Prof. Dr. Nejat İnce’yi kaybettik (1928-2020): Araştırmaya ve üretmeye adanmış bir yaşam!

Öne Çıkanlar Teknoyaşam

“Gel Levent” dedi Ercan bey; sabah kahvesi için odasına gittiğimde “seni Nejat hoca ile tanıştırayım”. Sanıyorum 1993’ün Ekim ayıydı. Öyle tanıştık; ilişkimiz, misafir öğretim üyesi olarak Massachusetts Üniversitesine (UMASS) gitmek üzere ülkeden ayrıldığım Eylül 2012 tarihine dek yaklaşık 20 yıl sürdü. Tanıştığımızda TUBİTAK – MAM başkanlığını bırakmış, İstanbul Teknik Üniversitesi – Savunma Araştırmaları Merkezini (İTÜV/SAM) kurmuştu. 1994 – 1997 arasında 4 yıl Uzun Ufuk projesinde çalıştık. Bu projede Devlet, o yıllarda Türk-Yunan krizlerinin doruk yapması nedeniyle Ege Denizinde ne olup bittiğini 24 saat kesintisiz gözetlemek istedi. Biz de her atmosfer koşulunda gece-gündüz çalışacak çok algılayıcılı bir tümleşik gözetleme sistemi tasarlamak için yola çıktık. İki ofisimiz vardı; birisi Tuzla Deniz Harp Okulunda, diğeri Kadıköy Moda’da. Yetkin gençlerden oluşan sürekli kadromuz yanında biz akademisyen kökenliler haftada iki gün ofislerde olsak da öğrencilerimiz dışında tüm enerjimizi bu projeye vermiştik. Projenin bilimsel ve teknik araştırmaları ve alt yapı sistem tasarımları 1997’de bitirildi ve DzKK’na teslim edildi.

Prof. Dr. Nejat İnce

Aynı günlerde Oramiral Güven Erkaya Deniz Kuvvetleri Komutanlığından emekli oldu ve Başbakanlık Başdanışmanlığı görevine getirildi. Devlet, 1994 yılında yürürlüğe giren Boğazlar Tüzüğünün gerektirdiği Uluslararası yükümlülüklerin yerine getirilmesini sağlayacak bir Türk Boğazları Gemi Trafik Yönetimi ve Bilgi Sistemi (TÜRBO-GTYBS) kurulmasına karar verdi. Bu bir proje olarak Güven Erkaya genel koordinatörlüğünde Nejat bey ve İTÜV/SAM ekibine verildi.

Ben, Uzun Ufuk projesi sonrası RAYTHEON firmasından aldığım davetle Ekim 1998’de Kanada’ya gittim. RAYTHEON (www.raytheon.com) özellikle uydu-uzay, radar sistemleri ve balistik füzeler konularında Dünyada lider konumda. RAYTHEON Kanada firmasının 3 kişilik Bilimsel Araştırma Grubu olarak yeni tipte Yüzey Dalgalı HF Radarlarının kurulumunda ve testlerinde çalıştık. Üç yıl olarak planlanan bu süreci yaklaşık bir yılda tamamladık. Haftalarca çok özgün ve ilginç, bir o kadar da öğretici problemlerle boğuştuk. Ölçtük / biçtik; yetmedi modelledik ve simülasyonlarla destekledik. Her seferinde ya problemi çözebildik ya da bilimsel bir açıklama getirebildik. Deneyimlerimizi çok sayıda makale olarak bilim dünyası ile paylaştık. Bu çalışmalarla ben daha sonra Kasım 2008’de IEEE “Fellow” payesi aldım.


1999 sonbaharında TÜBİTAK – MAM’dan gelen davet üzerine yurda dönüp Bilişim Teknolojileri Araştırma Enstitüsü (BTAE) Elektronik Sistemler Bölüm Başkanı olarak bir buçuk yıl kadar çalıştım. Enstitü tarihinde ilk kez kendi mutfağında hazırlanmış özgün projeler başlattım. Yine de enerjimin çoğunu batık projeleri yoluna koymak için harcamak zorunda kaldım. 2000 yazına kadar, romanlara konu olabilecek renkli olayların yaşandığı bu dönemi belki ayrı bir yazıda anlatırım.

