Eşitsizlik, nükleer silah ve nefretten daha tehlikeli. Peki, eşitliğin sınırları nedir?

Editör ne diyor?

Eşitsizlik günümüzün en derin sorunlarından biri. Hatta yeni yayınlanan bir rapora göre eşitsizlik dünya için nükleer silahlanma, kirlilik, etnik ve dini nefretten bile daha büyük bir tehdit. Ama mutlak eşitlik söz konusu olamayacağına göre şu soru karşımıza çıkıyor: “Ne kadar eşitlik?” İnsanoğlu, tamam eşitliği istiyor, ama eşitliğin sınırları yok mudur? İnsanoğlu, hangi noktada eşitlik isteğinin yanına başka ölçütler koyuyor?

Bilim dünyası bu konuda farklı araştırmalarla yıllardan beri yol almaya çalışıyor. Deney koşullarında şu ortaya çıkıyor: Az sayıda kişi arasındaki paylaştırmada eşitlik için ısrar eden insanlar, iş gerçek yaşamda kaynakları kalabalık bir grup insana dağıtmaya gelince, eşit dağılıma yanaşmayıp bile bile bir miktar eşitsizliği tercih ediyorlar. Çünkü dağıtımda işin içine adalet duygusu, “adil dağıtım” giriyor. Bilimciler bu çelişkiyi, eşitlik ile adaletin bir görülmediğiyle açıklıyor.

Herkese Bilim Teknoloji, bu sayıda eşitlik ve adalet arasındaki ilişkiyi irdeliyor. Sinan Kayalıgil araştırmaları incelediği makalesinde “belli ki görünüşte eşitlik kaygısı taşıyan insanlar, gerçekte eşitliğin kendisi için değil de, eşitsizliğin yol açtığını düşündükleri demokratik ideallerin aşınması, yoksulluk ve -hepsinden önemlisi- adaletsizlikler yüzünden endişelenmekteler” gibi saptamaların altını çiziyor.


Konuya destek çıkan ikinci bir araştırma yazısı da, eşitsizliğin azaltılması konusunda devletlere hükümetlere 8 somut öneriye yer veriyoruz. Ayrıca Tanol Türkoğlu, eşitsizliğe başka bir boyuttan bakıyor ve dijital dünyadaki büyüt eşitsizliği yazıyor.

Bir diğer konu, insanın evrimsel yolculuğu. Şempanze insan ayırımı 6-7 milyon yıl önce gerçekleşmişti; ama biz Homo sapienslerin Neandertallerden ne zaman ayrıldığı sorusunun yanıtı uzun süredir aranıyor. Bilim dünyası bunu belirlemek üzere DNA araştırmalarına yöneldi ve mutasyon hızı hesaplamalarıyla yol ayırımında belli bir noktaya kadar ilerledi... Bununla ilgili gelişmeleri bu sayımızda bulabilirsiniz. Çok ilginç bulguları sunuyoruz…

Güçlü bir sav

Doğa ve insan arasındaki yaşamsal denge son derece önemli. Hatta uygarlığın asıl tanımının burada yattığını da söyleyebiliriz. Vahşi kentleşme, kültürel yozlaşma, dünya kaynaklarının nasıl insan eliyle yok edildiğini bilmek bu dengeyi daha da önemli kılıyor. Doğan Kuban yıllardan beri Anadolu Hisarı’nda yaşayan ve semtin değişimini yakından izleyen biri olarak, bu kez “1946’da neden daha uygardık?” sorusunu yöneltiyor ve yanıtını bu bağlamda arıyor.

Yaşamları boyunca bu ülkede bilimsel anlayış ve davranışın yerleşmesine çaba harcayan güzel insanlar da oldu. Ancak ne yazık ki içlerinde çok azı tanınıyor.

Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi’ne yıllarını vermiş 5 bilim insanının yaşam öyküleri 5 ayrı kitapta toplandı ve güzel bir vefa örneği göstererek ‘Armağan’ adı altında yayınlandı. Kim bunlar: Profesörler, Ziya Bursalıoğlu, Fatma Varış, İbrahim Ethem Başaran, Mahmut Adem ve Cahit Kavcar.

Sağlık her zaman olduğu gibi yine gündemimizde. Bu kez, konu insanların gerçekten obez olup olmadıklarını nasıl anlayacakları... Bugüne kadar kitle beden endeksi üzerinde duruluyordu, ama bu kez ezber bozuluyor.

Sağlık ile ilgili bir diğer haber, ağzımızdaki bakterilerin özellikle pankreas ve yemek borusu kanseri gibi sinsi hastalıkların erken tanısında önemli bir rol üstlendikleri konusunda. İlgiyle okuyacağınızdan eminiz.

Yazarımız Erdal Musoğlu Silikon Vadisi’nin Nöro-teknolojilere odaklandığına dikkat çekiyor. Yakın bir gelecekte birbirimizle ve bilgisayarlarla doğrudan beynimizle konuşacağımız üzerine ilginç bir yazı daha.

Mümtaz Peker, nüfus bilimci, çok önemli bir konuyu gündeme getiriyor: Kağıt üzerinde köylü nüfusumuz %8’e indirildi, ama nasıl? Köylü nasıl kentli yapılır? Yazarımız Ali Akurgal’in bir meslek edinmek için herkesin çırpındığı günümüzde, artık her şeyin değişmekte olduğunu belirten “Meslek yok, insanda yetenek kümeleri aranacak” yazısı, bugünden gerçekleşmekte olan geleceği yazıyor. Mustafa Çetiner hemşire haklarını konu edinirken, akıllı giyilebilir teknolojiler ve hijyen eksikliğinin yol açtığı içimizi kemiren bağırsak kurtları konuları da ilginizi çekecektir.

Her Cuma beyin besleme günü. HBT ile geleceği yeniden kuruyoruz ve herkesi HBT’yi desteklemeye, bulamıyorsanız bayilerde, dijital ve basılı abone olmaya çağırıyoruz…

Gelecek Cuma’ya kadar sevgiyle kalın ve bize yazın…

***

BU CUMARTESİ İKİ BİLGE: Toplumu Değiştiren Dinamikler

Bu Cumartesi, 6 Mayıs saat 17.00’de, Bahçeşehir Üniversitesi Beşiktaş yerleşkesinde, Doğan Kuban ve Bozkurt Güvenç ile Toplumu Değiştiren Dinamikler”i tartışacağız. Herkesi bekliyoruz.