Editör ne diyor?

Okurlara çok teşekkür…

Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’nin 100 öğrencisinin “Dijital Herkese Bilim Teknoloji” dergisine 1 yıllık abone edilmesi” çağrımıza gelen destek ve yanıtlara çok teşekkür ederiz. Çağrımıza okurlarımızdan beklenenin üzerinde 113 öğrenciye destek geldi ve başarıyla sonuçlandı. Çoğunluğun isimlerinin burada açıklanmasını istememesine saygı duyuyoruz. Kimi okurlarımız 15, kimi 10, kimi 5, kimi 2, çoğunlukla 1, kimi şirketlerimiz 5 ve 10’ar destekle, gençlerimizi HBT ile buluşturdular. Sadece tek dergi ile değil, arşivimizdeki 502 sayımızı da inceleme fırsatı yarattılar. Büyük çoğunluk desteğini banka hesabına yatırdığı için kendilerine tek tek mektupla teşekkür edemedik. Ama hepsinin adı hem gençlerin hem de hepimizin kalplerinde yer aldı.

Çok teşekkür ederiz, varolun sağolun, hep birlikte aydınlık geleceğe…


***

Dünya kabuğunda saklı ALTIN HİDROJEN tüm enerji sorunlarını çözebilir

Bilim bazen uzak bir geleceği anlatır, bazen de tam ayaklarımızın altındaki gerçeği. Bu haftanın kapak dosyası, ikisini aynı noktada buluşturuyor: Dünya’nın kabuğunda saklı olabilecek devasa doğal hidrojen rezervleri…

Yeni araştırmalar, bu “altın hidrojen”in insanlığın enerji ihtiyacını on binlerce yıl karşılayabilecek bir potansiyele sahip olduğunu öne sürüyor. Ancak mesele yalnızca yeraltındaki bu büyük enerji değil; asıl soru, ona nasıl ulaşacağımız ve bu süreçte nasıl bir bedel ödeyeceğimiz.

Mali’de bir kuyuda yanlışlıkla başlayan hikâye, bugün küresel enerji denkleminde yeni bir yarışa dönüşmüş durumda. Türkiye’nin jeolojik avantajlarını da düşündüğümüzde, bu alanda atılacak adımlar geleceğimizin kaderini belirleyebilir. Çünkü Altın Hidrojen açısından Türkiye de avantajlı durumda.

Teknolojiyi yabancı mı getirecek?

Bu sayıda yalnızca enerji değil, ekonomiden toplumsal eşitsizliklere kadar birçok yapısal meseleye de ışık tutuyoruz. Ali Akurgal, yabancı sermayenin teknoloji getireceği varsayımının neden bir yanılsama olduğunu, Türkiye’nin ilk “mal karşılığı yazılım ihracatı” hikâyesi üzerinden çarpıcı biçimde anlatıyor. Bugün hâlâ sürdürülen “yabancı gelir, bizi dönüştürür” beklentisini sorgulatan bir yazı.

Teknolojinin başka bir yüzü ise dijital eşitsizliklerin yeni bir aşaması. Tanol Türkoğlu, dijital uçurumdan “Yapay Uçurum”a geçişi tartışıyor: Elektriğe, internete, dijital okuryazarlığa erişimi olmayan milyarlarca insan için yapay zekâ bir fırsat değil, adeta çocuğun eline verilmiş bir lazer tabancası. Teknoloji hızla ilerlerken toplumların aynı hızla ilerlemediği gerçeği, dünya liderliğinin kimde olacağını da yeniden şekillendiriyor.

Mesleki eğitimin cinayet açısı

Toplumsal sorumluluğun en acı yüzü ise Lale Akarun’un yazısında… Çocukların “mesleki eğitim” adı altında ölümcül işlerde çalıştırıldığı, buna itiraz eden üniversite öğrencilerinin ise tutuklandığı bir düzende, çocuk haklarının nasıl ihlal edildiğini gözler önüne seriyor. Devletin korumadığı çocukları korumaya çalışan gençlerin cezalandırılması, bu ülkenin en derin yaralarından biri.

Bu sayıda Doğan Kuban’ın arşivinden çıkan “Siyaset Sorumlularına – 1” başlıklı yazıyla tarihsel bir pencere de açıyoruz. Türklerin, Arapların, İranlıların ve Kürtlerin bölgedeki güç dengeleri üzerine yaptığı değerlendirmeler, bugün hâlâ güncelliğini koruyor.

