5G yetmez 6G olsun

Ali Akurgal Y
5G yetmez 6G olsun

Şimdilerde 5G heyecanı sardı herkesi. 5G’nin ne olacağı, söz verilen hızları nasıl sağlayacağı belli oldu. 5G günümüzde ticari hizmet olarak sunulmaya başlamasa da teknoloji olarak var. 5G hizmete sunulurken, aklı evveller, çoktan 6G’yi kafalarında oluşturmaya başladılar bile.

5G’de bile çok yüksek veri hızları olacak. Bu hızları ne işte kullanacağız? Önceki yazımda yazmıştım: diyorlar ki, 2 saatlik bir sinema filmini 1 dakikanın altında sürede cep terminalinize indireceksiniz. Ama bunun pratik bir değeri yok. Diyorum ki, bu kadar yüksek veri hızlarına çıkıyorlarsa, mutlaka bunun bir nedeni vardır. Şimdiden “açık etmiyor”lardır, ama planlamışlardır.

Önceki yazımda ayrıca havadaki frekans sayısının kıt kaynak olduğunu, bunu en verimli olarak kullanmak için de baz istasyonlarının etki mesafesini 150 metreye kadar düşürmek gerekeceğinden söz etmiştim. Eh, 300 metrede bir baz istasyonu olacaksa tüm Türkiye’yi kapsamak için 11 milyar adet baz istasyonu gerekiyor. Bu yatırımın altından kalkılamaz. Mevcut sistem, her cep terminalinin mutlaka bir baz istasyonuna bağlanması üzerine kurulu. İki terminal yan yana olsalar bile doğrudan değil, illâ baz istasyonu üzerinden haberleşiyorlar. Ama eğer cep terminalleri birer baz istasyonu gibi davransaydılar, her biri, başkalarından aldıkları mesajı -kulaktan kulağa oyununda olduğu gibi- bir yanındakine aktarsaydı, 300 metrede bir baz istasyonu kurmaya gerek kalmazdı. Terminalden terminale sıçraya sıçraya giden mesajlar, gerçek baz istasyonuna bağlı bir terminalden karasal hatlara geçerdi. Elbette, 50-100 kişinin verisi toplanınca işte o çok yüksek veri hızları için bir gerekçe oluşturabilirdi.


Komplo teorim bu: Önce size yüksek veri hızları verecekler, sonra siz bunu nasılsa kullanamıyorsunuz diyerek faturasını size çıkartmadan, etraftaki başkalarının bağlantılarını sizin üzerinizden yapacaklar.

Örülü ağlar

Komplo dediysem, o kadar da desteksiz değil. Bir diğerinin terminalini kullanarak karasal hatta kadar ulaşan bu mekanizma WiFi’da var. Adı “mesh network” Türkçesi örülü ağ. Yaygın olarak kullanılmıyor, çünkü günümüz olanakları buna ihtiyaç doğurmuyor. Ama 6G’de, 100 metrede bir baz istasyonu yatırımı gerektiğinde “aklın yolu birdir” diyerek, bu yıllanmış teknolojiyi kullanırlarsa hiç şaşmam.

Bu tekniğin bit yeniğini arayacaklar da olacaktır, hemen belirteyim: örülü ağlar kendi kendine yapılanabiliyorlar (self-organising). Diyelim, otoyolda yüzlerce aracın içinde kilometrelere yayılmış birkaç yüz cep terminali, hepsi bir diğerine baz istasyonu hizmeti veriyor ve bir zincir oluşturuyor. Bu zincirin bir yerinde bir terminal de yakınındaki gerçek baz istasyonundan karasal hatlara bağlı. Zincirin tümü bu bir terminalden nasipleniyor. Diyelim , araçlar ilerledi, bağlantıyı sağlayan terminal baz istasyonu etki alanından uzaklaştı, karasal bağı koptu. Ne olacak? Onlar üzerinden hizmet alanlar birden “kapsama alanı dışında” mı kalacaklar? Hayır. Örülü ağların kendiliğinden yapılanabilmeleri sonucunda, zincir yeniden oluşuyor ve tüm veriler bu sefer baz istasyonu kapsama alanındaki bir başka terminalden hizmet almaya başlıyor. Hatta, zincir kopuyor, bir öndeki veya arkadaki zincirle birleşiyor, bir kavşakta zincire dallar ekleniyor. Anlık ve dinamik bir yapı.

Tüketmek, kullanmak, geliştirmek

Bir zamanlar bir bakanımız, “teknolojiyi geliştiremiyoruz, ama sırf tüketen olmayalım da bâri kullanmaya çalışalım” anlamına bir söz söylemişti. Teknolojiyi geliştirmenin önde gelen bir yolu da, daha 6G konuşulmazken, onun üzerine bu yazıda anlattığım gibi kafa yormak, ortaya çıkan çözümlerin patentini almak; sonra uluslararası ortamda 6G’nin standartlarını oluşturan gruplar içinde yer alarak çözümünüzü onlara beğendirmek. Biz bunu neden yapmayız, anlamış değilim.

Ali Akurgal / [email protected]

Bu yazı HBT'nin 162. sayısında yayınlanmıştır.

Ali Akurgal