Tasarım ve mimarlık öğrencileri… Bu yazıya dikkat!

Toplum
Tasarım ve mimarlık  öğrencileri… Bu yazıya dikkat!

Zenginleşmenin yolu nedir?  / Emin Çapa

Aslına bakarsanız iktisat dediğimiz alanın en önemli uğraşlarından biri bu. Neden bazı ülkeler zengin, bazıları fakirdir? (Bu konuda Daron Acemoğlu’nun Ulusların Düşüşü kitabını hala okumamışlar varsa hararetle tavsiye ederim.) Neden bazı şirketler başarılı, bazıları başarısızdır? Neden bazı insanlara yürü ya kulum, bazılarına sürün ya kulum?

Elbette bilimle zenginlik arasında güçlü bir bağ var. Petrol zenginlerini bir tarafa bırakırsanız bu bağın çok güçlü olduğunu görürsünüz. Bence bunun en güzel göstergesi periyodik cetveldir. Kimyanın temelinde yer alan bu tabloya o elementleri bulan ülkelerin bayrağını koyduğumuzda ortaya çıkan durum bize gücün, zenginliğin, refahın, uygarlığın sırrının akıl ve bilimde olduğunu açıklıyor. Bu sene ilk kez o tabloya Batılı olmayan bir ülke Japonya eklendi. Ama bizim milyarlık coğrafyamızdan bir tek ülke yok.


ELEMENTLER (1)

İyi de bu tabloda olmayan ama hızla yükselen ülkeler var. Örneğin Kore gibi. İşte burası çok önemli çünkü Kore, tıpkı daha önce Japonya’nın yaptığı gibi zengin ülkeler arasına sonradan girdi. Ama iki ülkenin de özelliği, bilimi ve  ona bağlı teknoloji geliştirmeyi başarmasında yatıyor. Japonya ve Kore’nin bilim literatürüne son yıllarda yaptığı katkıları basit bir şekilde taramak bunun için yeterli. Ama bu yazının konusu bu değil. Türkiye’nin zengin ülkeler arasına girememesinin nedeni de bilim üretiminde geri kalması, buna bağlı olarak teknoloji üretememesidir.

Bunun en önemli göstergelerinden biri patent sayıları. Elbette patent her zaman teknolojiyle aynı değildir, ama gene de önemli bir göstergedir. (Türkiye’de bilim, teknoloji, Ar-GE, ÜRGE birbirine karıştırılıyor. Bunlar kesişim kümeleri olsa da, birbirleriyle aynı şeyler değildir) Lütfen grafiğe bakın. Dünya milli gelirinden % 1 pay alan bir ülkenin, patentten 0,4 pay alması normal midir? Bu ülkenin ihracatının kilo fiyatının  artmak bir yana gerilemesi normal değil midir?

Patent Rekortmenleri: 2014'te dünyada 214.500 patent alındı.

PATENT                 PAY
ABD                       61.492      % 28,7
JAPONYA              42.459      % 19,8
ÇİN                        25.539       % 11,9
ALMANYA             18.008        % 8,4
G.KORE                 13.151        % 6,1
TÜRKİYE                   802         % 0,4

Patent konusunda ne kadar kötü bir durumda olduğumuzu anlatmak için ikinci bir karşılaştırma daha yapalım. Dünyanın en çok patent alan şirketleri ile Türkiye’yi kıyaslayalım. Ne yazık ki, Türkiye bir şirket olsaydı, en çok patent alan şirketler sıralamasında ilk ona giremezdi. Koskoca bir ülke, patent konusunda şirketlerle yarışamıyorsa o ülkenin dünyada büyüklük iddiası olabilir mi?

Patent Rekortmenleri: 2014'te Türkiye'de 802 patent alındı.

