Haberdar olmak: Geleceğin gazetesi üzerine…

Ali Akurgal Y
Haberdar olmak: Geleceğin gazetesi üzerine…

Efsâne der ki: Kral Midas’ın kulakları eşek kulaklarıymış. Bunları gizlermiş. Sırrını çok az kişi bilirmiş. Biri de berberi. Berber bu sırrı saklamanın ağırlığına dayanamamış, sırrı bir kuyuya söyleyerek rahatlamış. Kuyunun suyuyla beslenen sazlar, rüzgar estikçe sırrı dile getirmişler: “Midas’ın kulakları, eşek kulakları”. Startrek dizisindeki Mr. Spock karakterinin insanlara göre üst kısmı daha uzun ve sivri olan kulakları bu antik efsaneden mi esinlenmiştir bilmiyorum, ama bu efsane bildiğini paylaşmak, başkalarını da bu bilgiden haberdar etmek üzerine belki de tarihin ilk örneklerinden biri. Günümüzde haberdar etme eylemi, her türlü mecrâda, en çok “gazetecilik” yaparak icra ediliyor.

Günümüz mecrâsı

Antik efsanede olduğu gibi mecrâ olarak “rüzgar gücü ile çalışan su ve saz” günümüzde geçerli değil. Yazılı basın, radyo ve televizyon günümüz deyişi ile “medya” haber yayma işlevini üstlenmiş durumda. Medya’da topluma ulaştırılan haberlerin kuşkuyla karşılanması durumunda, kulaktan kulağa haber ulaştırılırdı. Yakın geçmişte buna “fısıltı gazetesi” adı verilmişti. Günümüzde sosyal medya bunun yerini aldı.


Burada, “trol” adı verilen, ısmarlama haber pompalayan gruplar da oluştu. Kendine mecrâ bulamayan yorum ve görüşlerin yer aldığı bloglar var. Her iki yeni mecrâ da, kötüye kullanımı ayrı tutarsak, demokrasinin, özgürlüğün bir göstergesi. Sosyal medya ise günümüzde dedikodu ve fısıltı dâhil, en çok işleyen mecrâ.

Yazılı basın, giderek küçülüyor. Televizyon ana haber edinme kaynağı gibi duruyor. Ama radyo geri dönüyor. Belki de günlük yaşamda bir yerden bir yere gitme sırasında kaybolan vakti geri kazanma amacıyla insanlar radyoya sarıldı. Ancak, radyo ve televizyonun ülkemizde siyasî düşüncelerle “yumaklaştırılması”, bir örnek ve yanlı kılınması, hattâ kutuplaştırılması kanımca buradaki hızı yavaşlatıp, bu geçişi bir patlama haline gelmekten alıkoyuyor.

Kişisel gazete

Geçen hafta Tim Cook, Apple’ın gazete ve dergi uygulamasını açıkladı. 300 dergi ve 2 büyük gazete, bu uygulamadan izlenebilecek. Açıklamasında kullandığı ağzı kapatılmış insan simgesi kayda değer.

Çeyrek asır önce, 1994’de, Netaş’ta multimedya konusunda yaptığımız çalışmada “geleceğin gazetesi”ni tanımlamıştık. O zamanın teknolojileri ile yaptığımız bu tanımlama, bugün de geçerliliğini koruyor. Tabloid gazete büyüklüğünde, kıvırıp kolunuzun altında taşıyabileceğiniz, kalın karton dokusunda, ama katlanamayan bir ekran düşünün. Ekran malzemesi olarak jöle kristal düşünmüştük. Sonradan “Kindle” (eBook) bunu kullandı. Bunu elinize alınca, ekrana, birçok kaynaktan binlerce haber, yorum, resim gelmeye başlıyor (multimedya). Siz bunlara göz gezdiriyorsunuz. Ekranın köşelerinde gözbebeklerinizi izleyen duyargalar var. Bunlar ekranda nereyi okuduğunuzu belirliyorlar.

Bu teknik, ilk olarak Vietnam savaşında helikopterlerin makinalı tüfeklerini, pilotun baktığı yöne çevirmek için kullanılmıştı. Siz hangi haberlere ilgi gösteriyorsanız, değişik kaynaklardan o haberle ilgili bilgiler ekranda yer almaya başlıyor. Anlık ilgi alanınıza göre dinamik olarak oluşan sayfa yapısından söz ediyorum. O habere saplanıp kalmayasınız diye başka konular da başlıklar halinde, kenarlarda görünmeyi sürdürecek elbette. Göz attığınız her başlık, ortaya kayarak ayrıntılanmaya başlayacak, önceki konunuz, ufalıp bir kenarda başlık düzeyine inecek. Böylece kişiselleşmiş bir gazeteniz olacak. Buna, günümüz teknolojilerinden “yüz tanıma”yı eklediğimizde kişiselleşmeyi çabuklaştırmak mümkün.

Bu mecrâya, gazete, TV, blog, sosyal medyayı hattâ bilgi kaynaklarını bağlamak olası. İşin ticari yanı da, okuduğunuz her başlık için kuruşlar düzeyinde bir bedel ödemeniz, yazarların / kaynakların da kazançlarını okunma sayılarına bağlı elde etmeleri üzerine kurulu. Reklam da düşünmüştük. Reklam, okuyucuya indirim yoluyla para kazandıracaktı. Pek Tim Cook’un tarif ettiği gibi değil ama, … bizde olsa bunu kullanır mıydınız?

Ali Akurgal / [email protected]

Bu yazı HBT'nin 158. sayısında yayınlanmıştır.

Ali Akurgal