İngiltere’de Cambridge Üniversitesi bilimcileri Jon Roozenbeek ile Sander van der Linden’in, en saygın ve ağır bilim dergilerinden Nature’da yayınlanan “Sahte haber oyunu, internette sahte bilgiye karşı psikolojik direnç sağlıyor” başlıklı makalesi, şimdiye kadar bu alandaki en ilginç, en yaratıcı yaratıcı yenilikçi araştırmalardan biri oldu: Hatta birincisi! https://go.nature.com/2XIIje8
Bu, bir deneysel psikoloji araştırması. 15 bin kişi katıldı. Amaç, sahte haberi hızla tanımayı sağlamak. Bunun yolu, Kötü Haber adlı oyunu oynamaktan geçiyor. https://bit.ly/2PFfZS9
Oyunda önce, bazısı “açıkça” sahte görünen, bazısı ise “açıkça” gerçek görünen “haberler” hakkında yorum yapıyorsunuz. “Bu haberi sahte buluyorum, veya gerçek buluyorum” diye. Daha sonra, sizin bizzat sahtecilik üretmeniz için “gereken” adımları atmaya başlıyorsunuz. Sahte haber nasıl üretilir? Ve neden şöyle değil de böyle üretilmelidir?
Eğer vicdanınıza “yenilip” sahtelik üretemezseniz, oyun dışısınız. Yok, eğer vicdan-micdan dinlemeden körlemesine “ben trol olacağım” diyorsanız (ki, oyun zaten sizin trol olmanızı istiyor!) sahte haber unsurlarını üretmeye başlıyorsunuz. Ama, rastgele sahtecilik yapmak yok. Belli bir nizam-intizam içinde yapacaksınız: Yani, inandırıcı olacaksınız. Bunu da “ölçen” bir ayar var ekranın sol tarafında! İnandırıcı oldukça, taraftarınız artacak.
Oyun, her aşamada, size gayet esprili, hatta komik geri bildirimler veriyor. Nerede “hata” yapıp, trollükten saptığınızı da gösteriyor. Madem trol olmak istiyorsunuz, bunu doğru dürüst öğrenin… Neticede, en başta karşılaştığınız “haberler” yeniden karşınıza çıkıyor. Yeni bir değerlendirme yapacaksınız. İşte bu noktada acaba beyniniz, sahte haberi nasıl ayırd edeceğini öğrenmiş mi? Ve siz, gerçekten bir trol gibi sahtecilik yapmayı “başarmış mısınız?”
Bilimcilerin hipotezi şu oldu: Nasıl ki aşı, vücuda hastalığı tanıştırırsa, biz de sahte haberi insanların zihnine aşı yapar gibi tanıştırsak? Böylece, sahte habere nasıl inandıklarını bizzat görseler?
Sonuç: Oyundan sonra denekler, okudukları “sahte” tweet ve haberlere yüzde 21 oranında daha “az güvendiklerini” söylediler. Ayrıca, deneyden önce “sahte haberlere en kolay inanması beklenen” denekler, oyundan sonra “haberin sahteliğini” daha çok fark edenler oldu. Nature gibi bir dergide yayınlanan böyle bir makaleden elbette bu tek satırlık sonuç çıkmadı. Başka sonuçlar ve ayrıntılar okunmaya açık.
Bu oyun ilkin Hollanda’da tasarlandı www.slechtnieuws.nl
Daha sonra, Hollanda’da sahte haberle mücadeleyle meşgul bir sivil toplum örgütü DROG tarafından İngilizceye uyarlandı. Ama bu, bir tercüme işi değildi. Aynen, İngiliz kültürüne uygun bir ifade tarzıyla, ve esprisiyle aktarıldı. Deneyin başarısı üzerine 9 dile çevrildi. Oyunda kullanılan ifadelere o kadar önem verildi ki oyunun hem İngiltere İngilizcesi, hem Amerikan İngilizcesi versiyonları bile yapıldı. Ve elbette bir WhatsApp versiyonu da geldi ardından. Ayrıca 8-11 yaş grubu için de uyarlandı. Medya okur yazarlığı için yararlı olacağını düşünüyorlar.
Böyle bir oyunla, insanların “sahte haberi gerçeğinden ayırd etme becerisi” kazanması mümkün olabilir mi? Yeni deneyler gerekecek bu konuda bir şey söyleyebilmek için… Ama, “deepfake” adlı yöntemle, insanları, söylemedikleri sözleri söylemiş gibi “konuşturmak”, hatta uygun vücut dili eklemek mümkün oldu artık. Kişinin dudak ve kaslarının gerilimi (kişinin konuşması, yüz hareketleri) dijital olarak tanımlanıyor. Sonra yapay zekâ, bunlara bakarak makine öğrenmesi geliştiriyor. Ortaya, o kişiye ait tamamen yapay (sahte?) bir video çıkartmak mümkün. Bunun en son (ama sırf eğlence amacıyla) örneği, Florida’da Salvador Dali Müzesi’nde yapıldı. 30 yıl önce ölen ressam Dali’nin filmlerinden seçilen yüz görüntüleri, dijital elemeden geçirildi, ve Dali’nin “Müzeye gelen ziyaretçilere hoşgeldin diyen” yepyeni bir görüntüsü sıfırdan üretildi. Video o kadar canlı ve doğal görünüyor ki en sonunda Dali, ziyaretçilere “Bir selfie çekelim mi?” diye soruyor. Selfie pozisyonunu alıyor (!) ve resmi çekiyor. Çektiği resmi, videoyu izleyenlerin cep teline gönderiyor anında! Bu mükemmel başarılı 4 dakikalık videoya bakınız https://bit.ly/2xIWq4u
Edip Emil Öymen