Kod adı “Yıldırım Hızı”, süre 10 ay!

Editör ne diyor?

10 ay öncesi.. Çin’i kasıp kavuruyor COVID- 19 ve dünyaya yayılıp pandemiye dönüşme riski çok yüksek. Dr. Uğur Şahin, daha 2018’de, şirkette geliştirdikleri mRNA teknolojisinin aşı konusunda büyük bir umut olacağını öngörmüştü. Şahin, eşiyle birlikte, bu yılın başında hemen ekibini topladı. Önlerinde mRNA teknolojisiyle, yeni korona virüsüne karşı etkili bir aşı geliştirmenin büyük fırsatı duruyordu. Tam da teknolojiyi test etme zamanıydı. Hemen kolları sıvamaları gerekliydi.

Projenin adını “Yıldırım Hızı” olarak koydular.. Bu, işin aciliyetini gösteriyordu. Tatiller yasaklandı. Herkes işine odaklandı. Ve 10 ay gibi, aşı geliştirmede çok çok kısa sayılacak bir süre içinde, başarılı sonuç ellerindeydi. Yüzde 90 üzerinde etkili olmuş ve bağışıklık hücrelerini virüse karşı harekete geçirmişti.

Bu 10 içinde ayrıca, şirket, aşı ve üretimi için gerekli finansmanı sağlamış, Pfizer’i ortak etmiş, BioNtech şirketini borsaya açmış ve oradan da büyük gelir elde etmiş, Amerikan hükümetiyle 1 milyar dolarlık aşı satış anlaşmasını gerçekleştirmiş, aşının tüm test aşamaları ve klinik aşamaları yapılmış, aşı üretimi için gerekli soğuk zincir dağıtımı ile ilgili sorunları çözmüş... Ve ilk önemli ön bilimsel raporu yayınlanmış ve aşı izinleri için başvurular yapılmış. Pandeminin kasıp kavurduğu dünya şüphesiz ve haklı olarak buluşu göklere çıkardı. Gazetelerin manşetinde, tv ekranlarında Şahin ve Türeci çift sürekli.


Diyeceksiniz ki, Çin ve Rusya’da da geliştirilmedi mi? Farkı, güven. Siyasal olarak açıklanmış ve henüz bilimsel raporları yayımlanmamış ve tamamlanmamış aşılar ile, her şeyi açık ve şeffaf bir çalışma. O aşıların olması da çok önemli, ama sonuçlansın. Dünyanın henüz belirsizlikler döneminde çok aşıya ihtiyacı var.

Başarı hikâyesini Reyhan Oksay’dan okuyacaksınız.

Çağdaşlık kapısı tektir

İzmir Biyotıp ve Genom Merkezi’nden Prof. Dr. Hilmi Orhan “Hangi uluslararası kararlarla aşı çalışmaları hızlandırıldı? Hangi kriterler arandı? Türkiye’deki durum hangi aşamada? Riskler ne? Neler yapılabilir?” sorularının yanıtını arıyor.

‘Çağdaşlık kapısı tektir’ diyor Doğan Kuban hoca ve ekliyor: “Çağdaş uygarlığın vardığı en üst düzeyde bir Türk toplumu yaratırsak ulaşabileceğimiz tek bir gelecek var! Buna ulaşamazsak, alternatifi gelişmiş ve üreten ülkelerin müşterisi, yani sömürüleni, yani kölesi olmaktır. Bunu dışında bir başka dünya yok.”

Lale Akurun Çin’i akademik etik konusunda değerlendirdiği yazısında yapılması gerekenleri de sıralıyor.

Korona virüs ile ilgili yeni gelişmeler ve haberlere gelince...

COVID-19 geçirmemiş insanlarda bile koronavirüs antikorları bulunması; virüse karşı bağışıklığı ölçen yeni bir test geliştirildiği, koronavirüs mutasyonlarının antikorların gücünü azalttığı; kimi bez maskelerin cerrahi meşkeler kadar koruyucu olduğu...

COVID-19 hastalığına neden olan SARS-cov-2 virüsünü etkisiz hâle getirebilen birkaç şey var. Bunlardan biri alkol veya sabun, diğeri ozon, üçüncüsü ise UVC ışını. Ali Akurgal artık UVC-Led’ler geliştirildiğini ve bunların hastane sterilizasyonunda yaygın kullanımının başladığını yazdı.

