Kızılçamlar düşünen ağaçlar mı?

Öne Çıkanlar Yaşam Bilimleri
Kızılçamlar düşünen ağaçlar mı?

Ağaçlar düşünme yeteneğine sahip mi? Bir insan gibi düşündüğü söylenemez. Ancak düşünceyi anımsatan kalıtsal bir bilgi birikimine sahip olduğu bir gerçek. Nitekim ağaçlar gelecek kuşaklarını güvence altına almak için, yaşadığı ekolojik koşullara çok iyi uyum sağlamıştır. Binlerce yıllık seçilim sonucu kazandığı kalıtsal yetenekleri azımsanamaz, hatta insanı hayrete düşürür. Örneğin, kalıtsal bilgilerini, ağaçların ölümüne neden olan afetlerden sonra, yeni nesilleri oluşturmada kullanabilmektedir.

Orman ağaçlarının yeni nesillerinin oluşmasında, doğal afetler veya insan kaynaklı afetler etkili olur: Doğal afetler yangınlar, fırtınalar, taşkınlar, erozyon, toprak kaymaları, çığlar, buzullar, volkanik olaylar, memeli hayvan etkileri, böcek ve mantar hastalıkları... Yangınlar, erozyon ve diğer bazı afetler insan kaynaklı da olabilir. Günümüzde orman yangınlarının büyük çoğunluğu insan kaynaklıdır. Aynı ekolojik bölgedeki afetten sonra, bitkilerin yeni nesillerini oluşturmaları tohumla (generatif) veya sürgünle (vejetatif) yahut iki yolla birden olur.

25 yılda bir büyük yangın


Akdeniz iklimi içindeki kızılçam (Pinus brutia) ve makilerin yer aldığı ekosistemlerde, ormanları yok eden ana afet, yangınlardır. Akdeniz Bölgesi’nde, yörelere göre, büyük ve küçük yangınlar belirli periyotlarla oluşmaktadır. Araştırmalara göre; örneğin Antalya- Doyran yöresinde, yaklaşık 25 yılda bir büyük yangınların, 9 yılda bir küçük yangınların oluştuğu saptanmıştır. Geçmişte çoğu yıldırımlarla oluşan orman yangınlarının bir kısmı, nüfusun az oluşu ve yangınlarla mücadelenin olmayışı nedenleriyle günlerce sürmüş ve doğal koşullar içinde kendiliğinden sönmüştür. Yangınlardan sonra da kızılçamlar ve makiler yeni nesillerini ve ormanlarını oluşturarak yaşamlarını sürdürmüşlerdir.

Akdeniz ekosistemlerindeki makiler içerdiği eterik yağlar ve diğer yanıcı maddeler, kızılçamlar ise iğne yaprakları ve bünyelerinde bulunan reçine v.b maddeler nedeniyle, hem kolay yanan hem de yangından sonra yeni gençliklerini kolayca oluşturabilen türlerdir. Kızılçam ekosistemlerinin kolay ve çabuk yanması, buna karşılık, yangından sonra nesillerini oluşturacak biyolojik uyumlar sağlaması bir çelişki değildir. Çelişki gibi gözüken bu olgu, yangına hassas Akdeniz ekosistemlerinin bir dengesi durumundadır.

Yangına uyum sağlıyor

Kızılçamları yakından izlediğimizde, Akdeniz iklimi gibi yangınların sık sık oluştuğu bu hassas ekosistemlerde, düşünen bir canlı gibi, farklı nitelikleri ile yangına uyum sağladığını görürüz:

Ülkemizde asıl Akdeniz ikliminde yer almayan ve daha soğuk iklimlerde yayılış yapan, örneğin; sarıçam ve karaçam türlerinin tohumları genelde kış sonu ve bahar aylarını kapsayan kısa bir periyot içinde dökülmektedir. Akdeniz kuşağında yer alan kızılçamda ise tohum dökümü tüm yıl boyu devam etmektedir. Böylece uygun sıcaklık ve nem koşullarında, toprakta her zaman çimlenmeye hazır tohum bulunmaktadır.