Şirket                      Ülke                    Patent
HUAWEI                  ÇİN                        3.442
QUALCOMM          ABD                       2.409
ZTE                          ÇİN                         2.179
PANASONIC           JAPONYA               1.682
MITSUBISHI           JAPONYA               1.593
INTEL                      ABD                        1.539
ERICSSON               İSVEÇ                    1.512
MICROSOFT           ABD                        1.460
SIEMENS                ALMANYA               1.399
PHILIPS                  HOLLANDA             1.391

Ancak, bu yazının asıl amacı Türkiye’nin neden yoksul kaldığını anlatmak değil. Bu bir davet yazısı. Zenginliğin önemli kaynaklarından biri de dizayn. Endüstriyel dizayna uluslararası koruma alan ilk üç ülkeyi ve Türkiye’yi görüyorsunuz tabloda. Üstelik bu dizaynların kalite/gelir yaratma açısından kıyaslaması yok.

Dizayn: Uluslararası koruma (2014)

ALMANYA      3.868
İSVİÇRE         3.189
FRANSA         1.559
TÜRKİYE        427

(Kaynak: WIPO)

Herhalde zenginliğin önemli bir kaynağının tasarım olduğu konusunu kimse tartışmayacaktır. Ne yazık ki Türkiye tasarım konusunda da istediğimiz yerde değil. İşte bu yüzden İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı, bir tasarım bianeli düzenliyor. Bu sene üçüncüsü gerçekleştirilecek tasarım bianelinin teması, “Biz İnsan mıyız?” İlgilenenler için internet adresi; http://bizinsanmiyiz.iksv.org/

10 öğrenciye tasarım bienali bursu benden

Bu sene ben de kısıtlı imkanlarımla bu çorbada bir tuzum olsun diye düşündüm. İstanbul, Ankara ve İzmir dışından, tasarım ve ona bağlı alanlardan 10 öğrenciyi tüm masrafları bana ait olmak üzere İstanbul’da ağırlayacağım. İKSV bu öğrencilerin hem bianeli gezmesini, hem de tasarımcılarla bir araya gelmesini sağlayacak. İşte bu yazıyı yazmamın nedeni başvuru koşullarını buradan yayınlamak.

Başvurular [email protected] adresine yapılacak. Benim oluşturduğum küçük bir jüri başvuruları eleyecek.

Koşullar:
1. Tasarım (mimari 1 öğrenci, peyzaj 1 öğrenci, moda 1 öğrenci, endüstriyel tasarım 3 öğrenci, grafik 2 öğrenci, web tasarım 2 öğrenci / jüri bu sayılarda kaydırma yapabilir) öğrencisi olduğunu belgelemek. (öğrenci belgesi veya okuldan bir yazı)
2. 18 yaşını doldurmuş olmak. (İstanbul’da reşit olmayan gençlerin sorumluluğunu almam mümkün değil ne yazık ki)
3. İstanbul, Ankara, İzmir dışındaki illerde yer alan okullarda öğrenci olmak.
4. Neden bu projede yer almak istediğini anlatan yarım sayfayı geçmeyen bir yazı ve çalışmalarından örnekleri göndermek. (Jüri değerlendirmesi bu ikisi üzerinden yapılacak.)

Sunulacak olanaklar:
1. Ulaşım
2. 4-5 yıldızlı otellerde 27 Ekim-3 Ekim arası konaklama
3. Günlük 100 TL harcırah
4. Tasarım Bianeli’nin tüm sergilerini profesyonellerle gezme imkanı
5. Tasarımcılarla söyleşiler
6. Tasarım atölye ve stüdyolarına geziler

NOT: Katılımcı gençlerin İstanbul’daki programdan azami faydayı sağlamaları tamamen kendi çabalarıyla mümkün olacaktır. Bu organizasyon tamamen benim amatör çaba ve küçük bütçemle gerçekleştirilecek. İKSV’nin ve bazı dostların desteği hayati önem taşısa da bütçe kısıtı nedeniyle sınırlı sayıda genç bu imkandan yararlanacak. Elimden gelse bu imkanı çok daha fazla gence tanımak isterdim. Ancak olanaklarım daha fazlasına izin vermiyor. O yüzden seçilemeyen gençler lütfen gönül koymasın.