Canan Dağdeviren: “Benim en büyük motivasyon kaynağım Atatürk”

Öne Çıkanlar Toplum

Canan Dağdeviren, 11 Şubat Uluslararası Bilimde Kadın ve Kız Çocukları Günü dolayısıyla BM Genel Kurulunda bir konuşma yaptı. 

Birleşmiş Milletler tarafından, kadınların ve kız çocuklarının bilimdeki rollerini artırmak, STEM eğitimi ve araştırma faaliyetlerine her seviyeden katılımlarını teşvik etmek amacıyla 2015 yılında ilan edilen “11 Şubat - Uluslararası Bilimde Kadın ve Kız Çocukları Günü’nün üçüncüsü dolayısıyla BM Genel Kurulu’nda bir konuşma yapan genç bilim kadınımız Canan Dağdeviren kendi başarılı bilim yolculuğunda en büyük motivasyonunun Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Atatürk olduğunu ve onun “Bir gün benim sözlerim bilime ters düşerse bilimi tercih edin” sözlerini vazgeçilmez bir yaşam öğüdü olarak aldığını söyledi. Daha çocukluk günlerinden başlayarak bugüne kadar süregelen bilim tutkusunu anlatan Dağdeviren, bilimi  gençlere ve çocuklara sevdirmek için her fırsatta Türkiye’ye seyahat ettiğini ve onlarla sosyal medya yoluyla sürekli iletişim halinde olduğunu anlattı. Yaklaşık 7 dakika süren İngilizce yaptığı konuşmayı aşağıdaki linkten izleyebilirsiniz.


Türkiye’de kız çocuklarının eğitimde fırsat eşitliğine kavuşması ve kızların güçlendirilmesi adına birçok sivil toplum girişimine öncülük eden Aydın Doğan Vakfı’nın Yönetim Kurulu Başkanı Hanzade Doğan Boyner de BM etkinliklerinde bir konuşma yaptı. Her alanda olduğu gibi bilim alanında da eğitime erişimdeki kadın-erkek eşitsizliğinin, eğitim sürecinde kadına uygulanan ayrımcılığın, eğitim sonrasında mesleki gelişimin önündeki engellerin ortadan kaldırılması gerektiğini vurgulayan Hanzade Doğan Boyner, çözüm yolunda ‘çok paydaşlı, uluslararası iş birliği yapılması’ çağrısında bulundu.

Dünyada rakamlarla bilimde kadın...

-Erkeklerin mühendislik, üretim ve inşaatı seçme eğilimi kadınlardan iki kat daha fazlayken, kadınların bir eğitim derecesinin peşinden koşma olasılığı da iki kat fazla.

-Bazı ülkeler ve alanlarda, kadın mezunların “fazla veya yetersiz temsili” özellikle belirgin durumda. Örneğin, 2012’de mühendislik, üretim ve inşaat alanında, kadınlar, Almanya (%18), Macaristan (%22), Avusturya (%23), Çek Cumhuriyeti (%23), İrlanda (%24) ve İsviçre’deki (%24) doktora mezunlarının çeyreğinden daha azını oluşturdu.

-2002 ile 2012 arasında, bilimin alt alanlarında ve mühendislikteki kadın mezunların sayısı, erkeklerin sayısından genel olarak daha hızlı bir oranda arttı. Ancak, 2002 ile 2012 arasında kadınların varlığının en çabuk arttığı alanlar (programlama, mühendislik ve mühendislik işleri) aynı zamanda kadınların en düşük tabandan başladıklarıydı.

-Avrupa ve diğer gelişmiş ekonomilerde, üniversite ve okul hiyerarşilerinde, hem dikey hem de yatay tabiatıyla, cinsiyet ayrımı bulgularının olmasından memnuniyetsizlik duyuyor ve AB ülkelerindeki üniversite mezunlarının %59’u kadın olduğu halde, kadınlar üniversitelerdeki öğretim görevlilerinin yalnızca %18’ini oluşturuyor.

-Yüksek öğrenim seviyesine sahip kadınlar, toplam çalışan nüfusa (%46) göre iş bulma konusunda daha başarılı olma eğilimindeler (üçüncü derecede eğitim almış olan ve profesyonel ya da teknisyen olarak çalışan kadınların %53’ü). Ancak, uzmanlaşmış bilim insanları ve mühendisler kategorisinde eşitsizlikler sürüyor; burada kadınlar çalışanların yalnızca %40’ını oluşturuyor. Bu durum, master seviyesi üstündeki lisansüstünde, bilim, matematik ve mühendislik alanlarında kadınların yetersiz temsil edilmesiyle kısmen açıklanabilir.

-1903’te ödül alan Marie Curie’den bu yana yalnızca 17 kadın fizik, kimya veya tıp alanında Nobel Ödülü alırken, bu sayı erkeklerde 572.

-Günümüzde, dünyadaki tüm araştırmacıların yalnızca %28’i kadın.

-STEM katılımdaki cinsiyet farkı, alt ortaöğretimde daha belirgin hale geliyor. Bu, uzmanlaşmanın başladığı ve öğrencilerin hangi konularda eğitim göreceklerini seçtikleri zaman. Bunun yanı sıra, birçok durumda kızlar, yaşları ilerledikçe erkeklere nazaran STEM konularına ilgi duymamaya başlıyor. Birleşik Krallık’ta yapılan bir araştırmaya göre, 10 ila 11 yaşlarında kızlar ve erkekler STEM’le neredeyse aynı derecede ilgileniyor; Erkeklerin %75’i ve kızların %72’si bilimde ilgi çekici şeyler öğrendiklerini aktarıyor. 18 yaşına gelindiğinde ise, ileri derece STEM eğitime katılım baz alınarak yapılan ölçüme göre, bu oran erkekler için %33’e ve kızlar için %19’a düşüyor. Bu noktada erkekler, ileri derece eğitimlerine yaklaştıkça STEM konularını bırakmaya başlıyor. Kızlar ise, ortaöğretimin çok daha erken yıllarında bırakmaya karar veriyor. İsveçli gençlerle yapılan uzun dönemli bir çalışmanın bulguları da, çocukların kariyer isteklerinin çoğunlukla 13 yaşına kadar oluştuğunu ve o yaştan sonra öğrencileri bilime teşvik etmenin gittikçe zorlaşacağını gösteriyor.    

-Dünya çapındaki yüksek öğretimde bulunan kadın öğrenci nüfusunun sadece %30’u STEM bağlantılı branşları seçiyor. Dallara göre de farklılıklar gözlemleniyor. Kadın öğrencilerin kayıt oranları özellikle bilgi, iletişim ve teknolojide (%3), doğa bilimleri, matematik ve istatistikte (%5) ve mühendislik, üretim ve inşaatta (%8) düşük seviyelerde. En yüksek ise sağlık ve refah çalışmalarında (%15).

Video kaynak: https://www.youtube.com/watch?v=BYpyhCcyWKk