde öfke kontrolü ve saldırganlık eğilimi olanların yoldaki “engellenme” durumunda, biraz da araç kullanmanın verdiği şişirilmiş özgüven ve haz yüzünden, öfkesini kontrol etmesi iyice zorlaşıyor. Diğer sürücülerin kasıtlı ya da kasıtsız yaptığı, yol vermeme, öne geçme, yakın takiple sürekli selektör yapma gibi “engelleyici” davranışları, zaten başkalarından hep böyle davranış bekleyen “asabi” sürücülere öfkelerini boşaltmak için adeta bir fırsat yaratıyor.

Kişilik özellikleri de etkili

Genç erkekler arasında daha yaygın olan yol öfkesi, bazı kişilik özelikleri ile de yakından ilişkili. Bu özelliklerin başında narsisizm ve psikopati eğilimi geliyor. Yolun öncelikli olarak kendi hakkı olduğunu düşünen bencil ve narsistik sürücüler, bir engellenme durumu algıladıklarında “sen benim kim olduğumu biliyor musun” salvosuyla saldırganlığa geçme eğilimindedirler. Bu kişilere göre, yapılan basit bir trafik ihlali ya da hatası değil, onun kişiliğine (büyüklüğüne) yapılmış bir saygısızlık ve saldırıdır. Bunu yapanın cevabı orada hemen verilmeli, cezası kesilmelidir. Trafik işaretlemelerinin ve kurallarının belirsiz olduğu, tutarlı ve etkili denetimin yapılmadığı, sürücülerin kendi kuralını koyabildikleri ve güçlü olana ayrıcalık tanındığı yol ortamı (trafik kültürü), narsisizm ve psikopati eğilimi olanlara kolaylaştırıcı fırsatlar sunar.

Nedeni ne olursa olsun yol yüzünden tanımadığımız biriyle kavgaya girip psikolojik ve fiziksel sağlığımızı riske atmak kadar anlamsız bir şey olamaz. Bu yüzden saldırgan sürücülerle ve yol öfkesi ile baş etmek için öncelikle şunlara dikkat etmek gerekir.

Nedeni ne olursa olsun öfkemizin sonucunu düşünmeli kendi kızgınlığımızı kontrol etmeyi öğrenmeliyiz. Arabamıza biner binmez bir gerginlik ve olumsuz duygu durumu hissediyorsak bilelim ki öfkelenmeye hazırız demektir!

Yol ortamının öfkelenmeyi kolaylaştırdığını akıldan çıkarmayarak başkalarının her davranışının doğrudan bize yönelik ve “art niyetli” olmadığını düşünmemiz gerekir. Başkasının saldırganlığı bizim trafik kurallarını ihlal etmemiz için bir mazeret olmamalı. Kendimizi ceza vermesi gereken bir merci olarak görmemeliyiz. Çoğu durumda polise bildirmek dışında, yapacağınız akıllıca başka bir şey yoktur.

Tartışma ya da anlaşmazlık durumunda asla aracımızdan inmeyelim, camı açmayalım, göz göze gelmemeye çalışalım. Bizi tahrik eden sürücülerin el kol hareketlerine, küfürlerine karşılık vermek sonu nereye varacağı belli olmayan bir tehlikeye yol açabilir.

Prof. Dr. Nebi Sümer
Bilim Akademisi üyesi

* TÜİK Haber Bülteni. Sayı 24606, 21.06.2017
** Nebi Sümer ve Ömür Kaygısız. Trafik kazalarında Türkiye’nin Dünya’daki yeri. Ankara Trafik Vakfı Trafik Dergisi, 2014, 52 (12), 4-9.

Bu yazı HBT'nin 111. sayısında yayınlanmıştır.