Üniversitenin görevi öğrencilerini mutlu etmektir

Lale Akarun
Üniversitenin görevi öğrencilerini mutlu etmektir

Üniversitenin görevi nedir? Üniversite ne için vardır? Pek çok kişi üniversitenin görevinin kişileri meslek sahibi yapmak olduğunu düşünür. Doğrudur; tıp fakültesi doktor, mühendislik fakültesi mühendis, eğitim fakültesi öğretmen yetiştirir. Ancak, üniversitenin görevi sadece bu değildir; öyle olsaydı meslek kursları ile bu meslekler öğrenilebilirdi.

Üniversitenin görevi, öğrencilerini mutlu etmektir. Sadece öğrenciyken değil, yaşamları boyunca daha mutlu, kültürel ve sosyal olarak zengin, barışçıl ve uygar yaşamaları için onlara yol göstermektir. Boğaziçi Üniversitesinin misyonu şöyle: Öğrencilerinin yaratıcı ve eleştirel düşünen, özgür ve özgürlükçü, etik değerleri önemseyen, doğa ve çevre bilinci gelişmiş, yerele kök salmış-evrensele açık, bilimsel, sosyal ve kültürel formasyonu ve özgüveni ile üstleneceği mesleki ve sosyal sorumlulukları başarıyla yerine getirecek bireyler olarak yetiştirmek; evrensel boyutta düşünce, bilim ve teknoloji üreterek insanlığın hizmetine sunmak ve bilim, sanat ve kültürün toplumda yer bulmasında ve yaygınlık kazanmasında yardımcı ve öncü olmaktır.

Özgürlük-yaratıcılık ilişkisi


Ne kadar büyük bir misyon değil mi? Bir üniversite bütün bunları yapabilir mi? Yaratıcı ve eleştirel, özgür ve özgürlükçü. Bunlar ilişkili şeyler. Özgür olmazsanız zaten eleştirel düşünemezsiniz. Eleştirel düşünmez, her söyleneni kabul ederseniz yaratıcı olamazsınız. Özgürlükçü olmazsanız, başkalarını dinlemez, başkalarının fikirlerinden yararlanamazsınız. Dolayısıyla ne yaratıcı olabilirsiniz ne de yenilikçi. Dolayısı ile bir üniversitenin yeni düşünce, bilimsel bilgi üretmesi için yaratıcı ve eleştirel, özgür ve özgürlükçü olmayı teşvik etmesi gerekiyor.

Etik değerleri önemseyen, doğa ve çevre bilinci gelişmiş, yerele kök salmış ama evrensele açık: Bunlar da ilişkili şeyler. Evrensel olmak için etik değerleri içselleştirmek, insan haklarına önem vermek, doğa ve çevre bilincine sahip olmak gerekiyor. Öğrencilerimizin bu değerleri içselleştirmesini istiyoruz. Ayrımcılık yapan, intihalle, kopya ya da torpil ile bir yerlere gelenler, belki kısa bir süre başarılı görünebilir ama evrensel bilim camiasında saygınlıkları yoktur.

Devam ediyoruz: Bilimsel, sosyal ve kültürel formasyonu ve özgüveni ile üstleneceği mesleki ve sosyal sorumlulukları başarıyla yerine getirecek bireyler olarak yetiştirmek. Burası üniversite eğitiminin bir meslek kursundan ayrıldığı yer: Üniversite sadece mesleki formasyon değil, bilimsel, sosyal ve kültürel formasyon vermeli. Bunlarla gelen özgüven başarıyı getirecektir.

Üniversitenin diğer görevleri, insanlığın faydası için evrensel boyutta düşünce, bilim ve teknoloji üretmek , bilim, sanat ve kültürün toplumda yer bulmasını sağlamak. Bu misyon ifadesini Boğaziçi Üniversitesinin stratejik planından aldım*. Çok büyük hedefler koymuşuz kendimize. Ancak hedef koymak önemli. Örneğin stratejik amaçlardan birisi şöyle: Özerk, özgürlükçü, demokratik, katılımcı ve şeffaf üniversite yönetişim modelini uygulamak, geliştirmek ve savunmak (stratejik amaç 2).

Bu stratejik plan, Boğaziçi Üniversitesi Senatosu tarafından kabul edildi; YÖK’e de yollandı. Dolayısı ile öğretim üyelerimizin ve öğrencilerimizin şu anda yaptıkları protestoların, stratejik planımıza uygun olduğu görülüyor. Hedeflerimiz çok büyük olsa da, öğrencilerimize, değerlerimizi nasıl savunduklarına baktıkça, misyonumuzu yerine getirdiğimizi görüyorum. Yaratıcı ve eleştirel düşünen, özgür ve özgürlükçü, etik değerleri önemseyen, doğa ve çevre bilinci gelişmiş, dünyaya açık bireyler olarak yetiştirmişiz onları. Eminim bilimsel, sosyal ve kültürel formasyonu ve özgüvenleri ile mesleklerinde de çok başarılı olacaklar.

Diğer bir stratejik amacımız, öğrenci memnuniyetini artırmak ve sürdürmek (Stratejik amaç 10). Öğrenciyi mutlu etmek, üniversitenin amacı. Onları mutsuz edenlere çok kızıyorum, tüm yaşamları boyunca mutlu olmalarını diliyorum.

Lale Akarun

* Boğaziçi Üniversitesi Stratejik Planı 2015-2019, http://www.boun.edu.tr/Assets/Documents/ Dosyalar/Bu_SP_2015_2019.pdf

Bu yazı HBT'nin 255. sayısında yayınlanmıştır.

Lale Akarun