Matematiğin soyağacı projesi

Lale Akarun Y
Matematiğin soyağacı projesi

Matematiğin soy ağacı olur muymuş diyeceksiniz: Bu soyağacı başka türlü soyağacı. Matematiksel bilimlerde çalışan akademisyenlerin tez danışmanlarının akademik soy ağacı. Herkes en az 3-4 yıl, bazen daha uzun süre çalıştığı tez danışmanını tanır. Ancak acaba tez danışmanının tez danışmanı kimdir? Onun tez danışmanı kimdir?

Bir matematikçi bu işe girişmiş: Matematik ve matematiksel bilimlerde çalışan çok sayıda bilim insanını bu veri tabanına girmiş*. 16. Yüzyıldan itibaren Avrupa üniversitelerinde çalışan pek çok matematikçi soy ağacında. Ünlüler geçidi gibi. Gauss, Euler, Lagrange, Poisson, Fourier, Laplace. Doktora tezlerinin adı, yılı, üniversiteleri ve tabii tez danışmanları ile. Tez danışmanlarına tıklayınca geriye doğru zamanda bir yolculuk yapıyorsunuz.

Benim ABD’deki doktora tez danışmanım Richard Haddad’ın ailesi Suriye göçmeniydi. Osmanlı İmparatorluğu parçalanırken, aile Amerika’ya göç etmiş. Danışmanım, Polytechnic Institute of New York’ta doktora yapmış, ve orada öğretim üyesi olmuş.


Matematikçilerin Soyağacı projesinde adını bulunca çok heyecanlandım. Acaba kimlerin öğrencisi olmuştu? Tez danışmanım tezini, benim doğduğum yıl, 1962’de yapmıştı. Onun danışmanı Truxal, tezini 1950’de, MIT’den almıştı. Ondan sonra soyağacı, Almanya’ya, meşhur fizikçi ve matematikçiler Guillemin, Lindemann ve Klein’a uzanıyordu. Avrupa’daki savaşlar, matematikçilerin yeni dünyaya göçüne neden olmuş; oralarda bilimin gelişmesini hızlandırmıştı.

Bilimin milliyeti yok

Matematikçilerin soyağacı projesinin gösterdiği şey, bilimin bir ülkesi, milliyeti olmadığıdır. Ben Gauss’un, Fourier’in 9. Kuşak akademik torunuyum. Onların kurdukları teorileri, buldukları yöntemleri kullanıp üstüne yeni bir şey inşa eden herkes bu soy ağacında yerini alabilir. Bilimin bir milliyeti yok; soy ağacında yer almanın yolu, çalışmak, öğrenmek, ve öğrendiklerinin üstüne bir şey koymak. Bu nedenle, yerli ve milli, bizim kültürümüze has diye bir bilim yok; bilim evrensel.

Göçmenler, yurtdışına eğitim almaya gidip geri dönenler, hem gittikleri ülkelerin bilimine, hem de kendi ülkelerinin bilimine katkı yapıyorlar. Ülkelerin gelişmesi, yurttaşlarının eğitim düzeyleri ve bilime-teknolojiye katkıları ile oluyor. Bir ülkenin gelişmişlik seviyesinin ölçümünde, eğitim düzeyleri önemli yer tutuyor.

Birleşmiş Milletlerin her yıl yayınladığı insani gelişme endeksinin önemli bir bileşeni, eğitim endeksi**. Eğitim seviyesini ölçmenin pek çok yolu var. Eğitimin kalitesi şüphesiz önemli bir faktör olsa da, ölçülmesi zor. Ölçülmesi en kolay olan, eğitimin süresi. Eğitim endeksinde en yüksek eğitim seviyesi, yüksek lisans kabul ediliyor. Yüksek lisans derecesi almanın 18 yıl sürdüğünü düşünürsek, o ülkedeki herkes 18 yıl eğitim alsa, ülkenin eğitim endeksi 1 olurdu. Bazı ülkelerin eğitim endeksi bire yakın: Örneğin Almanya, 0.943; ABD, 0.9. Türkiye, son 20 yılda eğitim endeksini, 0,52’den 0,73’e çıkardı. Kalite ile ilgili meseleleri bir kenara kaydetsek de, bu çok büyük bir başarı.

Geçtiğimiz son 10 yılda, savaşlar yüzünden çok sayıda insan yerinden yurdundan edildi. Suriye, 20 milyon nüfusu olan bir ülkeydi. 13.5 milyon insan yerinden ayrıldı; 6 milyonu yurtdışında; bunun da en az yarısı Türkiye’de. 2012’de, Suriye’nin eğitim endeksi değeri, 0.567 imiş; şimdi 0,416’ya düşmüş.

Afganistan keza: Eğitim endeksi, zar zor 0,414’e çıkmış. Kadınların çalışmasının, eğitim görmesinin yasaklanması ile, şimdi daha aşağılara inecek. Öte yandan, Ukrayna, Türkiye’den daha gelişmiş bir ülke, eğitim endeksi 0,79, ve eğitim kalitesi oldukça iyi. 13,5 milyon insan yerinden yurdundan oldu; en eğitimli kesimi muhtemelen yurt dışında iş bulacak ve kalacak; çocuklar eğitimden geri kalacak. Savaşlar bitse de, bu zararların telafi edilmesi zor oluyor ve uzun zaman alıyor. Ev sahibi ülkelerin de sığınmacı ve göçmen politikalarını eğitim politikasını dikkate alarak oluşturmaları gerekiyor.

Lale Akarun / [email protected]

* https://www.genealogy.math.ndsu.nodak.edu/index.php

** https://en.wikipedia.org/wiki/Education_Index

Bu yazı HBT'nin 321. sayısında yayınlanmıştır.

Lale Akarun