Tanol Türkoğlu Dijital Kültür’de, pandemi dünyadaki eğitim sistemini kökten değiştirebilir mi diye soruyor ‘Üniversite 2.0’ başlıklı yazısında.

Bilim ve Beslenme sayfamızda bu hafta gereksiz yere fazla E vitamini almanın zararları ve doğal yollardan nasıl alınabileceği var.

İslam dünyasında bilim

Biliyorsunuz bir dönem bilimde Doğu batının hayli ilerisindeydi. Tıp, matematik, astronomi alimleri hep buradan yetişiyordu. Buhara, Semerkant, Bağdat... Biruni ve İbni Sina da buralardaydı. Ama daha az şöhreti olan matematik bilgini Ebu Nasr Mansur Irak, astronomi alimi Ebul Vefa Buzcanî ve tıp alimi Ebu Sehl Mesihî de aynı dönemde orada yaşıyordu. Buhara’da siyasi karışıklık başladığında kimi alimler Ürgenç kentine taşındılar.

Bahçeşehir Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden Prof. Dr. Kadircan Keskinbora Ürgenç’i ve burada yeşeren bilimi yazdı.

Beslenme biçimi boyumuzu nasıl etkiliyor? Kırmızı et tüketimi bağırsak kanseri riskini nasıl yükseltiyor? Yoksa dinozorlar Afrika’ya deniz yoluyla mu ulaştı? Araştırma Gündeminde...

Sezaryenle doğan bebekler

Araştırmacılar sezaryenle doğan bebeklerin dört aylıkken gelişimsel beş alanın tümünden de aldıkları puanların daha düşük olduğunu gördüler. Doğal doğumla dünyaya gelen bebeklerle kıyaslandıklarında en büyük farklılıklara ince motor becerilerinde, en az farklılığa da iletişim alanında tanık olundu. Bebekler 1 yaşında olduklarında farklılıkların azaldığı saptandı.

Kültür Üniversitesi Hemşirelik Bölümü’nden Dr. Meral Madenoğlu uyku tedavisinde ünlü bilim insanımız İsmet Karacan üzerine yazdı.

Bayram Ali Eşiyok, Büyük Veri ve ekonomi üzerindeki etkilerini kaleme alırken, Mustafa Çetiner hayatımızın bir parçasına dönüşen maskeler üzerine ikinci yazısını sizlere sunuyor.

Palm yağı: Ekonomiye yarar, ekolojiye zarar

Faydaları reklam edilerek uzak diyarlardan getirilen her ürünün çevreye zararı var. Şampuandan bebek mamasına kadar birçok kullanım alanı olan palm yağı da bunlardan biri. Buna karşın palm yağını bir anda yasaklamak çok zor. Bitki biyolojisinin ise bir çözüm önerisi var.

“Bilim benim gerçek tutkumdur, politika ise görevim”. Bu sözler, büyük devlet adamı olması yanı sıra, üst düzey bir amatör doğa bilimci ve mühendis de olan Thomas Jefferson’a (1743-1826) aittir. Amerikan devrimci kuşağından gelerek, ülkesinin bağımsızlık ve çağdaşlaşma mücadelesine büyük katkı veren bu kişinin, halka hizmet ve sınırsız merak duygusu arasında salınan yaşam öyküsü, 21. yüzyıl insanına ışık tutacak nitelikte... Haluk Ertan yazdı.

Sera gazı emisyonunda aslan payı enerji tüketiminde, Grafik Bilgi’de. Meğer eski çağlarda kadın da erkek kadar avlanıyormuş. Öngargıları yıkan yeni bir araştırma...

HBT Türkiye için, hepimiz için çalışıyor ve üretiyor. Bilimsel ve bilgi toplumu olmanın önemli bir aracı olduğuna inanıyoruz HBT’nin.. Siz de öyle düşünüyorsanız, HBT’nin yaygınlaşmasına ve yaşamasına katkılarınızı rica ediyoruz.

Gelecek Cuma yeniden, bilimde ve sevgide buluşalım...