Ayrıca, kızılçam tohumlarında bulunan çimlenme engeli nedeniyle, en uygun çimlenme koşullarında (sıcaklık ve nem) dahi, tohumların hepsi birden çimlenmemektedir. Böylece çimlenen tohumlardan oluşan fidanların kuraklık v.b. nedenlerle yok olmaları durumunda, izleyen yağışlı mevsimlerde toprakta çimlenebilecek rezerv tohum bulunmaktadır.

Kızılçam orman yangınının örtü yangını (toprak yüzeyinde ve ormanın alt tabakalarındaki yangınlar) veya tepe yangını (ormanın tüm tabakalarını kapsayan yangınlar) olmasına göre de yeni generasyonlarını oluşturabilmek için önlemler almıştır. Önce tepe yangınlarındaki davranışını izleyelim:

Tepe yangınları

Yukarıda belirtildiği gibi; asil Akdeniz ikliminde yer almayan sarıçam ve karaçam türlerinin kozalakları tohumlarının tamamını aynı yıl içinde ve kısa bir periyotta dökmektedir. Buna karşılık kızılçamda döküm tüm yıl devam etmekte, ayrıca ağaçları üzerinde açılmadan ve tohumunu dökmeden 4 - 9 yıl kalan ve çimlenme yeteneği yüksek tohumlar içeren kozalaklar bulunmaktadır (tepe tohum bankası).

Kızılçamların tepelerinde, içinde canlı tohum bulunabilen, yarı açılmış benzer yaşlarda kozalaklar da vardır. Tepe yangınlarından sonra, oluşan yüksek sıcaklık nedeniyle bu kapalı ve yarı kapalı kozalaklar bünyelerindeki reçinenin de erimesiyle açılmakta ve tohumlar rüzgarla, genelde 1-3 ay içinde saçılarak, homojen bir şekilde toprak yüzeyine dağılmaktadır.

Kozalak içindeki tohumların önemli bir bölümü, tepe yangını şiddetine bağlı olarak, kozalak pullarının koruyucu etkisi ve tohum kabuğunun da kalın oluşu nedenleriyle, yangından sonra canlılığını kaybetmiyor. Ayrıca sıcaklık, çimlenme engelini önemli ölçüde giderdiğinden, tohumlar izleyen yağışlı mevsimde, genelde topluca çimleniyor. Yangın geçiren toprakta, fosfor, potasyum, magnezyum v.b. mineraller ile azot ile yaşama yüzdesini artıracak ve güçlü fidan gelişmesini sağlayacak iyi bir çimlenme ve beslenme yatağı da oluşuyor.

Ölüme karşı biyolojik önlem

Kızılçam, kapalı kozalakları açamayacak ve tohumların dağılımını sağlayamayacak düşük sıcaklıklardaki örtü yangınları ortamında, kendi yaşamını sürdürebilmek için de bir önlem almıştır:

Kızılçamlar kolay yanmasına karşılık, gövde kabukları, özellikle toprak yüzeyi ile 2 m yukarısındaki bölümde çok kalındır. Kızılçam, örtü yangınlarında, bu kalın kabukları ile gövdesini koruyan ve kabuk altındaki kambiyumun zarar görmesini ve kendisinin ölümünü engelleyen bir biyolojik önlem oluşturmuştur.

Kızılçamlarda kalıtsal bilgi birikiminin önemli bir yansıması da; çiçeklenmeye (üreyimli aşamaya) çok erken yaşta geçerek nesillerini güvence altına almasıdır. Kızılçamlarda çiçeklenme, ülkemizdeki diğer çamlardan çok önce; 2 - 3 yaşında başlar, 4 - 7 yaşlarında normal kozalak oluşumu görülür. Ayrıca bu yaşlarda, tohumları çimlenme yeteneğine sahip kapalı kozalaklar da oluşabilir.