TUBİTAK’tan ayrılır ayrılmaz Nejat hocanın daveti ile tekrar İTÜ/SAM proje ekibine katıldım ve 2002 sonuna kadar birlikte çalıştık. İTÜV/SAM 2002 sonunda kapatıldı ama biz Nejat bey ile 10 yıl daha birlikte çalıştık. Haftada 1-2 buluşup sohbet ettik, güncel konular üzerinde gazete ve dergilere yazılar yazdık. Bu yazıların bir kısmı NE BİLİM YAHU isimli kitabımın bazı bölümlerini oluşturdu. Aklımda kalan en önemli sözü, ülkeyi yönetenlere sık sık yinelediği, “Ülke kaynaklarıyla size yabancıların elindeki bütün sistemlerden daha iyisini, daha ucuza yaparız; insanımızın yapamayacağı hiçbir şey olamaz, ancak bir şeyi garanti edemeyiz; o sistemleri kullanacak olan kişileri.” Aydınlık ve üretken insan yetiştirmenin ne denli zorlu bir süreç olduğunu vurgulamak için söylerdi bunu her seferinde.

Bugün mesleğimde uluslararası alanda saygın ve üretken bir isim olabildiysem eğer, bunda dört ismin katkısı büyük; Ercan Topuz, Leopold B Felsen, Nejat İnce ve Pyotr Ufimtsev. Böyle isimlerle karşılaşmak büyük bir şans, ama bu şansı kullanabilmek sizin elinizde.

Ercan Topuz (1978-), İTÜ’den hocam, sonraları meslektaşım ve dostum, her yönüyle örnek aldığım kişi. Leopold B Felsen (1988-2005), doktora tezimi hazırladığım, yaşamını bilime ve çalışmaya adamış, elektromanyetik alanında bir efsane, evrensel ölçülerde katkılarda bulunmuş, her dilden, her ırktan onlarca bilim insanı yetiştirmiş bir eğitimci. NE BİLİM YAHU isimli kitabımda bir bölüm ona ayrılmış durumda. Pyotr YA Ufimtsev (2010-2019), elektromanyetik kırınımın matematiksel modellenmesi ve hayalet uçak konularında Dünya çapında birkaç isimden birisi. Altmışından sonra ABD’ye giden ve yaklaşık otuz yıldır Los Angeles’te yaşayan Rus asıllı bir bilim insanı. Son on yıldır birlikte onlarca projeye imza attığımız bir duayen.

Nejat İnce (1993-2012), bilim ve teknoloji yoluna adanmış bir yaşam. Bir problem nasıl tanımlanır, bir proje nasıl oluşturulur, ulusal çapta büyük sistemler nasıl planlanır, nasıl tasarlanır, …, bütün bunların yanında ülke insanının bilim okur/yazarlığını arttırmak için neler yapılmalı? Nejat beyden öğrendiklerimden sadece birkaçı. NE BİLİM YAHU’da  birkaç bölüm onunla ortak çalışmalarımızın ürünü.

Nejat İnce, İTÜ’de 1946’da başladığı yüksek öğrenimini 1952 – 1955 yılları arasında İngiltere’nin ünlü Cambridge Üniversitesinde doktorasını yaparak tamamladı. 1972 yılında IEEE Fellow payesi alan ilk Türk oldu. Bilime yaptığı üstün katkılardan ötürü 1979’da yine IEEE Haberleşme Ödülünü aldı. 1982 yılında haberleşme alanındaki katkılarından ötürü TUBİTAK Bilim Ödülünü aldı. Nejat Hoca TUBİTAK Genel Sekreterliği (1983-1986) ve TUBİTAK – MAM Başkanlığı (1990-1991) yaptı. NATO SHAPE TECHNICAL CENTER’da uzun yıllar (1961- 1978) çalıştı; ilk NATO Haberleşme Uydusunun yapımında aktif rol aldı. Bir Dünya insanı olarak Nejat Beyin önceliği hep bu ülkeydi!

TOPRAĞI BOL OLSUN.

Prof. Dr. Levent Sevgi
Elektrik-Elektronik Mühendisliği Bölümü - Okan Üniversitesi
[email protected]