Bilim tarihi sayfalarımızda ise insanlığın sağlık serüvenindeki en önemli dönüm noktalarından biri var: Sir Frederick Banting ve insülinin keşfi… Prof. Dr. Ülkü Sarıtaş, diyabetin ölümcül bir kader olmaktan nasıl çıktığını etkileyici bir dille anlatıyor.

Doğal kaynak dağılımı

Grafik Bilgi’de bu kez gezegenimizin doğal kaynak dağılımına bakıyoruz. Kişi başına doğal kaynak zenginliğinin yeni hesaplaması, dünya ekonomilerinin hiç de göründüğü gibi olmadığını ortaya koyuyor. Bilgi Küpü’nde ise “nadir elementlerin aslında ne kadar nadir olduğu” sorusunun peşine düşüyoruz.

Bu sayının güncel tartışmalarından biri de gençlere sosyal medya yasağı. Avustralya’nın 16 yaş altına erişimi kapatma hamlesi, dünyanın birçok yerinde yankı buluyor; ancak araştırmalar, yasakların hem etkisiz hem de çoğu zaman ters etkili olduğunu gösteriyor. Görsel düşünme yazımız ise yapay zekâ çağında manipüle edilmiş görüntüleri fark etmenin ipuçlarını sunuyor.

Yer çekimi %50 azalsa ne olur

Kurumsal dünyanın görünmeyen sorunlarına da eğiliyoruz: “Denetlenmeyen Kurumsal Kültür”, teknik hatalardan çok daha tehlikeli olabilecek örgütsel davranış kalıplarını inceliyor. İstanbul Kültür Üniversitesi’den Dr. Öğr. Üyesi Gözde Bircan yazdı.

Hayvanlar Dünyası’nda ise kraliçeyi kendi işçilerine öldürterek koloniyi ele geçiren karınca türünün sıra dışı stratejisini aktarıyoruz.

Kuantum teorisinin sınırları, bilimsel düşüncenin belki de en büyük meselelerinden biri. İstinye Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden İklim Atılgan’ın çevirisi ile bu hafta, “bağlantısal nedensellik” yaklaşımının kuantumun çözülemeyen paradokslarına nasıl yeni bir pencere açtığını ele alıyoruz.

Meraklı Çocuk köşemizde ise yer çekimi yarıya düşse ne olurdu sorusunun peşine düşüyoruz. Mercan Bursalı hazırladı.

Kalbi besleyen gıdalara bakış

Beslenme Bilimi sayfamızda polifenol açısından zengin gıdaların -meyveler, kahve, çay, tam tahıllar- kalp sağlığı üzerindeki etkilerini inceliyoruz. Nilgün Özbaşaran Dede’nin Araştırma Gündemi'nde ise dövmelerin bağışıklık sistemi üzerindeki etkisinden zona aşısının demans riskini azaltabilmesine kadar geniş bir yelpazede bilimsel bulgular var.

Tabii Kapak Logomuzun yanındaki kare kod tarayarak dijital sayımızda yayınlanan daha fazla içeriğe ulaşıyorsunuz. Mesela Google’ın “Uzay Veri Merkezi” Planı Gerçekliğe Yaklaşıyor… Google’ın Project Suncatcher hamlesi, veri merkezlerini yörüngeye taşıma fikrini ilk kez somut bir programa dönüştürdü…. Bilim Haritası Yeniden Çiziliyor: Çin Yükselirken ABD Geriliyor Roma İmparatorluğu 301.600 km’lik yol ağı inşa etmiş… 

***

Bilim çok geniş bir evren. Bu sayıda da enerjiden siyasete, teknolojiden biyolojiye, çocuk haklarından kuantuma kadar uzanan büyük bir resmi beraber okuyabilmek için çabaladık. Çünkü bilim yaşamın dış çeperinde değil, tam merkezinde duruyor.

HBT’yi ayakta tutan en büyük güç ise okurun desteği… Dergimizi yaşatmaya devam edebilmemiz için dayanışmanızı eksik etmeyin.

Gelecek sayıda buluşmak üzere.

Özlem Yüzak