Tek Kişilik Firar
Tevfik Uyar
Kırmızı Kedi, Mayıs 2016
144 sayfa
Kendini, bilimsel kuşkucu olarak tanımlayan ve bu vizyonu yaptığı işlerle düşünsel sahaya taşıyan; bir yazar, mühendis ve davranış bilimci Tevfik Uyar. Kaleminden dökülen cümlelerin okurda uyandırdığı merak ve ilgi, yazarın multidisipliner bilimsel perspektifinin izlerini taşıyor. Dolayısıyla bilimkurgu meraklılarının öğrenmeye olan açlığını kamçılarken, yeni sahalara koridor açacak fikir ve sahiciliğe sahip. Kurgu hikayelerin altını bilimsel ayrıntılarla doldururken; fikrini spesifik göndermeler, teknik pozlarla boyamak yerine gündelik yaşamdan örneklerle bezemeyi tercih ediyor. Yazın edebiyatında, retoriği bir amaç olarak kutsayanların aksine; yer yer dolaylı cümlelere başvurduğu akıcı diliyle, ele aldığı öyküyü başarılı bir okurken düşünme süreci sonunda finale bağlıyor. Daha da önemlisi, gecikmiş cevaplar için bambaşka sorular üretiyor.
Mayıs 2016’da Kırmızı Kedi Yayınevi’nin okurlarla buluşturduğu “Tek Kişilik Firar”, Tevfik Uyar’ın kendine has üslubuyla, çoğu ödüllü öykülerini derleyip okurla paylaştığı son kitabı. Tamamen farklı konuların kaleme alındığı, edebiyat ve bilimkurgu harmanının lezzetinde buluşan 12 öyküden oluşan eserin “Zaman Fikri” adlı ilk öyküsünde yazar, zaman yolcuğu gibi bilimkurgunun kültlerinden sayılabilecek bir temayı, mekanik ögelerden arındırırken, fikir ve düşünsel süreçlerin mühendislik tepsisinde sunumu gibi sıra dışı bir yöntem izliyor. Kullandığı karakterlere dağıttığı rollerin vasfı ve soyut unsurları kabullendirme şekli ustalıkla işlenmiş.
Eserin ikinci öyküsü olan “Yüz Elli” de, gezegenimizin tarihi başarılarından biri olan Voyager-1’in keşif serüvenini, kendi kurgusuyla birleştirerek insanlığın var oluş sorunsalına farklı bir bakış açısı getiriyor.
“Minibüs Klonu” adlı üçüncü öyküde; yakın bir gelecekte uzaylılarca işgale uğramış gezegenimizin içinde bulunduğu durumu, sosyal ve kültürel ögelere dikkat çeken ve yer yer kahkahaya gebe mizahi motiflerle sunan yazar, öyküyü oldukça eğlenceli bir finalle taçlandırıyor.
Eserin en uzun öyküsü olan “Galaktik Tiyatro”da, Dünya dışı bir serüvenin fütüristtik aktörleri arasındaki ilişkileri; sosyolojik, psikolojik ve duygusal bir irdelemeyle gözler önüne seren yazar, ana karakterin içsel çatışmalarını tüm çıplaklığıyla okura aktarmayı başarırken, günümüz insanının aşk, sevgi ve utanç konularına yüklediği anlamlara ayna tutuyor.
Eserle aynı adı taşıyan “Tek Kişilik Firar” adlı öyküde, ana karakterin Dünya’yı geride bıraktığı bir kaçış senaryosu işleniyor. Öykü süresince okuru felsefenin kılcallarında dolaştıran kurgu, yazarın maddeye ruh ve soyut bileşenler kazandırdığı metaforlarla zenginleşirken; pek çok kavram, insana has kabul edilen değerlerle nitelik kazanıyor.
“Fırıldak”, “Miras”, “Hayat Boktan” ve “Dört” adlı öykülerde; sona yaklaşmış insanlığın, yer yer postapokaliptik, kimi zaman da baskı ve tehdit altında sürdürdükleri yaşama dair detaylarla karşılaşıyoruz. Dürtülerin, mantık ve duygu eksenli yönelimlerin, kişilerin tercihlerine olan etkilerini günümüz ötesi bir teknoloji ikliminde ve alternatif bakış açılarıyla deneyimliyoruz.
Yazar Uyar, “Tanrı Misafiri” adlı öyküsünde, polisiye bir girişle okuru merak notasında yakalıyor. Monoton bir ortamda ve diyalog formunda süren hikâyeye işlediği akıl oyunlarıyla, düşünsel bir hareketlilik yaratıyor. Başvurduğu kriminal ögeler sayesinde, edebi anlatımın yükünden sıyrılan öykü, sosyolojik, daha önemlisi psikolojik altyapısıyla öne çıkıyor. Kitaptaki hemen her kurguda karşımıza çıkan otokritik bu öyküde de kendini gösteriyor. Bilimkurgu zemininde süren olaylar zincirini, keskin betimlemeler ve duygu tasvirleriyle sunan yazarın üslubundaki zenginlik, kendi özel yaşamına dair fikirler veriyor. Karakterlerin samimiyeti ve ifadelerin okurda uyandırdığı tanıdık hisler, empatik ve detaylı gözlem kabiliyetine sahip bir aklın ürünü olduklarını hissettiriyor.
Hemen belirtelim ki, kitabın neredeyse tamamı, yazarın ve metnin bilimselliği üzerinde oluşabilecek kuşku ve itirazlara mahal bırakmadan, iddiasız öngörüler çerçevesinde ve finali okurun anlayışına teslim eden sonlarla perde kapatıyor.
Uyar ‘Bilimkurgunun felsefeden ayrı tutulamayacağı’ ön kabulünden yola çıkarak, aklındaki felsefi yoğunluğu, okura akıcı ve sürükleyici bir üslupla sadeleştirerek sunuyor.
Kurguyu, oldukça zihin açıcı paradigmalar eşliğinde tartan Tevfik Uyar’ın okuru doyurmak ve bunu tadında bırakmak gibi bir olgunluğa sahip olduğunu düşündüren öykü derlemesi, “Tek Kişilik Firar”, ülkemizde her geçen gün sayısı artan bilimkurgu meraklılarının büyük bir keyifle ve bir solukta okuyacağı türden bir eser olarak raflardaki yerini hak etmiş görünüyor.
Dr. Sercan ÖZAYDIN