Kadınlar akademik yönetimden dışlanıyor

Lale Akarun Y
Kadınlar akademik yönetimden dışlanıyor

Herkese Bilim Teknoloji dergisinde yazmaya başlayalı iki sene oldu. Yazdığım ilk yazılardan birisi, Dünya Emekçi Kadınlar günü vesilesiyle; akademide kadınlar üzerineydi. Üniversitelerde öğrenci olarak da, akademisyen olarak da, kadınların sayısının çok yüksek olduğunu, hem öğrencilerin hem de akademisyenlerin neredeyse yarısının kadın olduğunu yazmıştım. Bu sene bu rakamlara yine baktım: Öğrencilerin yüzde 49,5’i, öğretim elemanlarının ise 45,6’sı kadın.

Öğretim elemanı, araştırma görevlisi (asistan), öğretim görevlisi, yardımcı doçent, doçent ve profesörleri kapsayan bir gruplama. Asistanlık, mesleğe giriş pozisyonu; lisansüstü öğrencilik sırasında, ve belki kısa bir süre sonrasında yapılır. Doktorasını alan akademisyenlerin yardımcı doçentliğe başlaması, belli kademelerde bir süre çalışıp o kademenin gereklerini yerine getirdikten sonra doçent ve profesör olması beklenir. Profesörlük aşamasına çoğu insan 40’lı yaşlarda gelir.

YÖK sayfasındaki güncel verilere göre, araştırma görevlilerinin yüzde 52’si, öğretim görevlilerinin yüzde 50’si, yardımcı doçentlerin yüzde 45,5’i, doçentlerin yüzde 40’ı ve profesörlerin % 33’ü kadın. İki sene önce bu istatistiklere baktığımda, profesörlerin % 32’si kadındı. İki yılda bu oran yüzde 1 artmış. Mesleğe girişte kadınlar daha çok temsil edildiğine göre, bu oranın artmasını ve bir süre sonra eşitlenmesini beklerim.


Kadın yönetici azlığı: Sistematik dışlanma

Madem tüm profesörlerin üçte biri kadın, üniversitelerdeki yöneticilik pozisyonlarına, örneğin rektörlere baktığımızda, üçte bir oranında kadın akademisyen görmeyi bekleriz. YÖK web sayfasına göre, Türkiye’de 129 devlet, 74 vakıf üniversitesi var. Devlet üniversitelerinde sadece 7 kadın rektör var. 129’da 7; yani yüzde 5. Vakıf üniversiteleri biraz daha iyi:74 rektör içinde 11 kadın var: Oran yüzde 14. Niye böyle düşük? Bunun sistematik bir dışlama olduğuna dair kanaatim kuvvetleniyor. Niye olduğunu anlatayım:

Büyük şehirlerdeki üniversitelerde kadın oranları daha yüksek. Örneğin Boğaziçi Üniversitesinde tüm öğretim elemanlarının yüzde 54’ü, araştırma görevlilerinin yüzde 48’i, öğretim görevlilerinin yüzde 77’si, yardımcı doçentlerin yüzde 52’si, doçentlerin yüzde 47’si ve profesörlerin % 44’ü kadın. Bunun sonucu olarak, senelerdir kadınlar bölüm başkanlığı, enstitü, yüksek okul ve merkez müdürlüğü, dekanlık gibi pozisyonlara geliyorlar; akademik yönetim tecrübesi ediniyorlar ve daha üst pozisyonlara hazır hale geliyorlar.

Boğaziçi Üniversitesine 30 sene önce doktoramı bitirip katıldım. O zamandan beri Boğaziçi’nde kadın dekanlar, müdürler, rektör yardımcıları vardı. Yönetim Kurulu ve Senato hiç bir zaman sırf erkeklerden oluşmadı. İlk kadın rektörümüz 2004-2008 arası görev yapan Prof. Dr. Ayşe Soysal oldu. Ondan iki dönem sonra da, Prof. Dr. Gülay Barbarosoğlu rektörlüğe seçildi. Prof. Barbarosoğlu’nun üç yardımcısından ikisi de kadındı. O dönemde yönetim kurlumuz % 75 kadınlardan, Senatomuz yine yarıdan çok kadınlardan oluşuyordu.

2016’da Prof. Gülay Barbarosoğlu %86 oy alarak rektörlüğe seçildi; ama atanmadı. Yine de kadın akademisyenler yönetimde yer almaya devam etti. 2021’e gelindiğinde iki rektör yardımcısı, iki dekan, iki yüksekokul müdürü kadın akademisyenlerdi.

Aradan geçen son bir yılda, iki kadın dekan görevden alındı; yerlerine erkekler atandı. Mühendislik Fakültesi dekanlığına seçtiğimiz Elektrik Mühendisliği’nden meslektaşımız Prof. Dr. Yasemin Kahya aradan 6 ay geçmesine rağmen dekanlığa atanmadı. Görevden alınan, atanmayan kadın akademisyenler yerine, okul dışından erkekler atandı.

Geldiğimiz noktada üniversite yönetim kurulunda hiç kadın yok: bir erkekler kulübü görüntüsünde. Kadın profesörlerin oranının bu kadar yüksek olmasına, bu görevlere hazır; tecrübeli, liyakatli nice kadın akademisyen olmasına rağmen, yönetim kademelerinin sadece erkelerden oluşmasına bakarak “ bu bilinçli bir dışlamadır” demekten başka hiç bir açıklama bulamıyorum.

Lale Akarun / [email protected]

Bu yazı HBT'nin 312. sayısında yayınlanmıştır.

Lale Akarun