Yeni neslini hızla oluşturuyor

Bu özellik ne anlama geliyor? Kızılçamın kalıtsal bilgilerinde biriken nedir? Kızılçam ekosistemlerinde küçük yangın periyotlarının, örneğin Antalya-Doyran’da 9 yılda bir görülmesi, buna karşılık kızılçamın 4-7 yaşlarında kozalak ve çimlenme yeteneğinde tohum oluşturabilmesi, yangınlar 9 yıl gibi kısa periyotlarla da olsa, genç ormanların yangınlardan sonra nesillerini oluşturabildiğini gösteriyor. Kızılçam türünün, burada girmeyeceğimiz, başka biyolojik önlemleri daha vardır.

Akdeniz ikliminde yaygın olan makilerin yangına uyumu konusunda da şu kısa açıklamayı yapabiliriz. Makiler birkaç metre derine kazık kök yapma yetenekleriyle kuraklığa ve yangına karşı etkin bir önlem almışlardır. Toprak, yangında oluşan sıcaklığın, toprağın alt kısmına geçmesini hızla azaltır. Bu nedenle orman yangınlarından sonra, makilerin kökleri canlılığını korur. Yangından sonra uyuyan gözlerden bir iki ay içerisinde sürgün oluşturarak canlılıklarını sürdürür.

Akdeniz iklim bölgesindeki ekosistemlerde yangınlar bu bölgedeki ekosistemlerin bir parçasıdır. Bu iklim bölgesindeki türler de, binlerce yıldan beri doğal seleksiyon sonucu yangına uyum sağladı. Hem kolay yanmaktalar, hem de yangından sonra yeni nesillerini oluşturmak için çeşitli biyolojik önlemlere sahipler. Kızılçam türü de kalıtsal birikimi ile orman yangınlarının davranışına göre şaşırtıcı ve güçlü biyolojik silahlar geliştirmiştir.

Yanan alanların korunması halinde doğa kendisini yeniler. Burada orman mühendisinin görevi, yanan alanda iyi bir inceleme yaparak, doğanın kendisini yenileme sürecini hızlandırmaktır. Alanın gençleşme problemi olabilecek yerlerinde, gerekiyorsa ekim veya dikim yoluyla katkı yapılabilir. Ancak yangından sonra gençleşme koşulları mevcutsa, alanın sadece korunması yeterlidir.

Yukarıda açıklanan nedenlerle, orman yangınlarından değil, yangından sonra yanan alanların otel, konut yapımı, tarım alanı gibi başka kullanımlara açılmasından korkmalıyız. Ancak, günümüzde turizm, piknik ve benzeri nedenlerle insan kaynaklı yangın sayısının büyük çapta artması da bir olumsuzluktur. Bu nedenle orman yangınlarının oluşmaması için toplumun bilinçlendirilmesi ve yangınla mücadele öne çıkmaktadır. Türkiye orman yangınları ile mücadelede; ormancılık örgütünün bilgi birikimi, örgütlenme, haberleşme ve teknik olanakları ile Akdeniz ve dünya ülkeleri arasında en donanımlı ülkelerden birisidir.

Prof. Dr. Melih Boydak
Işık Üniversitesi, Güzel Sanatlar Fakültesi

Kaynaklar:
Boydak, M. Dirik, H. ve Çalıkoğlu M. 2006 a;b. Kızılçamın (pinus brutia ten.) biyolojisi ve silvikültürü- Biology and silviculture of Turkish red pine (Pinus brutia Ten.): Türkçe ve İngilizce basılan bu kitaplar ve içlerinde yer alan; Boydak 1993; 2004, Eron ve Sarıgül 1992, Izhaki ve Ne’eman 2000, Mutch 1970, Naveh 1974, Neyisçi 1986;1987; 1993, Neyisçi ve Cengiz 1985, Oliver ve Larson 1996, Özdemir 1977, Selik 1963, Şefik 1964; 1965, Thanos 1999; 2000, Thanos ve Ark. 1989, Thanos ve Daskalakou 2000, Thanos ve Doussi 2000, Thanos ve Marcou 1991, Ürgenç 1977, Ürgenç ve Ark. 1989, Zagas 1994 kaynaklardan yararlanılmıştır.

Bu yazı HBT'nin 94. sayısında yayınlanmıştır.