Siyaset, ekonomi, toplum… En zor günde her şey bilime emanet: Büyük kurtarıcı!

Orhan Bursalı
Siyaset, ekonomi, toplum… En zor günde her şey bilime emanet: Büyük kurtarıcı!

Bilim ve araştırma, şüphesiz ülkelerde ve dünyada yarattığı büyük toplumsal dönüşüm ile, büyük ekonomik değerler ile, mesela uzay gibi insanlığın önünde açtığı büyük ufuklar ile, oldukça dağınık insanlığı koca dünyada küçük bir köyde yaşar hale getirmesi ile, sağlıkta inanılmaz başarıları ile, aslında salt bu yüzyılın değil son iki yüzyılın ana aracı veya insanlığın an kaldıracıdır.

Arşimet demişti ki: Bana bir dayanak noktası gösterin dünyayı yerinden oynatayım.

Şüphesiz bu imkânsızdı. Dünya uzayda boşluktaydı ve öyle bir dayanak noktası yoktu.


Ama Arşimet’in bu büyük düşüncesi, bilimin merakını ve hayalini yansıttığı için büyük önem taşır. Zaten Arşimet de bilimin gücünü, yapabileceklerini, gerçekleştirebileceklerini dile getiriyordu!

Bu düşünce, dünyayı yerinden oynatamadı ama dünya ahalisini ve sistemini yerinden oynattı. Buluşları, geliştirdikleri ve yarattığı büyük toplumsal ve ekonomik değerlerle dinamiğin yöneticisi oldu...

Bilimin belki değiştiremediği veya gerçekleştiremediği, siyasete eşdeğer ağırlığını koymaması... Ülkelerin yönetimi seçim sistemlerine bağlı olduğu için, sandıktan bir şekilde bilimin de çıkması şüphesiz ki söz konusu değildi. Belki burada, bilimin, toplumsal değişimin tetikçisi olmasına rağmen, ülkeyi yöneten siyaseti dönüştürmekte aciz kaldığı söylenebilir.

Sadece siyaset değil, toplum katında da güçlü, büyük taraftar kitlesi olduğunu söylemek güçtür. Toplumda bilim okuryazarlığı, bilimsel düşüncenin yaygınlığı azdır. Bunun yerine, her türlü safsata, inanç, falcılık, ayrıca bilim ile din çatışması nedeniyle bilime reddiye toplum katmanlarında oldukça yaygın..

Ama karşımıza, ne siyasetin ne toplumun ne ekonominin baş edebileceği büyük bir biyolojik - evrimsel olay ortaya çıkınca herkes, siyasetçisi dahil bilime sarıldı, tüm gözler bilime döndü: Büyük Kurtarıcı! COVID-19’un yönetimi esas olarak bilimsel güçlerin elinde!

Toplumun ekonominin önüne soru korsanız, bu süreci kim yönetsin, siyaset mi bilim mi diye.. Kimse siyaset demeyecek, bilim yönetsin diyecek..

Bilim sorumluluğunun farkında. Bugüne kadarki büyük birikimiyle görülmemiş bir hızla işe sarıldı.

Bilime göre yaşıyoruz

Bugün virüsten korunmak için alınan tüm önlemler, bilimin araştırmalarına ve bulgularına dayanıyor.

Korunuyorsak, elimizi nasıl ve ne kadar süre ile yıkayacağımızdan tutun, nasıl ve hangi araçlarla tedavi edilebileceğine ve kaç günde virüsten temizlenebileceğimize, neden sosyal olarak birbirimizden uzak kalmamız gerektiğine kadar, alınan tüm önlemler bilimin önümüze koyduğu bilgilere dayanıyor.

Ekranda birkaçı dışında gerçek bilim insanları görünüyor. Komplocular çoğunlukla artık sosyal medyada dönen videoların alay konusu oldular.

Tüm dünya gözünü geliştirilebilecek bir ilaca ve aşıya dikti: Bilimden gelecek müjdeli ve umut verici haberlerde kulaklar. Dün aşıya karşı olanların, bir aşı geliştirilebilirse ilk önce, koşa koşa aşı olmaya gidecekleri kesin.

Virüsün varlığı ve geleceği konusunda da kesin bir bilgi yok. Yok olması mümkün değil diyenlerden tutun, tamamen yok olabileceği veya ortadan kaybolur görünse bile geri dönebileceği görüşleri varsayımlar arasında.

Bu bakımdan, COVID-19 için kesin çözüm bilimin ilaç veya aşı geliştirmesinde. Bırakalım hayatları, ülke ve dünya ekonomisinin geleceği de tamamen, ilaç veya aşıya bağlı hale geldi.

Her şey bilime emanet!

Bu süreç bilimsel iletişimi de değiştirdi: Önümdeki habere bakıyorum: 12 Mart’a kadar COVID- 19 üzerine İngilizce 900’den fazla araştırma makalesi yayımlanmış. Başka yerel dillerde yayımlananlar bunların dışında.. Bu görülmemiş bir hız.. Aradan geçen sürede İngilizce makale sayısı 1000’i aşmıştır.

Araştırmalar çok geniş bir alanı kapsıyor: Virüs yapısı, nasıl yayıldığı, hastalığın klinik özellikleri; potansiyel ilaç hedefleri, karantina önlemlerinin etkinliği, sağlık çalışanları üzerindeki psikolojik etkiler, sosyal izolasyonun yararları ve psikolojik zararları, ekonomiler ve çalışanlar üzerinde etkileri, zihinsel sağlık, çevre koruma ve küresel çeşitlilik...

Pek çok üniversitede laboratuvarlar kapandı. Aziz Sancar’ın ve Gökhan Hotamışlıgil’inki dahil. Ama araştırma motoru öte yandan son hızla çalışıyor. Müthiş bir bilimsel işbirliği dünya çapında yürüyor. Makaleler artık son hızla yayımlanıyor ve bilgiler paylaşılıyor.

Toplum, siyaset ve geleceği, ekonomi hemen her şey bilime emanet!

Orhan Bursalı


*Bu yazı 31.03.2020 tarihli Cumhuriyet gazetesinde yayınlandı.

Orhan Bursalı