İlerlemenin (olası) metafiziği

Tanol Türkoğlu Y
İlerlemenin (olası) metafiziği

İlerleme geldi şimdiki zamanı sonsuzlaştırmanın kapısına dayandı. Geleneğin yapamadığını yapmakta. Zamanın geçmediği algısını oluşturmakta. Dijital toplum tarihte görülmemiş düzeyde bir muhafazakarlaşmaya mı sahne olacak? Madem kapitalizm kendisine yeni anti-tez olarak islamı seçti. O halde konuyu bir de bu referansla irdelemekte fayda var.

Çıkış sorusu aslında şu olabilir: Şeytanın yaptıklarından şeytan mı sorumlu yoksa Allah mı? Şeytandan öteye gidemeyenler şirk içindedir. Çünkü şeytanı Allah katına çıkarmış olurlar. Ki bu da islamın temel mesajıyla çelişir: Tevhid (yani birlik). İkiledin mi tevhidden sapar, şirke batarsın. Sufiler bu hassas noktaya güzel bir yorum getirmişlerdir. Edep! Her şeyin Allah’tan olduğu bilinir ama nahoş şeyleri şeytan düzeyinde bırakmak da edebe daha uygun düşer. Son durağı ancak bu bilinçle şeytan yapan şirk içinde değildir. Edeplidir.

Bu durumda her şey Allah’tan ise ilerleme de ondandır. Eğer O ilerlemeyi istemeseydi ilerleme diye bir şeyin ne olduğunu bile bilmezdi âlemler. O halde ilk ayete geri dönmek gerekir: Oku! Hadi bakalım bu tabloyu oku. İlerleme neden var? Dar açıdan irdelendiğinde bulunan popüler cevap ibret almak, ders çıkarmaktır. Kötüyü gör ki iyinin değerini bilesin. Bu cevap bugün kimseyi tatmin etmiyor. Cevap bu kadar kolay, bu kadar basit olamaz. Öyle olsaydı insan bu denli karmaşık, kompleks bir alemin içine yaratılmazdı. Bir tane dünya gezegeni olurdu ve iş biterdi. Oysa dışarıda sayısız miktarda galaksiler, güneşler, yıldızlar vs var. Hiçbir gelenekçinin aklına gelmiyor mu Allah acaba bunları neden yarattı? Hiçbir gelenekçinin aklına gelmiyor mu acaba “bilinme arzusu”nun oralarda da tahakkuk ettirilmesi için insana düşen bir görev yok mu? Tebliğ edeceksen gidip oralarda etmeyi hedeflesene; yazın plajları hedefleyeceğine!


Nasıl ki işte “yaratılanı sevdik yaratandan ötürü” varsa, “eli karda, gönlü yarda olmak” varsa, söz konusu ilerleme olduğunda da hakke’l yakin bir değerlendirme yapma gereği var. İlerlemeyi daha çok para kazanmak, daha uzun yaşamak, daha genç kalmak vs için isteme. İlerlemeyi “bilinme arzusu” çerçevesinde ele al. O zaman para kazanmayı da, daha uzun yaşamayı da, daha uzun yıllar genç ve dinamik kalmayı da gönlüne sokmadan hak edebilirsin. 21.yüzyılda islam camiasının hakettiği güce ulaşabilmesi belki de bu bakış açısıyla mümkün olacak. Bu hem irfan geleneğini hem de ilerlemeyi aynı tablonun içinde birleştirmekte. Onları kuşun iki kanadı yapmakta ki yüzyıllardır yalpalamakta olan kuş ancak bu şekilde dosdoğru yolda ilerleyebilsin. Mesaj ancak bu şekilde doğru anlaşılmış olacaktır.

Bu değerlendirmede temel alınan, başta da ifade edildiği gibi, islamdır; o çerçevede bir anlam ifade eder. Oysa “temel olma” müessesesi bugün kapitalizm tarafından işgal edilmiş durumdadır. Kapitalizm dünyaya şu mesajı veriyor: “Tek referans noktası benim”. Yanlış! Madem islam bir anti-tez o zaman o da kendini temele koyarak bir tablo çizme hakkına sahiptir. Yukarıdaki tablo olası tablolardan sadece biri olabilir. En güzel kapanış cümlesi ile bitirmeli: Her şeyin en iyisini Allah bilir.

Tanol Türkoğlu / [email protected]

Bu yazı HBT'nin 147. sayısında yayınlanmıştır.

Tanol Türkoglu