İnsan ne kadar fazla bilebilir?

Öne Çıkanlar Yaşam Bilimleri
İnsan ne kadar fazla bilebilir?

Aristo “herşeyi bilen son adamdı”-tabii yaşamı boyunca dünyaya ilişkin kendisine gerekli her şeyi... Yok, durun bir dakika yoksa bu kişi Leonardo Da Vinci miydi? Ya da Goethe?

‘Son evrensel bilge’ şüphesiz bir metafor. Ama Bilgi dağarcığımız genişledikçe o bilgiye ev sahipliği yapan beynimizin kapasitesi bir noktada buna yetmeyebilir mi?

Londra Doğa Tarihi Müzesi’nden paleoantropolog Chris Stringer “eğer olduysa bile bu çok uzun zaman önce olmuş olabilir” diyor. “İnsanın ilk ortaya çıktığı Afrika’dan dışarı çıkıp dünyaya yayılmadan önceki dönemde, hayatta kalabilmek için gerekli bilgileri devamını herhangi tek bir kişinin sağlayabilmiş olabileceğinden şüphe ederim.”


Aynı deneysel sınırlar hâlâ geçerli. Fakat günümüz dünyasında işlenmesi gereken ham bilginin hacmi tek bir kişinin onu işleme kapasitesinin çok üzerinde. Bir insan beyninde, 100 trilyon sinaps (nöronların diğer nöronlara ya da kas veya salgı bezleri gibi nöron olmayan hücrelere mesaj iletmesine olanak tanıyan özelleşmiş bağlantı noktaları) ile birbirine labirent şeklinde bağlanmış yaklaşık 100 milyar nöron bulunuyor. San Diego yakınlarındaki Salk Enstitüsü’nün 2015 tahminine göre bu, petabayt (PB) -milyonlarca gigabayt- olarak ölçülebilen bir bilgi depolama kapasitesine karşılık geliyor. Karşılaştırma yapacak olursak, CERN Enstitüsü’ndeki parçacık çarpıştırıcısı olan Büyük Hadron Çarpıştırıcısı (LHC), sadece bir sene içinde 30 petabayt kadar data çekiyor

Bu ve benzeri kıyaslamalar nispeten kolay. Bilgiyi yaratmak, datayı benimsemekten çok daha önemli. Ve beynimiz de boş bir petabayt hafıza kartı değil. Eğer öyle olmuş olsaydı, veri yükleme hızının yavaşlığından dolayı hayal kırıklığına uğrar ve onu, satın aldığınız mağazaya geri gönderirdiniz.

Konu herhangi bir kişinin beyninin ne kadar fazla bilebileceğini anlamaya çalışma noktasına geldiği zaman karşımıza şu gerçek çıkıyor: Şu ana kadar hiç tam kapasiteyi dolduramadık. Çünkü daha bir işlem limitine ulaşamadan, devamlı olarak bir zaman limiti ile karşılaşıyoruz. 50’den fazla dilde yetkin olan hiperpoliglot (birden fazla farklı dilde uzman olan kişi) Alexander Arguelles “Bana sınırsız zaman özgürlüğü verin, muhtemelen 100 dil ile başa çıkabilirim” diyor.

Massachusetts Teknoloji Enstitüsü’nden Cesar Hidalgo, bir kişinin, gerçekçi bir şekilde tüm hayatı boyunca öğrenebileceği miktarı ‘personbayt’ olarak adlandırdı. Güzel bir kil çanak yapmak için ihtiyacınız olacak bilgi 1 personbayt’tan daha az. Ama güdümlü füze donanımlı bir F-22 Raptor avcı savaş uçağı üretmek istiyorsanız binlerce fazla personbayta ihtiyacınız olacaktır. Aristo bu durumda nereden başlayacağını bilemezdi.

Beynimizin kısıtlı bant genişliğinin moralimizi bozmasına izin vermemeliyiz. Eğer insan bilgisinin miktarı ve karmaşıklığı zaman içerisinde arttıysa, o bilgiye ulaşmanın yolları da konuşma dili, yazı dili, matbaa makinesi ve şimdi de internet ile birlikte gelişti. Bu enformasyon bolluğu içinde, gelişim göstermenin önündeki engel ise beyinlerimize sığdırabileceğimiz bilginin miktarında değil onun kalitesinde...

NewScientist’den derleyen Özlem Yüzak


Bu yazı HBT'nin 74. sayısında yayınlanmıştır.