Afrika ve Asya’nın bir kısmı hariç dünyanın genelinde olduğu gibi Avustralya’da da ilkel megafaunaya ait çok az örnek kalmıştır. Soyu tükenenler arasında yedi metre uzunluğundaki kertenkeleler (Varanus) ve bir otomobil büyüklüğündeki vombatlar da yer alıyor. Bu dev hayvanların yok oluşunda insanların mı (aşırı avlanma hipotezi) yoksa iklim değişiminin mi esas sorumlu olduğu konusunda uzmanlar hemfikir değildi. Avrupa ve Kuzey Amerika’daki megafaunanın yok oluşu, insanların bu kıtalarda yayılmalarına izin veren aynı iklim değişimine denk geldiğinden bu etkenleri birbirinden ayırmak zor.
Ancak Avustralya’nın dev hayvanları Kuzey yarımküredekilere kıyasla çok daha önce, yaklaşık olarak 45.000 yıl önce yok olmuşlar. Bu da tam olarak Homo sapiens’in Avustralya’ya geldiği tarihle örtüşmekte. Ama aşırı avlanma hipotezi buna rağmen genel olarak kabul görmüyor ve yok oluşun ana sorumlusu olarak hep iklim değişimi gösteriliyordu. Nature Communications dergisinde yayınlanan bir araştırma ise aksini söylüyor. Avustralya’daki büyük memelilerin, kuşların ve sürüngenlerin yüzde 85’inden fazlası, insan türünün kıtaya ayak basmasından kısa bir süre sonra tükenmiş.
Her şeyden önce kolay yakalanabilir genç hayvanların aşırı avlanmaları sonucunda tükenme süreci 4000 yıl içinde tamamlanmış diyor Colorado Üniversitesi’nden Gifford Miller. Araştırmacının sonucu, Avustralya’nın güneybatısındaki Hint Okyanusu’ndan alınan karot örneklerine dayanıyor. Örneklerdeki tabakalar karadan denize yayılan toz, kül ve otçul hayvanların gübresinde bulunan bir mantarın sporlarından oluşan malzemelerden ibaret. Araştırmacılar, bu bulgularla 150.000 yıl öncesine kadar inen iklimi ve ekosistemi “canlandırınca” şu sonucu elde etmişler: Söz konusu mantar, Güneybatı Avustralya’da yaklaşık olarak 45.000 yıl öncesine kadar, dev otçul memelilerin yaşadığını gösteriyor ki bu da Avustralya’daki dev hayvanların, insanların kıtaya gelmelerinden önce iklim değişimi gibi doğal nedenlerden dolayı tükenmiş olduğuna dayanan hipotezle çelişiyor. Önemli bir iklim değişimine işaret eden izlere rastlamadıklarını belirten araştırmacılar, bu nedenle de yok oluşun baş sorumlusunun insan olduğunu ifade ediyor.