3 Mart Dünya Kulak ve İşitme Günü

Öne Çıkanlar Sağlık

7 duyumuzdan biri olan işitme, insanların iletişimi ve gelişimi açısından taşıdığı önemle ayrı bir yere sahiptir. İşitme, çevresel sesleri fark etmemizi sağlar. İnsanlar arası iletişimdeki en önemli unsur olan konuşma da, işitme sayesinde gelişmektedir. Bu nedenle, işitme kaybı olan kişiler konuşma yetilerini tam olarak geliştirememekte, bu da zihinsel gelişimlerini, okul başarılarını ve sosyal ilişkilerini olumsuz olarak etkilemektedir. Bütün bu hususlar göz önüne alındığında, özellikle doğuştan gelen (konjenital) işitme kaybının erken tanısı ve rehabilitasyonu çok önem kazanmaktadır.

İşitme kayıplarının nedenleri

İşitme kayıplarının pek çok nedeni olmakla birlikte, bebeklerde görülen işitme kaybının en sık görülen nedeni, genetik (kalıtımsal) bozukluklardır. İşitme kaybına neden olan genler çekinik genler olduğu için, bir kişide işitme kaybı olması için hem anneden hem de babadan gelen iki çekinik gene sahip olması gerekmektedir. Sadece bir çekinik gen taşıyan ve bu nedenle işitme kaybı olmayan anne ve babanın işitme kayıplı çocuk dünyaya getirme olasılığı % 25’tir. Benzer çekinik gene sahip olma ihtimali, benzer gen havuzuna sahip olan akrabalarda daha fazladır. Bu yüzdendir ki, akraba evliliği sonucunda dünyaya gelen bebeklerin işitme kayıplı olma ihtimali daha yüksektir. Özellikle bazı coğrafi bölgelerimizde akraba evliliği oranının yüksek olması nedeniyle, kalıtımsal işitme kayıpları ülkemizde ne yazık ki yüksek oranda görülmektedir. Bu nedenle işitme kaybının erken tanı ve tedavisi daha da büyük önem arz etmektedir.


Erken teşhis

Doğuştan gelen işitme kayıplarının erken tanısı için 2004 yılında ülkemizde uygulanmaya başlanan “Ulusal Yenidoğan İşitme Taraması Programı” başarıyla devam etmektedir. 2004 yılında 1-2 merkez olarak başlayan bu program sayesinde halihazırda doğumların % 90’ı taranmaktadır. Amaç bu oranı % 100'e getirmektir.

İşitme kaybı tespit edilen bebeklerde işitme rehabilitasyonunun en kısa süre içinde sağlanması gereklidir. Bebeğin beynine sesin iletilmesi, beynin işitmeyle ilgili merkezlerinin gelişmesi için çok önemlidir. Beynin plastisitesinin yüksek olduğu ilk 3 yıl içerisinde beyne işitsel sinyaller gitmediği takdirde, daha sonra sinyal gönderildiğinde kişi sesleri duyabilse de anlamlandıramamaktadır. Bu nedenle işitmenin erken rehabilitasyonu çok önemlidir.

Gelişen teknolojiler ile başarılı tedavi

İşitmenin rehabilitasyonu için ilk basamak işitme cihazlarıdır. İki taraflı işitme cihazı verilen bebeklerin konuşma gelişimleri takip edilir. Eğer bu gelişim yaşıtlarına paralel gidiyorsa, işitme cihazıyla devam edilir. Eğer işitme cihazlarından yeterli verim alınamazsa, o zaman ameliyatla kulağa koklear implant (biyonik kulak) uygulanır. Yapısal nedenlerle koklear implant yapılması imkânsız olan hastalarda da, beyin sapı implantı uygulanarak işitme sağlanabilir. Gerek işitme cihazı gerekse koklear/beyin sapı implantı kullanan işitme kayıplı kişilerin yeterli bir konuşma seviyesine ulaşabilmeleri için konuşma eğitimi alması gereklidir.

Görüldüğü gibi, gelişen teknoloji sayesinde rehabilite edilemeyecek işitme kaybı sebebi neredeyse kalmamıştır. İşitme kayıplı kişilerin bu imkânlardan faydalanabilmeleri için, erken teşhis ve tedaviye ulaşabilmelerinin önemi daha da artmıştır. Bütün bu uğraşıların amacı, işitme kayıplı bireyleri, normal okula devam edebilen, kimseye muhtaç olmadan yaşayabilen ve ulusal verimliliğe katkı sağlayan bireyler haline getirmektir.

Prof. Dr. Sarp Saraç / VKV Amerikan Hastanesi – Kulak Burun Boğaz, Baş ve Boyun Cerrahisi Bölümü


*Bu yazı HBT'nin 49. sayısında yayınlanmıştır.