Sanayi (4.0)’ün derinliklerinden Türkiye’ye bakınca gördüklerimiz…

Bayram Ali Eşiyok
Sanayi (4.0)’ün derinliklerinden Türkiye’ye bakınca gördüklerimiz…

Sanayi devriminin çekirdeğini oluşturan chiplerin fiyatları düşerken, performansları hızla artıyor ve bu nedenle giderek yaygınlaşıyor, artık her evde bir bilgisayar var ve internet güncel hayatın temel iletişim ağlarından en önemlisi olmaya başladı… Dördüncü sanayi devriminin ekonomi başta olmak üzere sosyal hayatın tüm alanlarında alt-üst oluşlara neden olması kaçınılmaz.

Peki, Türkiye Sanayi 4.0’ün neresinde? Bunun için kimi nicel göstergelerin çözümlenmesi gerekiyor. Bu kısa yazıda eğitim, ARGE, inovasyon ve patent göstergelerine ilişkin uluslararası bulgular çözümleniyor.

Sanayi 4.0 için nitelikli eğitim şart


21.yüzyıl koşullarında eğitimin niteliğini, dolayısıyla beşeri sermaye stokunun düzeyini yükseltmeden Sanayi 4.0’e geçmek olsa olsa bir fantezi olabilir. İnsan gücünün, eğitimin niteliğini ölçmeye yönelik birçok göstergeden yararlanılabilir. Uluslararası karşılaştırmaya imkân verdiği için PISA (Program for International Student Assessment - Uluslararası Öğrenci Başarısını Belirleme Programı) bulgularına başvuralım

İlki 2000 yılında yapılan ve Türkiye’yi içermeyen PISA uygulamasının sonuncusu 2012 yılı için yayınlandı. Türkiye 2012 sonuçlarına göre OECD ülkeleri arasında sondan 3.sırada yer alırken, 65 ülke arasında Matematikte 44. Sırada, Fen’de 43. ve okuduğunu anlamada 41.sırada yer almış. Kısaca okuduğunu anlamayan, bilim ve Matematikte sınıfta kalmış bir eğitim sistemi ile karşı karşıyayız…

İlk beş sırada ise Çin, Japonya, Singapur, Güney Kore ve Finlandiya gibi ülkeler yer alıyor. İlk beş sırada Uzak Doğu Asya ülkelerinin (sadece bilimde Finlandiya ilk beşte yer alıyor) bulunması bu ülkelerin tempolu kalkınmalarında eğitimin önemine işaret ediyor. Hiç kuşkusuz nitelikli eğitimin ve hızlı teknolojik gelişmenin (Sanay, 4.0) temel belirleyeni olan yüksek sabit yatırımların önemine, yani reel birikime.

Tablo 1: PISA sonuçlarına göre ilk 5 ülke ve Türkiye (2012) (65 Ülke) Kaynak: OECD

Teknoloji üretmeyen sanayi inovasyon yapar mı?

Çok genel olarak bilginin ürüne, üretim yöntemlerine, hizmetlere dönüştürülmesi olarak görülebilecek inovasyon olgusu, Sanayi 4.0’ün en temel bileşenlerinden biri olarak öne çıkıyor. 19. yüzyılın sonlarına kadar mucitlerin icatlarına dayalı gelişen teknolojik yenilikler, 19. yüzyılın sonlarında araştırma laboratuvarlarının kurulmasıyla sistemli ve kurumsallaşmış araştırmalara dayanıyor ve böylelikle icat süreci de sanayinin bir parçası haline geliyor.

Dünya Ekonomik Formu’nun (WEF) her yıl yayınladığı The Global Competitiveness Report çalışmasında ülkelerin rekabet gücü 12 göstergeden hareketle ölçülüyor. Bu göstergelerden birisini de inovasyon oluşturuyor. İnovasyon ise 7 alt gösterge çerçevesinde değerlendiriliyor (Tablo 2).

