Japonya’nın yeni hedefi: 100 gün içinde pandemiye hazır olmak

Koronavirus
Japonya’nın yeni hedefi: 100 gün içinde pandemiye hazır olmak

Japonya, gelecekte olası pandemilere hazırlıklı olmak için çeşitli enfeksiyon hastalıklarına karşı 2 milyar dolar yatırımla yeni bir girişim başlatıyor. COVID-19 aşısı üretiminde Japonya’nın diğer ülkelerin gerisinde kalması, Japon hükümetinin yeni önlemler almasına yol açtı. Şimdi 2 milyar dolarlık bir yatırımla yeni pandemiler için test, tedavi ve aşı geliştirecek bir merkez kuruluyor.

SCARDA (The Strategic Center of Biomedical Advanced Vaccine Research and Development for Preparedness and Response - Hazırlıklı olmak için ileri biyomedikal aşı araştırma ve geliştirme merkezi) ilk başta 8 patojen için aşı araştırmalarına yatırım yapacak. Bunların başında koronavirüs, maymun çiçeği, deng virüsü ve zika virüsü geliyor. Bu amaçla aşı gelişirme aşamasında mRNA teknolojileri, viral vektörler ve rekombinant proteinleri yöntemleri kullanılacak.

Tokyo Üniversitesi’nden aşı uzmanı Ken Ishii, bugünkü durumlarını şöyle açıklıyor: “Japonya’da şu anda geliştirilmekte olan en ileri COVID-19 aşısı ileri klinik deney aşamasında ve onay almış değil” diyor. Bu gecikmeyi telafi etmek için Mart ayında başlatılan SCARDA girişimi, Kasım ayında çalışmaya başlayacak. Merkezde Japonya’nın en tanınmış aşı uzmanları görev alacak.


Koronavirüsün kökeni tartışmaları bitmeyecek gibi

COVID-19’un kökeni tartışmaları geçen hafta bu konudaki yeni bir uzman raporunun gündeme gelmesiyle yeniden alevlendi. Raporda, SARS-CoV-2’nin hayvanlardan insanlara zoonotik bir sıçrama yapmış olmasının, laboratuvar sızıntısından daha büyük bir olasılık olduğu belirtiliyor. Melbourne Üniversitesi’nden virolog Danielle Anderson, “Biz makalemizde virüsün çeşitli çıkış noktaları olduğunu belirttik. Ancak kanıtlar zoonozdan yana” diyor. Bu yazı Proceedings of the National Academy of Sciences’da (PNAS) yayımlandı.

Bu konuda iki önemli rapor bulunuyor. Biri Lancet COVID-19 Komisyonu tarafından 2020’de hazırlandı. Columbia Üniversitesi’nden komisyona başkanlık eden ekonomist Jeffrey Sachs daha sonra komisyonu dağıttı. Sachs’ın grubu dağıtmasının nedeni, bazı üyelerin çıkar ilişkileri nedeniyle virüsün laboratuvar çıkışlı olduğuna karşı çıkmalarıydı.

Ne var ki komisyonun dağılmasına karşın bazı üyeler çalışmalarına devam ettiler. Bunlar PNAS grubunu oluşturdu. Grubun sözcüsü Gerald Keusch farklı görüşleri savunan bilim insanları ile ayrıntılı söyleşiler yaptı ve bu konudaki raporları taradıktan sonra zoonotik geçiş yönünde oyunu kullandı. Ne var ki bu iki grup da Wuhan Viroloji Enstitüsü’nden (WIV) sızma olma olasılığı konusunda yeterli ve tatmin edici araştırmaların yapılmadığı konusunda hemfikir. Şimdilik kanıtlar zoonotik çıkıştan yana daha ağır basıyor. Stanford Üniversitesi’nden mikrobiyom uzmanı David Relman ise laboratuvardan sızma ve zoonotik sıçrama varsayımlarının eşit ağırlıkta olduğunu ileri sürüyor: “PNAS ve Lancet komisyon raporları ne birbirleriyle tam uyumlu, ne de tamamen karşıt. İkisinde de ortak nokta şu: Pandemiler tamamen insan faaliyetlerinin sonucu ortaya çıkan bir olgu. Bunu önlemek elimizde. Virüs çalışmalarında hem laboratuvarda, hem de normal yaşamın içinde daha titiz, daha anlayışlı ve daha öngörülü olmak zorundayız.”

Koronavirüs aşıları uzamış COVID riskini %41 oranında düşürüyor

Koronavirüse karşı aşılanmak uzamış COVID semptomlarının ortaya çıkma riskini enfeksiyondan 12 hafta sonra %41 oranında düşürüyor. Uzamış COVID riskinin aşılandıktan sonra COVID’e yakalananlarda daha düşük olduğu ileri sürüyor. Birleşik Krallık Ulusal İstatistik Ofisi’nden (ONS) Daniel Ayoubkhani ve meslektaşları, Nisan 2020 ile Kasım 2021 tarihleri arasında testleri pozitif çıkan 19-69 yaşları arasında gelişigüzel seçilmiş bir denek grubunu incelediler. Bu kişiler pozitif çıkmadan önce ikinci hatırlatma dozlarını olmuşlardı. Aynı zamanda aşılanmamış benzer sayıda kişi de kontrol grubuna seçildi. 12 haftadan sonra semptom gösteren kişilere uzamış COVID tanısı kondu. Aşılanmamış deneklerin %14.6’sı en az bir uzamış COVID semptomu gösterirken, aşılanmış deneklerde bu oran %9.5 dolaylarında idi. Bu da enfeksiyondan 12 hafta sonra uzamış COVID geçirme riskini %41 oranında düşürmüş olduğu anlamına geliyor.

Kaynak 1 - 2