Dünya çapında milyonlarca hayvanseveri ve bilim insanını meşgul eden bir soru var: Hayvanlar zekâya sahip mi? Bilim insanları, bu soruyu cevaplamak için ilk olarak nöron sayılarından yola çıkıyor, zekâ için milyarlarca nörondan oluşan bir beynin gerekli olduğuna inanıyordu. Sonuçta, düşünmemizi sağlayan şey de nöronlar değil miydi?
Bakıldığında insan beyninde yaklaşık 86 milyar nöron varken, köpeklerin ve kedilerin beyinlerinde bu sayı 1 milyardan az. Peki ama bu fark, hayvanları zekâdan yoksun mu bırakıyor?
Ödüle ulaşmak için teli büken kargalar, aynada kendilerini tanıyan şempanzeler, kuraklık riskini hatırlayan filler, birbirleriyle şakalaşan orangutanlar… Alet kullanımı, hafıza, dil ve mizah, zekâya işaret eden dört yetenek; son yıllarda elde edilen sayısız kanıt, birçok hayvanın bu yeteneklerin hepsine sahip olduğunu gösteriyor. Batuhan Sarıcan hazırladı.
Hindistan’dan öğrenmek
Hindistan 10-11 Şubat tarihlerinde Paris’te düzenlenen Yapay Zeka Zirvesi’ne Fransa ile birlikte ev sahipliği yaptı. Üst üste yüzde yedi ve üstünde yıllık büyüme oranlarıyla dünyanın en hızlı büyüyen ülkesi. İhracatının yaklaşık üçte biri de yüksek teknoloji ürünlerinden oluşuyor. Bütün bunları planlı ekonomi ile başardığı biliniyor. Lale Akarun Hindistan’ı ele aldığı yazısında, “Acaba biz de planlı kalkınmadan vazgeçmesek, nerede olurduk?’ diye sordu.
‘Ankara’nın susuzluğundan, nehirlerin kirliliğinden dertlenen bir devlet adamı da yok. Onlara göre bizde su bol, enerji bol, kredi bol, borç bol, marka bol, futbol bol. Koka kola bol, Amerikan acentası bol. Din kıt, 100.000 camide konuşulanları dinleyen kıt… Doğan Kuban’dan önemli bir yazı daha.
‘Bin misli hata’… başlıklı yazısında Tanol Türkoğlu ‘Yapay zeka yatırımları insanın doğru ile kavgasını bitirebilir mi?’ diye soruyor.
Kahve, yararlı bağırsak bakterilerini geliştirip çoğaltıyor
Kahve ile bağırsak mikrobiyomu arasındaki bağlantı konusunda bugüne dek yapılan en kapsamlı çalışma Nature Microbiology dergisinde yayımlandı. Bilim ve Beslenme’de, Rita Urgan derledi.
Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres, yeni yıl mesajında, ‘Tüm Dünya gözlerinin önündeki iklim çöküşüne seyircilik etmekte! Hepimizin felakete götüren bu yoldan çıkmamızın tek yöntemi atmosfere salımları radikal biçimde azaltmak ve yenilenebilir bir geleceğe geçiş yapmaktır. Bu hem yaşamsal hem de olanaklı!’ diye konuşmuştu. Fakat Trump hiç öyle düşünmüyor. Peki 2025 yılı iklim krizinde bir dönüm noktası mı? Erdal Musoğlu’nun yazısı ufuk açıcı.
Genç bilim insanımız Furkan Öztürk, Cambridge Üniversitesi izlenimlerini bu hafta da sürdürdü. Furkan, Darwin’in masasında... “Gonville and Caius Koleji’ndeyiz. Meşhur fizikçi Stephen Hawking’in Gonville and Caius Koleji’nin üyeleri, çeşitli meseleler hakkında girdikleri iddiaları yüzyıllar boyu buradaki defterde not ediliyor. İddia bir gelenek hale gelmiş.
Bilimsel olarak tamamlanmamış bir dünyada yaşıyoruz
Roger Penrose The Emperor's New Mind (İmparatorun Yeni Zihni) adlı kitabında insan zihninin bir bilgisayar olmadığı savunulur. Ancak zihnin bir bilgisayar olup olmadığı, bize bilimin eksiksiz olup olmadığını ya da bilinci anlamadaki zorlukların bilimsel eksiklikten kaynaklanıp kaynaklanmadığını söylemez. İstinye Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden İklim Atılgan’ın yazısı.
Ultra işlenmiş gıdaların sağlığı tehdit eden etkilerini Dr. Pelin Baltacı’dan okuyacaksınız Kültür Üniversitesi Sağlık Bilimleri Dekan Yardımcısı.
Eski Mısır mumyaları nasıl kokuyordu? Dünyanın en büyük yeraltı termal gölü Arnavutluk’ta keşfedildi. Yaşlanan beyin hücreleri kendilerini unutuyor. Araştırma Gündemi’nde Nilgün Özbaşaran Dede hazırladı.
Beyinlerimiz arasındaki fark
Bilgi küpü’nde Neanderthal beyni ile insan beyni arasındaki farkı okuyacaksınız.
Başka hayvanlar da öpüşürler mi? Dudaklarını birbirlerine sürten iki zürafa, kafalarını tokuşturan kaplumbağalar… Gerçekten öpüşme mi? Öpüşmenin evrimi nereden peki? Hayvanlar Dünyası’nda. Her yeri kar basınca, Meraklı Çocuk da kar nasıl oluşuyor sorusunun peşine düştü. Mercan Bursalı derledi.
Ayrıca, takım çalışmasında, empati duygusu yüksek insanların bir arada çalışmasının, birbirlerinin düşüncelerini anlamada ve ne düşüneceklerini kestirmede çok daha iyi sonuç verdiği ve başarımı yükselttiği görüldü… Bu arada, salt yüz ifadelerine bakarak değil, bedenin tümüne bakarak insanların düşüncelerinin daha iyi okunabileceği de görüldü.
Youtube kanalımızda bilim sohbetleri
Cem Say ile bu ayki bilim sohbeti? Çin'de geliştirilen DeepSeek neleri değiştirecek? Yapay zekada bundan sonra neleri beklememiz gerekiyor. Deep Seek Çinlilerin Amerika'ya "Pearl Harbor" saldırısı mı? Robotlar artık düşünce üretimi noktasına mı geldiler... Peki sonra olacak? İzleyin, paylaşın ve abone olan lütfen.
***
Siz bu sayımızı okurken biz diğer sayıyı hazırlamakta epey yol almış oluyoruz. Ekonomik bataklık, biliyoruz hepimizi derinden etkiliyor. Ama iyi şeyler ayakta kalmalı ülkemizde düşüncesi, bize yol gösteriyor. Tabii sizlerin desteğini her zaman hissediyoruz.
Derin sevgi ve saygıyla, bilimde kalın.