Amigdala mı beyin mi?

Hande Özdinler
Amigdala mı beyin mi?

Bugün toplumda yaşadığımız birçok problemin esas sebebi, serebral korteks ile amigdala çekişmesinde amigdalanın kazanması, ve serebral korteksin yavaş ve hatta atıl kalmasıdır.

Beynin ne kadar önemli ne kadar kompleks olduğunu söyleyip duruyoruz, oysa hayatta kalmak ve üremek için beyin o kadar da önemli değil. Esas önemli olan amigdala.

Canlıların uzun yaşamasını sağlayan esas belirleyici, olası bir tehlikede KAÇAYIM MI KALAYIM MI kararını en hızlı şekilde verme becerileri.. “Fight or flight response” dedikleri bu kararı kontrol eden de beyin değil, amigdala dediğimiz minicik beynin içine iyice saklanmış küçük bir bölge.


amigdala

İşte canlılar için beyinde yaşamsal önemi olan yer serebral korteks değil, bu küçük amigdala.  Amigdala ortaya çıkan ilk beyin. İlk primitif beyni olan canlılarda sadece amigdala vardı, serebral korteks yoktu. Bugün bile bir çok canlıda sadece gelişmiş bir amigdala görürüz.

Beynin serebral korteks denilen bölümü, hani şu kıvrım kıvrım olan en üstte duran bölümünün büyüklüğü ve kompleksitesi evrim çizelgesinde artış gösterir. Örneğin yılanlarda o kısım neredeyse yok gibidir, farelerde vardır ama kıvrımları yoktur, yüzey alanı relatif olarak küçüktür. Maymunlarda kıvrımlar gözükmeye başlar ve insanların serebral korteksi diğer memelilere oranla yüzey alanı en geniş olduğu ve kafatasına sığması gerektiği için en kıvrımlı ne karmaşık görüntü içindedir.

Memeliler amigdalasız yaşayamaz

Amigdala olmadan hiçbir memeli yaşayamaz çünkü amigdala açlık, tokluk, cinsel içgüdü, üreme dürtüsü, kavgaya katılma veya aniden kaçma duygularını kontrol eder. İşin ilginç tarafı daha serebral korteks düşünüp analiz edip DUR YAPMA ETME demesine fırsat vermeden o çoktan hızlı bir şekilde kararını verir ve uygulamaya sokar. Motor sistemlerle direk bağlantısı vardır.

Dolayısıyla tıpta bu çok düşünmeden içgüdüsel hislerle birden parlama eşliğinde yapılan eylemlere “amygdala hijack” yani amigdalanın etkisiyle beyin kullanılmadan yapılmış hareketler denir.

Bunu yapan kişiler de sonradan yaptıklarına kendileri de şaşırırlar, o duvardan ben mi atladım, o kıza tokadı ben mi attım, o adamı ben mi öldürdüm diye şüpheye düşerler.  Birden böyle gözü dönmüş bir şekilde aklı selim bir insanın davranmayacağı şekilde davranan birini görürseniz bilin ki o beyninden ziyade amigdalasının etkisindedir.

Amigdala koruma altında!

Çalışma konusu amigdala olanlar biraz da alaycı bir şekilde serebral korteksin gelişme sebebinin amigdalayı daha iyi sarıp sarmalayıp korumak olduğunu söylerler. Haklı da olabilirler, çünkü beyninden bir ünite kolon alınan kişi ölmez, derin beyin stimulasyonu yapmak için beynin içine probe sokulan hasta ölmez, hatta beynin iki lobunu birbirine bağlayan korpus kolosumdaki aksonları koparsanız ve iki hemisferi tamamen birbirinden ayırsanız da insanlar ölmez.

Hatta belki inanmazsınız ama bu korpus collosumdaki aksonları ağır epilepsi geçiren ve beyninde kontrolsüz elektrik boşalması olan hastalar için bir tedavi yöntemi olarak keserler. Dolayısıyla beyin, özellikle serebral korteks hayatta kalmak için o kadar da önemli değildir. Peki nedir önemi neden milyonlarca yıldır gelişip duruyor?

