Turizmde klişe out: Zeki inovasyon in

Edip Emil Öymen
Turizmde klişe out: Zeki inovasyon in

Turizmde tanıtım, hem reklam hem de halkla ilişkiler açısından, geleneksel, alışılmış ve kanıksanmış görsellerden, klişe kofluklardan uzaklaştığı ölçüde küresel turistin dikkatini çekiyor. Bunu yapabilmenin yolu ise yaratıcı yenilikçilikten geçmek zorunda. Sadece güzel, hoş makyajlı turistik görüntüler, turizm reklamı değil artık.

Örneğin İsveç, bütün ülkeyi Airbnb alanı ilan etti. Airbnb, araya seyahat acentası veya emlakçı sokmadan, turist ile ev sahibinin anlaşmasıyla bir gayrimenkulün belirli bir süre için turiste kiralanmasını sağlayan, yeni ekonomiye uygun yeni bir iş modeli. İsveç’in yaptığı, şimdiye kadar kimsenin aklına gelmeyen (bkz: inovasyon) bir fikir: “Bütün ülkeyi Airbnb sayabilirsiniz.” İsveç Anayasası, ülkenin bütün tarlalarını, ormanlarını, nehir göl, kıyı, dağ neresi varsa hepsini herkesin açık kullanımına sunuyor. Bu durumda, Airbnb uygulamasına sadece binalar değil, bütün ülkenin bütün toprakları açık.

Turizme yaratıcı yenilikçilik


İsveç Turizm Kurumu, yaratıcılıkta herkesten önde. Geçen yıl, yine şimdiye kadar hiç akla gelmeyen bir şey yapmıştı: İsveç için telefon numarası icat etmişti. +46 771 793 336 numarayı arayan, her hangi bir İsveç vatandaşıyla konuşuyordu. Yabancıların, İsveç’e dair sorularını yanıtlamaya rıza gösteren gönüllülerin listesi çıkartılmıştı.

Şimdi de Kurum, ülkeyi Airbnb alanı ilan ederek şunu diyor: İstediğiniz her yerde dolaşabilirsiniz. Nasıl ki Airbnb’den kiraladığınız evin/dairenin her yeri size kiralık, ülkemiz de aynı şekilde size kiralık. Airbnb dairenize nasıl özen gösterecekseniz, ülkemize de aynı özeni gösterin: Örneğin, doğayı koruyun.

Bavul üstü tanıtım

Turizm tanıtmada, yaratıcılığın, yenilikçiliğin sınırı –evet hâlâ- yok. Bakınız Peru Turizm Bakanlığı: Peru, dünyaca ünlü Machu Picchu yıkıntılarını görmek için 2,500 metre yükseğe çıkmaya gönüllü milyonların ziyaret ettiği bir güney Amerika ülkesi. Zaten tanınan, bilinen, cazip bir ülke. Daha “nasıl” tanıtılır?

Orta boy bir çekçek valiz alınır. Peru’nun tarihi ve turistik güzelliklerini gösteren parlak fotoğraflarla donatılır. Üzerine şu yazılır: “Bu bavul, sizi sihir diye bir şeye inandıracak bir ülkeden, Peru’dan geliyor.”

Valizler, Peru’lu tanınmış sinema sanatçılarına, şef aşçılara, sporculara, kültür insanlarına, ve çok seyahat eden iş adamlarına “bedava” verilir. Bu kişiler, gittikleri yabancı ülkelerde bu valizin bagaj alma kontuarında 4-5 kere dönmesi için orada sabırla bekler. Valizin üzerindeki Peru güzelliklerinin oradaki herkesin dikkatini çekmesidir amaç.

Tanıtımın bedavası

Peru turizmi için bedava bir tanıtım fırsatı! Çünkü havaalanları, reklam panosu, banner, yer kiralama konusunda dünyanın en pahalı yerleri. Örneğin Paris havaalanında bir banner kirası yılda 380 bin dolar. New York’ta dijital bir reklam panosu kirası yılda 124 bin dolar. Londra’da arkadan aydınlatmalı bir reklam panosunun kirası yılda 260 bin dolar.

Kampanya için bakanlık, Facebook sayfası açtı (tabii ki!). Bu sayfaya bakarak, Peru vatandaşları da bu bavullardan ısmarlamaya başladı. Bakanlık, beş kuruş harcadığı halde, 1 milyon dolarlık reklam harcaması yapmış kadar medya görselliği sağladı: 5.4 milyon dolar karşılığı.

Ve tekila bulutu

Meksika Turizm Kurumu, Chicago’daki yaratıcı reklamcı Lapiz’le işbirliği yaparak reklamı kurdu: Bir şişe tekila alınız. Ultrasonik nemlendiriciyle şişeyi çalkalayınız. Şişenin ucunu açınca, şişede köpüren tekila, “bulut” halinde dışarıya çıkacak. Bulut, az sonra yoğuşmaya başlayacak ve yağmur damlalarına dönüşecek: Tekila yağmuru!

Size, bardağı “bulut”un altına tutup, tekila damlalarının bardağa dolmasını beklemek kalıyor. Meksika Turizm Kurumu, yaratıcılığını Urban Spree adlı Berlin sanat galerisinde sergiledi. Kurum, turizmi yaratıcılık ve yenilikçilikle pazarlıyor. Turizm, ülke (GSYH) ekonomisine % 8.7 katkı sağlıyor. Bu oranla, OECD ülkeleri içinde İspanya ve Yunanistan’dan sonra 3’üncü. Bir çok OECD göstergesinde aşağılarda kalan Meksika, turizm denildiğinde en yukarda. OECD ortalamasının 2 kat üstünde...

Edip Emil Öymen

*Bu yazı 30.06.2017 tarihli Dünya gazetesinde yayınlandı


Edip Emil Öymen