Robot / Cobot

Ali Akurgal Y
Robot / Cobot

Endüstri4.0, ucuz işçilik nedeniyle Doğu Asya’ya kayan üretimin, Avrupa gibi işçiliğin görece yüksek bedelli olduğu ülkelere geri getirilmesi için başlatılan hamle. Bunun Avrupa’nın endüstri gücü olan Almanya’dan gelmesi şaşırtıcı değil. Üretim değerlerine bakarsanız, ABD son birkaç senedir yerinde sayıyor, Avrupa’da çoğu ülke de öyle hattâ küçülme yaşayanlar var, Almanya’nın ufak büyümesi ile yerinde duruyor gibi.

Nasıl yaparım da üretimi Çin’den, Vietnam’dan, Malezya’dan ucuza yaparım?” diye düşününce, tek yolun, bilek gücünü devre dışı bırakıp, işi robotlara yaptırmak olduğu görülmüş. Çünkü robotun, elektrikten başka gideri yok, çay molası istemez, yemek istemez, servis gerektirmez, tatil bilmez, fazla mesai sormaz, …. Bir robotu emekli ederken ya da işten çıkartırken, ona kıdem tazminatı ödemiyorsunuz; eskici ya da hurdacı size para ödüyor. (Kıdem tazminatını deyim yerindeyse, başta, robotu işe alırken ödüyorsunuz).

Avrupa, üretimi tekrar kendi ülkesine çekmek için endüstri4.0 hamlesini yapıyor, Almanya’nın bu konuda ülke stratejisi bile var, ABD’de yeni başkan, bu işi üreticilere “üretimi uzak doğudan Amerika’ya getirmezseniz canınıza okurum” diyerek “cebren” yaptırma yolunda. Bu zorlama, ABD’de de ister istemez robot kullanımına yol açacak.


Fabrikaları, robotlarla donatınca, önceki yazılarımda da değindiğim üzere, kilit noktalara insan yerleştirmeniz gerekiyor. Çünkü robotlar, beklenmeyen durumlarda ne yapacaklarına henüz kendileri karar veremiyor. Bu sefer, robotun insanla uyumu sorun oluyor. Robotlar arasında çalışan bir insanın, tıpkı “elini prese kaptırmak” gibi iş kazalarına karşı korumasız kalması ortaya çıkıyor.

İşte hem bu uyumu, hem de robotun robotla anlaşıp görev dağılımında değişiklik yapabilmesini sağlamak üzere “uyumlu” (işbirlikçi = collaborative) robotlar gündeme gelmiş. Çoğu cobot üreticilerinin modelleri 2012, 2015, veya daha yakın tarihleri taşıyor. Patenti, US5952796 A, senesi 1999; patent ile ticari yaygınlaşma arasında geçen süreye dikkatinizi çekmek isterim, son senelerde artan Türk kökenli patent sayısından sonra bir-iki senede sanayide sıçrama bekleyenlerin de sabırlı olmalarını dilerim.

Ne yapabiliyor bir cobot? Örneğin, işlediği parçayı bir insana verirken onun o parçayı iyice kavradığını, çekerek almaya çalıştığını algılayıp, öyle bırakıyor. Yoksa, parçayı uzatıp, 10 saniye bekleyip ardından havada bırakıvermiyor. Robot/cobot hapşırmaz ama ya o parçayı alacak insanın o an hapşırması gelmişse? Kimi cobotlarda “co” ön ekine başka anlamlar da yükleniyor. “Anlama yeteneği” (comprehending) yukarıdaki örneği kapsıyor. İnsanın, parçayı çekerek almaya çalıştığını algılamak. Elbette paylaşımcılık (cooperating).

Bir robot diğer robota ne der: Şu vidayı sıkıver

Bu özellik son bir-iki senedir gündemde. Diyelim, bir cobotun sıkma kolunda güç kaybı var, sıkacağı vidayı öngörülen sıkılıkta sıkıştıramıyor. Türkçe deyişi ile “arızaya geçip” tüm hattı durduracağı yerde, o cobot, işi birkaç saniye yavaşlatma pahasına, vidayı yerine oturtup sıkabileceği kadar sıktıktan sonra, sıkma lokmasını yanındaki (önceki veya sonraki) cobota uzatıp “şu vidayı sen sıkıversene” diyebiliyor. Öbür cobot da buna uyum gösteriyor. Arıza giderilene kadar tempo hafifçe düşüyor, ama üretim durmuyor.

Ülkemizde birkaç fabrikamızda, yalnızca robotların oluşturduğu üretim bandı bulunuyor. İnsanlar, ekranların karşısında oturup işin akışını denetlemekte. Cobotlar ise birer ikişer yeni yeni boy göstermeye başlamakta. Endüstri4.0’ın, TÜSİAD’da yükünü omuzlamış insanlardan biri olan Siemens Türkiye Dijital Fabrikalar Direktörü Ali Rıza Ersoy şöyle diyor:

Matbaa, sanayi devrimi yüzyıllar ile ölçülebilen zaman kadar geç gelmiş ülkemize. Ama endüstri4.0’da en ileri ülke ile aramızda yalnızca 4 sene zaman farkı var. Bu sefer kaçırmayalım şu olanağı.

Ali Akurgal


*Bu yazı HBT'nin 54. sayısında yayınlanmıştır.

Ali Akurgal