Arıları genetiği değiştirilmiş bakteriler mi kurtaracak?

Öne Çıkanlar Yaşam Bilimleri
Arıları genetiği değiştirilmiş bakteriler mi kurtaracak?

Balarıları son yıllarda toplu halde ölmeye başladılar. Özellikle de kış aylarında çok sayıda arı ölüyor. Pestisitler ve mono kültür tarım dışında araştırmacılara göre Varroa paraziti de arılara fazlasıyla zarar veriyor. Bu kan emici parazit akarlar arıların bağışıklık sistemlerini zayıflatıyor ve ölümcül “deforme olmuş kanat virüsü” (DWW) gibi hastalık etkenlerini bulaştırıyorlar. Ve ne yazık ki  bu saldırıya karşı henüz etkili madde çok az.

Texas Üniversitesi’nde Sean Leonard ve ekibi, şimdi yeni bir stratejiyi test etti. Çalışmanın temeli, küçük RNA parçalarıyla kalıtımdaki belli başlı genlerin devre dışı bırakılmasına izin veren RNA interferaza dayanıyor. Arılara, parazit akarların veya hasta edici virüslerin kalıtım parçalarına yönelen RNA parçacıkları aşılandığında bunların hayatta kalmaları ve çoğalmaları engelleniyor. Fakat bugüne kadar arılarda RNA interferazı etkin olarak kullanmak mümkün olmamıştı. Leonard ve ekibi bu yüzden farklı bir yol denedi: Gerekli olan RNA parçacıklarını arıların bağırsaklarında üretebilmek için genetik değişimden geçirilen bakterilerden yararlandılar. Mikroplar RNA’nın kalıcı olmasına sağlayarak, RNA interferazı çalıştırıyorlar.

Deneyler sırasında araştırmacılar ilk önce Varroa parazitine veya virüslere karşı etkili olan RNA parçacıklarını, Snodgrasella alvi bakterisinin kalıtımına aktardılar. Bu bakteri balarılarının normal bağırsak florasına ait. İkinci adımda ise bir deney kovanının arılarına, genetik bakterileri içeren şeker çözeltisi püskürtüldü. Arılar birbirlerini yalayıp, temizledikleri için de mikrobu aldılar. Ve gerçekten de genetik değişimden geçirilen bakteriler arıların bağırsaklarında çoğalarak, istenilen RNA parçacıklarını ürettiler.


Bu yöntemin arıları Varroa paraziti ve “deforme olmuş kanat virüsü”nden koruyup, korumayacağını öğrenmek isteyen araştırmacılar, deney arılarının bazılarına virüsü aşılarken, diğerlerine Varroa paraziti bulaştırdılar. Virüs aşısından sonra kontrol grubundaki arılar çabucak öldüler. Oysa genetik bakteri taşıyan arı grubunda yüzde 36 daha fazla arı hayatta kaldı. Bu da genetik bakterilerle çalıştırılan RNA inteferazın balarılarını “deforme olmuş kanat virüsü”nden koruduğunu gösteriyor diyor araştırmacılar.

Varroa parazitleriyle yapılan deneylerde daha da başarılı sonuçlar elde edildi. Genetik bakteriyi taşıyan balarılarının kanını emen akarların en az yüzde sekseni öldü.. Genetik değişimden geçirilen bakteriler arı kovanlarında yayılırsa parazit ve virüs saldırısı önemli ölçüde azalabilecek. Peki bu yöntem pratikte de kullanılabilecek mi? Bilim insanları bu konuda oldukça umutlular ve yöntem, araştırmaya katılmayan diğer bazı araştırmacılar tarafından da destekleniyor. Bununla birlikte yine de bir kusuru var bu yöntemin. Nitekim genetik değişimden geçirilen bu bakteriler çevreye yayılabilir.

Snodgrassella bakterileri de sadece balarıları ve diğer bazı arılara özgüdür. Fakat diğer bakteri türleriyle gen alışverişi yaşandığında, manipüle edilmiş gen parçaları, diğer bakterilere de geçebilir. Araştırmacılar bundan sonra deneylerini 50.000 kadar arı içeren büyük kolonilerle sürdürmek ve yöntemin geniş alanda da etkili olup olmadığını öğrenmek istiyorlar.

Kaynak