Dijital kara delik

Tanol Türkoğlu Y
Dijital kara delik

1995 belki de dijital dönüşüm tarihindeki en önemli yıllardan birisi. Bir yanda internetin halka açılması sonucunda ortaya çıkan “dot.com çılgınlığı” diğer yanda ise daha az dikkat çeken ancak sonraki yıllarda etkisini çok fazla hissettiren bazı olaylar.

Bunların ilki Bill Gates’in Las Vegas’taki bilgisayar fuarında (Comdex) yaptığı konuşma. Gates, Microsoft olarak interneti dikkate alma konusunda bir yıl geciktiklerini itiraf etmekle kalmamış, internet için racon bile kesmişti: Modem ile bağlantı yetmez; hızlı internet olmalı! Bugün modem ile emekleyerek internete bağlanmak tarih olmuştur. İkincisi bir bankacılık konferansının kapanış konuşmasıdır. Robot kılıklı animatör bir yandan sahnede sabit hareketlerle dolaşıyor diğer yanda ise tüm dünyadan gelmiş olan bankacılara sesleniyordu: Yakında her şey tek bir şey olacak! Dijital literatürde o zaman bir ismi olmayan “her şeyin bir şey olma” durumuna bugün “dijital yakınsama” deniyor. Robot-animatör özellikle şu hususun altını çiziyordu: Bu dönüşümün gerisinde kalan hayatta kalamaz!

2007 yılında Steve Jobs ilk iphone’u tanıtırken belki de dijital yakınsamanın tüketici elektroniğindeki zirvesini de belirlemiş oluyordu. Jobs üç işlevden bahsediyor ve sanki üç yeni ürün tanıtacakmış gibi bir hava yaratıyordu. Bu üç işlev müzik, telefon ve internet idi. Oysa bunların hepsi tek bir cihazda toplanmıştı. Böylece iphone, müzik dinlemek için gerekli olan ve walkman’den ipod’a kadan gelen tüm mobil cihazların, tüm mobil telefonların ve internete erişmek için gerekli olan tüm bilgisayarların birleşmiş, yekvücut olmuş hali olarak dünyaya sunuldu. O güne dek bilgisayar firması hüviyetinde olan Apple bugün dünyanın en büyük beş teknoloji firmasından birisidir. O gün bugündür en çok sattığı ürün de şüphesiz iphone’dur.


Yakınsamaya odaklanan tek firma Apple değildi elbette. Belki de teknolojiden anlamayan ancak bir tasarım ve pazarlama gurusu olan Jobs’un vizyoner bakışı Apple’ı diğer firmaların önüne geçirdi. En büyük yakınsama başarısını Apple’ın göstermesini sağladı. Apple! Eskiden vidalarını bile normal tornavidayla açılamayacak şekilde bilgisayar tasarlayan (ihtiyar delikanlı) firma!

Bugün peki dijital yakınsama, en azından tüketici elektroniği açısından, hangi aşamada? On küsur sene sonra üç ahbap çavuşun (müzik-telefon-internet) dostluğu devam ediyor mu? Yoksa yerlerini başkaları mı aldı? Alıyor? Malum; teknoloji yıkar!

Bu senaryoyu köklü bir şekilde değiştirme sözü veren tek bir teknoloji var belki de: Bulut bilişim! Dün yakınsama üzerinde üçte bir hakka sahip olan “internet” giderek tüm parsayı ele geçiriyor gibi. Kaç kişi dinleyeceği müziği akıllı telefonuna indiriyor? Artık pek çok kişi müziği internet üzerinden hizmet sunan Spotify gibi bulut bilişim sitelerinden anlık olarak, “streaming” modeliyle dinliyor!

Mesajlaşma içeren uygulamalarının tümünde artık sesli ve görüntülü görüşme yapma imkanı var. Zorunda kalmadıkça kimse telekom firmaları üzerinden telefon görüşmesi yapmıyor. Dijital yakınsama bir tür dijital kara delik haline dönüşmekte. Internet öteki her şeyi içine çekiyor. Bilişim endüstrisinin öteki tüm endüstrileri bir alt kol haline getiriyor oluşu gibi. Dünkü butik mağazaların, bugün AVM’de zincir markaların birer şubesi halini alıyor olması gibi.

Tanol Türkoğlu / [email protected]

Bu yazı HBT'nin 207. sayısında yayınlanmıştır.

Tanol Türkoglu