Çalışmanın inovasyon bulgularına kısaca değinelim: Türkiye inovasyon kapasitesine (CI) göre 114 ülke arasında 3.8 puan ile 83.sırada konumlanmış. Araştırma kurumlarının kalitesi (QSRI) göstergesine göre 82. sırada ancak kendine yer bulabilmiş. Şirketlerin Ar-Ge harcamaları göstergesine (CSR&D) göre 79. sırada yer alan Türkiye, Ar-Ge’de sanayi üniversite işbirliği (U-ICR&D) göstergesine göre 61.sıra ile düşük bir başarım sergilemiş. Yüksek teknoloji ürünlerinin hükümet tarafından tedariki (GPATP) göstergesine göre 39. sırada, bilim adamları ve mühendislerin uygunluğu göstergesine göre (ASE) 50. ve PCT patent başvuruları (PCTPA) göstergesine göre ise 42.sırada yer almış. Kısaca sanayide giderek dışa bağımlı hale gelen Türkiye inovasyon yaparak sanayisini geliştiremiyor... Orta ve düşük teknoloji tuzağına saplanmış gözüküyor.

Tablo 2: İnovasyon bileşenlerine göre Türkiye’nin dünyadaki sırası (2015) Kaynak: WEF

ARGE ve patentler

Türkiye gibi İthal teknolojiye bağımlı sanayileri ARGE faaliyetlerine yönlendirmek oldukça zor. ARGE ile yeni bir teknolojinin geliştirilmesi, iyileştirilmesi yerine, lisansa ve montaja dayalı bir sanayileşme söz konusu. Oysa bugünün metropol ülkeleri yüksek ARGE yoğunluğu sayesinde yenilik yapmakta, yeni teknolojiler geliştirmekte ya da var olan teknolojiyi iyileştirerek uluslararası pazarlarda rekabet gücü elde etmektedir... Tablo 3 Türkiye’nin ARGE ve patentteki hal-i pür melalini ortaya koyuyor. Türkiye GSYH’dan ancak %0.92’sini ARGE’ye ayırıyor, İsrail ise %4.3’ünü.

Patent verileri Sanayi 4.0’ün en temel göstergelerinden biri. Seçilmiş ekonomilere ilişkin “triadic patent sayıları” incelendiğinde, Türkiye 14.2 patent sayısı ile Finlandiya, İsrail ve Güney Kore gibi bilim ve teknolojide önemli gelişmeler sağlayan ülkelerin oldukça gerisinde. Kore’nin triadic patent sayısı Türkiye ile kıyaslanmayacak kadar yüksek… Bu bulgu, Güney Kore’nin 1960’lardan günümüze bilim ve teknolojide sağaldığı muazzam gelişmenin arkasındaki dinamiği sergiliyor.

Bu tablodan Sanayi 4.0 çıkmaz, çıksa çıksa harc-ı âlem sektörlere (gıda, tekstil vb) dayalı bir uzmanlaşmanın sürekliliği çıkar. Bu da “azgelişmişiliğin gelişmesi”nden başka bir şey değildir...

Çözüm mü? Öncellikle eğitim sisteminin yeniden yapılandırılarak vasıflı/kalifiye iş gücünün yaratılması şart. Son yıllarda giderek %20’lerde durağanlık kazanan sabit yatırım oranlarının artırılması son derece önemli. İmalat sanayi gibi üretken sektörlerde sabit yatırım oranlarını %30-40 platosuna yerleştirmeden Türkiye’nin bırakınız Sanayi 4.0 hedefini yakalamayı var olan ve giderek aşınan sermaye stokunu koruması da zor.

Diğer taraftan kısa ve orta dönemde ulusal gelirin %4’ü oranında bir kaynağın ARGE harcamalarına ayrılması gerekiyor… Kısaca üretimi, sabit yatırımları, ARGE faaliyetlerini, teknolojik gelişmeyi ve yenilikleri teşvik eden bir sanayi politikası ve tüm bunları kapsayan ve diğer ögeler ile desteklenen yeni bir kalkınma stratejisi temel çözüm olarak öne çıkıyor.

Tablo 3: Seçilmiş ülkelerde ADGE yoğunluğu ve Triadic* Patent Sayıları (2012) Kaynak: OECD, MSTI veritabanı. (*) Triadic patent; Avrupa Patent Ofisi (EPO); ABD Patent ve Marka Tescili Ofisi (USPTO) ve Japon Patent Ofisinde (JPO) dosyalanmış patentlere verilen isim olarak tanımlanmaktadır.

Bayram Ali Eşiyok


Bayram Ali Eşiyok