III. Amenhotep’in “Altın Şehri” bulundu

Öne Çıkanlar Toplum
III. Amenhotep’in “Altın Şehri” bulundu

Firavun III.Amenhotep Yeni Hanedan’da en uzun süre hükmeden, en güçlü krallardan biriydi. III. Amenhotep İ.Ö.1391- 1353 yılları arasında hüküm sürmüştü. Karnak tapınağını genişleten hükümdar, Teb kentinde Mısır’ın en büyük anıt tapınağını inşa etmiş ve sanatı da teşvik ederek ülkesini bir dönem refaha ve huzura kavuşturmuştu. III.Amenhotep aynı zamanda Amon rahiplerinin yetkilerini kaldıran dini reformlarını da başlatan kişi. Fakat güneş tanrısı Aton’un yeni kültüyle radikal değişimler yapan oğlu Akhenaton olmuştu.

Zahi Hawass ile çalışan ekip, bu parlak döneme ait en iyi korunagelen kentin kalıntılarını buldu. Ekip aslında, III. Amenhotep ve III. Ramses’in ölü tapınakları arasında yer aldığı tahmin ettiği Tutankamon’un anıt tapınağını arıyordu.  Bu iki tapınak Nil’in batı yakasındaki Luksor yakınlarındaki diğer tapınaklarla birlikte  ve Krallar Vadisi’nin yakınında. Fakat arkeologlar Ekim 2020’de kazıya başladıklarında çöl kumunun altında iyi korunagelmiş üç metre yüksekliğinde yapılar buldular. Kerpiç tuğladan inşa edilmiş bu yapılar tüm yönlere doğru uzanarak yollar oluşturuyorlar.

Zahi Hawass’ın açıklamalarına göre söz konusu kalıntılar Mısır’da bulunan en büyük kentlerden birine ait. Ve bu kent III.Amenhotep zamanına ait ve belki de hükmettiği dönemde “Atonların Göğe Yükselişi” olarak anılan kent. Bu III.Amenhotep’in kraliyet damgasını taşıyan çok sayıda kap, yüzük, kerpiç tuğlalar ve Skarabe (bok böceği) ile kanıtlanıyor. Kent o dönemde eski Mısır’ın en önemli merkezlerinden biriydi ve III.Amenhotep’in hükmettiği üç şehirden biriydi. Akhenaton hükümdarlığının ilk yıllarında bu şehirde yaşıyordu. Bu kentin keşfi sadece eski Mısırlıların yaşamına eşsiz bir bakış sağlamakla kalmayıp, tarihteki en büyük bilmecelerden birini de çözmemize yardımcı olabilir. Çünkü Akhenaton, hükümdarlığının başlamasından kısa bir süre sonra burayı terk ettikten sonra, Aton’un Göğe Yükselişi” kentinin akıbeti bilinmemekteydi. Ayrıca Tutankamon’un Teb kentine geri döndükten sonra kentteki refahın devam edip etmediği de pek bilinmiyor.


Bu kayıp şehrin keşfi, bize eski Mısırlıların günlük yaşantıları hakkında daha ayrıntılı bilgiler verecek. Örneğin evlerini nasıl inşa edip, dekore ettikleri, hangi araçları kullandıkları ve çalışmaları nasıl organize ettikleri gibi ayrıntılar. Daha kazıların yedinci ayında bile arkeologlar eski firavun kentinin birkaç bölgesini gün ışığına çıkarmaya başardılar. Güney kesimde ağırlıklı olarak mutfaklar ve fırınlar yer alıyor. Fırınlar, yemek pişirme kapları, saklama kapları, bir zamanlar burada çok sayıda insan için ekmek ve yiyeceklerin hazırlandığının bir kanıtı. Bir odada bulunan ve içinde kurutulmuş veya haşlanmış etin bulunduğu iki küp bulunmuş, üzerindeki yazıya göre bunlar “Kasap Iwi” tarafından hazırlanmış.

Henüz kısmen kazılmış olan ikinci bir bölge daha çok idari binaların ve üst düzey sakinlerinin konutları içi ayrılmış görünüyor. Büyük yapılarla dikkat çeken bu bölgenin etrafı kentin diğer kısmından bir surla ayrılmış. Surun arkasındaki yerleşmenin güvenliği için surda sadece tek bir kapı bulunuyordu. Amenhotop kentinin üçüncü bölgesi kerpiç tuğlaların ve sıva süslemelerinin üretildiği atölyelere ayrılmış. Amenhotep’in kraliyet mührünü taşıyan çok sayıda kerpiç tuğla dışında arkeologlar, amulet ve dekoratif parçalar için kalıplar da bulmuşlar. Heyecan verici diğer bir keşif de henüz tam büyüklüğü bilinmeyen bir nekropolün varlığı. Bu komplekste Tutankamon’un anıt mezarının da bulunabileceği tahmin ediliyor. Ayrıca tıpkı Krallar Vadisi’nin yakınlarında bulunan, farklı boyutlarda kaya mezarları da bulunmuş. Arkeologlar buralarda çok sayıda değerli buluntuların varlığını tahmin ediyorlar.

Nilgün Özbaşaran Dede

Kaynak