Yapma dur düşün önce

Serebral korteks bir bilgi ağı yaratma, çıkarımda bulunma, güzel, iyi, doğru kavramlarını anlama, estetik değerler üretme, felsefe yapma, düşünme, problem çözme, kompleks problemleri çözme ustasıdır, ama amigdalaya göre yavaştır.

Serebral korteks amigdalaya aslında baskı uygulayabilir, YAPMA, ETME, DUR, BİR DÜŞÜN, BAK SONRA PİŞMAN OLURSUN gibi bilgi gönderebilir ama amigdala bu bilginin gelmesini bekleyemez.

Amigdala acelecidir, hemen ateşlenir, hemen durulur, hemen saldırır, hemen kaçar, onun öyle “şu adama bir çakmak istiyorum ama dun bakalım serebral korteks bu kararım için ne diyecek?” diye düşünecek ne yetisi vardır ne zamanı. O pat patlatır bir tane.. Patlatırken de sonra ne olur iyi bir şey mi yapıyorum diye analiz etmez, edemez. İçgüdüsel olarak içinden ne geliyorsa onu anında uygular.

Aralarında sürekli çekişme var

Aslında bizler farkında olmasak da beynimizin içinde sürekli bir amigdala serebral korteks çekişmesi vardır. İşin ilginç tarafı bu serebral korteks ve amigdala savaşında serebral korteksin kazanması ve hareketlerimizi bir düşünce, mantık, analiz gibi üst beyin fonksiyonlarının süzgecinden geçirip davranmak mümkündür.

Abstrakt düşünme, dataları irdeleme, düşünerek çıkarımda bulunma, eleştri yapabilme, olaylara eleştirel yaklaşabilme ve sorgulama yetisi geliştiren insanlarda serebral korteksin erişim hızı artar ve tam amigdala devreye girip o tokatı atacağı sırada pat analiz sonucunu amigdalaya bildirir, YAPMA HATA YAPIYORSUN DUR der amigdalanın hareketini inhibe eder. Yoksa aslında her insan doğduğu zaman aynı şartlarda doğar ama serebral korteksin hızını eğitimle, düşünsel aktivitelerle, sanatsal aktivitelerle, eleştirel yaklaşımlarla artırabilenler sonradan pişman olacakları davranışları daha az sergilerler.

Başımıza ne geliyorsa...

Bugün toplumda yaşadığımız birçok problemin esas sebebi, serebral korteks ile amigdala çekişmesinde amigdalanın kazanması ve serebral korteksin yavaş ve hatta atıl kalmasıdır.

Bizim yapmamız gereken özellikle beyinleri hızla gelişen çocuklarımızı beyinsel aktiviteleri arttıracak, düşünme ve analiz yetenek ve hızını arttıracak faaliyetlerle beslemektir.

Daha çok kitap okumak, daha çok tiyatroya, sinemaya gitmek, daha çok müzik dinlemek, okuduklarımız, gördüklerimiz, ve hissettiklerimiz üzerinde konuşmak, tartışmak, ve birbirimizin düşünce ve hislerini analiz etmektir. Öğrendiklerimiz üzerinde eleştirel bir bakış açısı geliştirmek, sorgulayarak ve analiz ederek anlamaya çalışmak çok önemlidir.  Bunu yapan insanların nasıl çok çalışan kas gelişirse beyinlerinin hızı ve kapasitesi de artacak ve gerektiğinde amigdalaya daha hızlı bir şekilde etki edebilecektir.

Artık çocuk yaşını geçmiş olanlar da sinirlendikleri ve amigdalarının devreye girdiğini anladıkları zaman bir iki saniye nefes alıp serebral kortekslerine yaptığı analizi sunmak için zaman tanırlarsa, inanın ki dünya daha huzurlu ve daha yaşanılır bir yer olacak.

Not: Konunun detaylarını bilenler burada epey basit bir şekilde anlatmaya çalıştığımı kavrayacaklardır.

Hande Özdinler

Hande Özdinler