İmalat sanayinin ve teknolojinin küresel görünümü

Bayram Ali Eşiyok Y
İmalat sanayinin ve teknolojinin küresel görünümü

1950’lerden günümüze sanayinin mekânsal/coğrafi dağılımında önemli değişiklikler gerçekleşti. Gelişmiş, metropol ülkelerin dünya imalat sanayi katma değer payları düşerken, az sayıdaki çevre ülkenin ve bölgenin (Doğu Asya’nın) payında önemli artışlar yaşandı.

Küresel ölçekte sanayi coğrafyasındaki değişme; ulus-üstü şirketlerin denetiminde, küresel ağlar üzerinde gerçekleşen üretimin parçalanması ve üretimin değişik aşamalarının ana şirket dışına çıkarılarak çevre ülkelere (ağırlıklı olarak da Doğu Asya ülkelerine) aktarılması sonucunda sağlandı. Başka bir ifadeyle, ulus-üstü şirketler gelişmiş ülkelerde görece yüksek ücretler başta olmak üzere, artan birim işgücü maliyetleri sonucunda düşen kar oranlarını çevre ülkelere yönelerek aşmaya çalıştılar.

Dünya imalat sanayi katma değerinin dörtte biri Çin’de üretiliyor


Tablo 1, 2018 yılına göre dünya imalat sanayi katma değer payı en yüksek ilk 6 ülkenin sıralamasını gösteriyor. Metropol ülkelerin imalat sanayi katma değer payı düşerken (imalat sanayinin ters U gelişme yasası), Çin ile birlikte Hindistan ve Güney Kore’nin payında artışlar izleniyor. 2005 yılında Çin’in küresel imalat sanayi katma değer payı ABD ve Japonya’da düşük iken, 2018 yılına gelindiğinde tablo değişmiş, %24,9 katma değer payı ile dünyanın zirvesine yerleşmiştir.

19. yüzyılda dünyanın üretim atölyesi olan İngiltere, 20. yüzyıla gelindiğinde bu gücünü ABD’ye kaptırdı. 21. yüzyılın başlarında ise ABD’nin yerini Çin almış görünüyor. Bu nedenle son yıllarda Çin ile ABD arasında giderek artan gerilimi bir de bu perspektiften okumak lazım.

Tablo 1: Dünya İmalat Sanayi Katma Değer Payları (%) (2010 sabit fiyatları ile)

2005 2010 2018
Çin 11,45 18,32 24,90
ABD 19,9 17,46 14,96
Japonya 12,68 11,36 9,74
Almanya 7,15 6,51 6,24
Hindistan 1,88 2,56 3,53
G. Kore 2,47 2,90 2,94

Kaynak: UNIDO. 2018 yılı tahmin.

Tablo 2, kalkınma grupları (“sanayileşmiş”, “yükselen ekonomiler” vs.) itibariyle imalat sanayi katma değerinin teknoloji yoğunluğunu gösteriyor. Tabloda en temel bulgulardan birisi şudur: 2017 yılı itibariyle Çin tüm teknoloji kategorilerinde küresel imalat sanayi katma değerinin %20’den fazlasını tek başına üretmektedir.

Oysa çok uzaklarda değil, 2005 yılında bu oran %10’un altında bulunmakta idi. Kısa zamanda sağlanan bu başarı Çin’in sadece düşük teknoloji yoğunluklu sektörlere dayalı bir başarısı olarak görülmemelidir. 2017 yılında Çin’in orta-yüksek teknolojilerdeki küresel imalat sanayi katma değer payı düşük teknoloji yoğunluklu sektörlerin üzerinde seyretmektedir. Bu son derece çarpıcı bir bulgudur ve Çin bu yönüyle birçok gelişmiş ülkenin üzerinde bir başarım ortaya koymuştur.

Çin’in aksine, 2005-2017 yılları arasında sanayileşmiş ekonomilerin tüm teknoloji kategorilerindeki katma değer payı 15 puan civarında aşınmıştır. 15 puanlık bu aşınmanın büyük ölçüde Çin tarafından telafi edildiği anlaşılıyor. Sanayileşmiş ülkelerin küresel katma değer payında meydana gelen aşınmaya karşın, başta orta-yüksek teknoloji yoğunluklu sektörlerde olmak üzere, diğer tüm kategorilerde küresel ağırlığı sürmektedir.

Tablo 2: Teknoloji Yoğunluğuna Göre İmalat Sanayi Katma Değer Payları (%)

2005 2010 2015 2017
Düşük Teknoloji
Sanayileşmiş ekonomiler 67,5 59,1 53,0 51,8
“Gelişen” ve “yükselen ekonomiler” (Çin hariç) 24,5 26,3 26,8 26,6
Azgelişmiş ülkeler 0,6 0,9 1,3 1,4
Çin 7,4 13,7 19,0 20,2
Toplam 100 100 100 100
Orta-Düşük Teknoloji
Sanayileşmiş ekonomiler 68,4 59,3 53,5 52,8
“Gelişen” ve “yükselen ekonomiler” (Çin hariç) 22,7 24,1 23,2 23,1
Azgelişmiş ülkeler 0,2 0,3 0,4 0,4
Çin 8,6 16,3 22,9 23,7
Toplam 100 100 100 100
Orta-Yüksek ve Yüksek Teknoloji
Sanayileşmiş ekonomiler 78,7 70,7 65,3 63,2
“Gelişen” ve “yükselen ekonomiler” (Çin hariç) 14,3 15,8 15,4 15,3
Azgelişmiş ülkeler 0,1 0,1 0,1 0,1
Çin 7,0 13,5 19,2 21,4
Toplam 100 100 100 100

Kaynak: UNIDO veri tabanı.

Çevre ülkeler: Düşük teknoloji ve erken sanayisizleşme kıskacında

Sanayileşmede derinleşme sağlamadan uygulanan neoliberal finansal liberalizasyon ve dış ticaret politikaları Türkiye’nin de içerisinde yer aldığı “yükselen ekonomiler” in imalat sanayini ve imalat sanayinin teknoloji yoğunluğunu olumsuz etkiledi. Temel olarak düşük ve orta teknolojilere dayalı sektör yapılarından yüksek teknoloji yoğunluklu sektörlere yönelik yapısal bir dönüşüm gerçekleşmedi.

Bu nedenle, iki binli yıllarda düşük teknoloji yoğunluklu sektörlere dayalı üretim yapısı başat kategoriyi oluşturmaya devam ediyor. Diğer yandan, imalat gibi ticarete konu olan sektörlerin katma değer payı aşınırken, ticarete konu olmayan sektörlerin artan payı Türkiye’nin de içerisinde bulunduğu birçok “yükselen ekonomi”nin erken sanayisizleşme sorunu ile yüzleşmesine neden oldu.

Kalkınma iktisadının temel bir önermesi: Azgelişmişliğin aşılması sanayileşmeye bağlıdır

Son söz olarak, Latin Amerika ve Türkiye gibi erken sanayisizleşen ülkelerin imalat sanayi gayrisafi sabit sermaye stokunda (sermaye birikiminde) anlamlı yükselişler gerçekleştirmeden ve neoliberal politikalar ile yüzleşip üretim eksenli, planlamaya dayalı yeni bir sanayileşme paradigmasına geçmeden, az gelişmişliği aşmaları olanaklı değildir.

Bayram Ali Eşiyok / [email protected]

Bayram Ali Eşiyok