İyimser “Başlangıç”

Tanol Türkoğlu
İyimser “Başlangıç”

Şair William Blake, Nietzsche, Gaudi, Guggenheim, La Sagrada Familia... Hepsi de Dan Brown’ın 3 Ekim’de tüm dünyada yayınlanan yeni kitabı “Başlangıç”ta (kitabın orijinal adı “Origin”). Kitap “Dijital Kale”den sonra belki de yazarın teknoloji ile en içli dışlı olduğu eseri.

“Başlangıç” için tipik bir Dan Brown kitabı denilebilir. Yine elinizden düşüremiyorsunuz. Bir bölüm, bir bölüm daha derken kitabı bitirmeden başından kalkamayacağınızı anlıyorsunuz. Macera yine tek bir ülkede, birden çok şehirde geçiyor. Ülke İspanya; şehirler Bilbao, Barcelona, Madrid. Bu kitabın diğerlerinden farkı ne diye sorarsanız bence verdiği “iyimser” mesaj! Belki de bazı paradigmalar yıkılacak ama buna sahne olacak yakın gelecek şimdiki zamandan daha iyi olacak!

Kafanızı nereye çevirirseniz bu “iyimserlik” kelimesini görmeye başlarsanız şaşırmayın şu sıralar! Belli ki özellikle son on yıldır dünyanın içinden geçmekte olduğu süreç bu olgunun altı çizile çizile öne çıkarılmasını gerektiriyor. Her şeyin gelecekte daha iyi olacağını duymaya o kadar gereksinimimiz var ki!


O “saf” ve “iyimser” duygularla bakıldığında geleceğin dünyası nasıl görünüyor peki? İşgücü insan kasından robot metaline geçmiş, muhafazakar, faşist ya da aşırı dinci görüşü benimseyen partiler dünyanın pek çok ülkesinde iktidara gelmiş. Ekonomisi yolunda giden (ya da gitmeyen) olası her etnik grup parçası olduğu ülkeden (ekonomik ya da siyasi sebeplerle) bağımsızlığını ilan etme peşinde. Yetişmekte olan kuşakların beyni daha az zorlanarak çalıştırılmakta. Böylece dünya nüfusunun büyük bir kısmı öğrenilmiş acizlik içinde, kendi sıcak kozasında hayatta kalarak yaşamını sürdürmekte...

Öte tarafta ise yeni bir çağın kapılarını aralayan teknolojik gelişmeler! Araçlar artık şoför ve benzin gerektirmiyor. Internet hava gibi her yanı sarmış. Bireyler daha çok “akıllı nesne” ile donatılmış. Gündelik rutinin çoğu insan müdahalesi olmadan bu akıllı cihazlar tarafından yerine getirilmekte. Tüm aracılık müesseseleri ortadan kalkmış. Birey, kurum, kuruluş, kamu, özel fark etmeksizin!

Dahası? Olmaz mı?! Yapay zeka gündelik hayata girmiş. Kullanmasını bilen her bireyin artık bir “asistanı” var. Yurtdışı seyahatini organize etmekten, kuaför randevüsüne kadar her şeyi çekip çeviren! “Sahibinin” ilgisini çekeceğini bildiği bir haberi ona anında ulaştıran! Alternatif yollar bularak yoğun trafiği atlatmayı sağlamakla kalmayan, geçmiş istatistiklere bakarak o akşam trafiğin nasıl olacağı konusunda çıkarımda bulunabilen; ona göre alternatif trafiğe çıkış saati öneren!

Dünya nüfusunun “aşırı” olduğu yorumuna tereddütlü bakmak bile olası – Dan Brown’ın iyimser bakış açısı üzerine spekülasyon yapmak gerekirse! Çünkü daha gidilecek çok gezegen var! Keza teknolojiyi de bu kadar kötülememek lazım. Belki de teknoloji yaşamın, devinimin devam etmesini sağlayacak en kritik olgu! Belli ki “ileri teknolojik ürünlerin” olmadığı zamanları da bilen kuşakların bu bakış açısını sindirmesi pek olası değil. Dünyanın neresinde olursa olsunlar! Zaten tüm iyimser dönüşüm de onlar bu diyarlardan gittikten sonra gerçekleşebilecek. Şimdi nüfus kâğıdınıza bakın ve tarafınızı seçin: İyimser misiniz, kötümser mi?

Tanol Türkoğlu / [email protected]


Bu yazı HBT'nin 81. sayısında yayınlanmıştır.

Tanol Türkoglu