Yeni bir çağ: 35 trilyon hücremizin atlası çıkartılıyor

Editör ne diyor?

Düşünün, inanılmaz bir sayı olarak, insan bedeninde 35 trilyon hücre var, 200 farklı tip hücre var. Her şey orada kayıtlı, tüm özelliklerimiz. Tüm deformasyonlarımız, yani zayıflıklarımız, güçlü yanlarımız, hastalığa meyilli yapımız, zekâmız, aptallıklarımız…

Bir süredir hücre araştırmalarının “Hücre Bilimi” adıyla anılmaya başlandığını duyurmuştuk dergimizde. Şimdi ise devasa bir projenin başladığını belirtelim: Bedenimizdeki tüm hücrelerin kimliği çıkartılıyor. Dünya çapında bilimcilerin katıldığı bir proje bu. Tüm hücrelerin özellikleri moleküler düzeyde saptanacak ve kayıtlara düşecek. Yani tüm hücrelerin atlası çıkartılmaya başlandı: Human Cell Atlas. Hücreler içindeki müthiş karmaşık ve muazzam enformasyona ulaşılmış ve bunlar bilgiye dönüştürülmüş olacak.

Böylece hem hücreler üzerinde moleküler düzeyde araştırmalar, gerektiğinde “düzeltmeler” vb. yapılabilecek, ama hepsinden belki de daha önemlisi, doktorlar için hastalıkları anlamada, tanı koymada ve tedavide yeni bir çağ başlayacak: Son derece duyarlı ve kesin bir tıp çağına geçiyoruz.


Hücrelerin üç boyutlu haritaları ile bedendeki tüm sistemlerin birbiriyle ilişkileri ve etkileşimleri anlaşılacak. Bu muazzam işi kapak konumuz olarak inceliyoruz.

Yapay Kalp Pompası: Büyük başarı

Bilim insanlarımız yıllardır üzerinde çalıştıkları ülkemizin ilk yapay kalp pompasını üretecek aşamaya geldiler. Şüphesiz ki çok disiplinli bir araştırma, cerrahı, doktoru, mühendisi hepsi bir arada…  Prof. Dr. Deniz Süha Küçükaksu ile Prof. Dr. İsmail Lazoğlu ve arkadaşları, yıllardır üzerinde çalıştıkları yapay kalp pompasını hayvanlarda başarılı deneme aşamasına kadar geliştirdiler ve insana uygun tüm parametrelere eriştiler. Son aşamadalar. Türkiye’de üretimi %75 daha ucuza mal olacak, yılda 750 milyon TL bir tasarruf söz konusu…

Hepsinden önemlisi, yapay kalp pompasında Türkiye dünyada 4. ülke olacak. Neden sevinmeyelim ülkemizin bu dinamik insan gücüne?! Yazının ayrıntıları içeride…

Kanserde sigara etkeni %30

Tanol Türkoğlu’nun sevimli Dijitalem’i bu sayımızda var, sanal dünyanın önemli sorunları ve konuları üzerinde bir gezinti. Köşe yazısında ise “Şirketlerin tepe yöneticisi birer yazılım olabilir mi?” diye soruyor.. İlginç! Mustafa Çetiner çok önemli bir konuyu köşesine taşıdı, üstelik yepyeni bilgilerle: Kanser riskinin azaltılması ve kanser sayısındaki düşüşler. Kanser riskinde en büyük etken sigara: %30. Aşırı kilonun payı %8! Mutlaka okuyun.

Ali Akurgal gelecekte İstanbul’da ulaşımı yazdı. Yazıda “Self Taksi” konusuna dikkatinizi çekeriz. Tınaz Titiz’in yazısı önemli, okuyun: Sözcükler tüm çatışmaların nedenidir diyor ve anlamaya çalışmanın en büyük ibadet olabileceğine vurgu yapıyor. Evet, anlamaya çalışmak!

Tabii ki Doğan Kuban! Ya çağdaş teknolojiye ortak olacağız ya da ekonomik köle olarak hayatımızı sürdüreceğiz, diyor ve aydınları bunu halka anlatmaya davet ediyor. Ahmet Yavuz, 17 bin meyve ağacının nasıl heba olduğuna ilişkin bir deneyimini paylaşıyor.

Çılgın kız Canan ve Rahmi Koç Bilim Ödülü Daron Bey’e

ABD’de de ürettikleriyle tüm dünyada kendisinden bahsettiren Canan Dağdeviren yine sayfalarımızda: “Bana çılgın Türk kızı” dediler diyor ve yapamazsın sözüne aldırmadan nasıl başardığını anlatıyor.

Koç Üniversitesi Rahmi Koç Bilim Ödülü ikinci kez verildi, ilkini Prof. Dr. Aydoğan Özcan almıştı. Bu kez Prof. Dr. Daron Acemoğlu’na! Daron Bey, Özlem Yüzak’a dünyanın içinde bulunduğu yeni koşulları anlattı ve Türkiye’nin ne yapması gerektiği konusunda düşüncelerini paylaştı. Karamsarlıktan kurtulmanın tüm dünya için çıkış yolu, devletin-iktidarların sivil toplumla bağlarını güçlendirmesi.

Daha çok yazı var burada dillendiremediğimiz. Bugün Cuma beyin besleme günü. Türkiye’nin aydınlık geleceği için HBT’yi yayacağız...

Gelecek Cuma’ya kadar sevgiyle kalın, HBT ile olun.