Beynimizin mikro yapısı cinsiyet farklılıklarını ortaya seriyor.
Nörolojik ve psişik hastalıklar gibi bazı davranış bozuklukları kadın ve erkekte farklı sıklıklarda ortaya çıkar. Örneğin kadınlarda anksiyete bozukluğu ve depresyon daha sık görülür. Antidepresan türü ilaçlar aldıkları zaman da daha çok yan etki görülür. Erkeklerde ise daha çok örneğin otizm, dikkat eksikliği ve hiperaktivite semptomları ve davranış bozuklukları görülmektedir.
Bu farklılığın nedenini merak eden Kaliforniya Üniversitesi (San Diego) bilim insanları, beynimizde yapısal farklılıkların olup olmadığını incelediler. Bunun için 1065 genç yetişkinin özel manyetik rezonans tomografi görüntülerini değerlendirildi ve cinsiyete özgü farklılıklar arandı.
Kullanılan difüzyon ağırlıklı MRI yöntemi (dMRI), su moleküllerinin doku içindeki dağılımına ve yoğunluğuna dayanır ve yalnızca bireysel beyin alanlarının boyutu değil beyindeki farklı hücre tiplerinin şekli ve sayısı hakkında da bilgiler verir. Araştırmacılar bu beyin taramalarını, tüm katılımcıların tamamladığı standart bir akıl hastalığı testinin sonuçlarıyla karşılaştırdılar. Ve gerçekten de beynimizin hücresel mikro yapısında belirgin cinsiyet farklılıkları bulundu.
Buna göre kadınlar daha fazla boz maddeye sahip. Özellikle de boz maddenin beyin bölgeleri, zihinsel hastalıklarla bağlantılı ve ayrıntıda yapısal farklılıklar gösteriyorlar. Bunlara kaudat çekirdeği, akkumbens çekirdeği, beyin sapı, talamus, hipokampus ve amigdala da dahil. Bu beyin bölgelerinin erkek cinsiyet hormonları için birçok reseptöre sahip olduğu ve bu nedenle bunlardan etkilenebileceği bilinmekte. Testosteronun doğrudan astrositlere etki etmesi ve yapılarını ve işlevlerini etkilemesi mümkün.
Erkek beyni daha yüksek dozda testosterona maruz kaldığı için bu durum, söz konusu beyin bölgelerinin ayrıntılı yapısının erkekler ve kadınlar arasında niçin farklı olduğunu açıklayabiliyor. Gözlemler öte yandan bazı psişik hastalıkların niçin kadınlarda ya da tam tersi olarak erkeklerde neden daha sık görüldüğünü de açıklayabilir. Anatomik bağlantıların bilinmesiyle, gelecekte bu semptomlara yönelik cinsiyete özgü tedaviler geliştirilebilir. Daha fazla sayıda katılımcıyla gerçekleştirilecek yeni çalışmalarda, dMDRI teknolojisi kullanılarak, öncelikle diğer beyin bölgeleri daha ayrıntılı olarak incelenmeye çalışılacak.