İnsanın sağlıklı ve üretken bir yaşam sürebilmesi için kişisel denetim duygusuna sahip olmaları gerek. Oysa evde, iş yerinde ve siyasal çevremizde duygusal sömürüye eğilimli kişiler genelde bizleri korkuyla denetlemeye, dengemizi bozmaya ve destekleyici kaynaklardan yoksun kılmaya çalışırlar. İşte size gizli saldırganların kullandıkları 5 taktik.
Ruh bilimci George Simon yıllar önce (1996) bizleri denetlemek için duygu ve davranışlarımızı belli taktiklerle değiştirmeye çalışan insanları “gizli saldırganlar” olarak tanımlamıştı. Simon’un bir zamanlar kişilerarası ilişkileri konu alan yazılarında dile getirdiği bu taktiklere iş yerlerinde ve siyasal ilişkilerde de sıklıkla tanık olunuyor. İş yaşamında zorbalıkla ya da siyasal ortamda otoriter liderlerle baş etme çabası insanları ‘korku, umarsızlık ve yaşamlarını denetlemekten yoksun oldukları’ türünde olumsuz duygularla karşı karşıya bıraktı.
Oysa araştırmalar insanların sağlıklı ve üretken bir yaşam sürebilmeleri için kişisel denetim duygusuna sahip olmaları gerektiğini ortaya koyuyor. Çabalarımızın yaşamımızda bir fark yaratabileceğine olan inancımıza içsel denetim odağı adı veriliyor. Bu türde bir denetim duygusunun yitirilmesi ruhsal ve fiziksel hastalıkların artmasına neden oluyor. Ciddi sorun ve engellerin üstesinden gelmeye çalışırken bile, kişisel denetim duygusu yüksek olanlar çok daha sağlıklı ve etkili oluyorlar.
Kişisel denetimi geri kazanmanın bir yolu çevremizdeki gizli saldırganlar tarafından uygulanan taktikleri tanımaktan geçiyor. Evde, iş yerinde ve siyasal çevremizde duygusal sömürüye eğilimli kişiler genelde bizleri korkuyla denetlemeye, dengemizi bozmaya ve destekleyici kaynaklardan yoksun kılmaya çalışırlar. Onların bu kötücül davranışları bizleri süreğen gerginliğe sürükleyebilir ve bu da kişinin sağlıklı düşünememesi anlamına gelir. Kafası karışan ve korkuya kapılan kişi, birilerinden destek almak, önündeki seçenekleri değerlendirmek ve çözüm aramak yerine, içinde bulunduğu bu duruma savaşarak, sıvışarak ya da donup kalarak tepki verir.
Gizli saldırganların taktikleri
George Simon’un gizli saldırganları aşağıdaki taktiklerden yararlanarak kurbanlarını soyutlamaya, yıldırmaya ve üzerlerinde baskı kurmaya çalışırlar:
-Yalan söyleme: Temelsiz yalanlar uydurup bunları kendilerinden çok emin bir edayla yineleyip dururlar
-Baştan çıkarma: Çekiciliklerinden yararlanır, yağcılık ve “sevgi bombardımanı” yoluyla kişinin aklını çelmeye, güven ve sevgisini kazanarak onu savunmasız bırakmaya çalışırlar
-Mağduru oynamak: Birilerinin sevgisini kazanmak ve duygusal desteğini almak amacıyla çoğu zaman başkaları tarafından haksızlığa uğradıklarını öne sürerler
-Yıldırma: Karşılarındaki kişinin korku, kaygı ve güçsüzlük duygusunu canlı tutmak amacıyla sürekli olarak doğrudan ya da dolaylı gözdağı verip, korku uyandırıcı davranışlarda bulunurlar
-Başkalarını suçlama: Sorunlar karşısında ya da kendi davranışlarına gerekçe olarak başkalarını suçlayıp, günah keçileri yaratırlar
Daha da önemlisi, gizli saldırganlar kurbanlarını yalnızlaştırarak, onlarda güçsüz, çaresiz ve tek başına oldukları duygusunu uyandırırlar.
Gizli saldırganlarla baş edebilmenin yolları
Denetimin karşı tarafta olduğunu düşündüğünüz bir ilişkideyseniz, öncelikle tek başınıza ve güçsüz olmadığınızı bilin.
-Kendinizi açmazda hissediyorsanız, profesyonel destek alabilirsiniz
-Kişilerarası ilişkilerde birileri yukarıda belirtilen taktikleri size uyguluyorsa yakın bir dostunuza ya da güvenilir başka bir kişiye danışabilirsiniz
-İş yerinde duygusal sömürüye uğruyorsanız İnsan Kaynakları’ndan güvendiğiniz bir kişiye içinizi açabilirsiniz
-Halihazırdaki siyasal ortam sizi geriyor ve bunaltıyorsa, bir kez daha yalnız olmadığınızı anımsayın. Kaygı duyduğunuz konuları ilkelerini savunduğunuz partinin üyeleriyle paylaşabilirsiniz.
Rita Urgan