Omikrondan sonraki varyant ile ilgili 3 temel soru

Koronavirus Öne Çıkanlar
Omikrondan sonraki varyant ile ilgili 3 temel soru

2022’nin başlarında omikron varyantının yarattığı yeni dalgadan sonra bazı ülkelerde vaka sayıları yavaş yavaş düşmeye başladı. Fakat iki yıldır pandemide görülen dalgalı seyir, doğal olarak insanların aklına şu soruyu getiriyor: “Tamam şimdi vaka sayıları azaldı ama bir sonraki dalga bakalım nelere gebe? Acaba gelecek varyant eskilerini mumla mı aratacak?”

Edinburgh Üniversitesi’nden viral evrim uzmanı Andrew Rambaut, “Büyük bir olasılıkla farklı bulaş potansiyeline sahip yeni varyantlarla karşılaşacağız. Bu yeni varyantın, bulaşın çok yaygın olduğu bölgelerde çıkacağını sanıyorum” diye konuşuyor.

Yeni varyantı beklerken, bilim insanları omikronu inceleyerek yeni varyant hakkında bilimsel tahminlerde bulunmaya çabalıyorlar. Temelde şu üç sorunun da yanıtlarını araştırıyorlar:


SORU 1: Baskın hale gelme potansiyeline sahip bir sonraki varyant ne zaman ortaya çıkabilir?

Yeni varyantın ne zaman ortaya çıkıp, baskın konuma geleceğini kesin olarak bilemeyiz. Dünya kamuoyu omikron ve deltanın baskın alt-varyantlarını artık biliyor. Bilim insanları şimdi bu alt-varyantların baskın hale gelme olasılıklarını araştırıyor. Örneğin Birleşik Krallık’ta 2021’in sonlarına doğru AY.4 adı verilen deltanın bir alt varyantı yerini hızla AY.4.2 adlı başka bir alt-varyanta bırakmıştı. Norwick’teki Quadram Enstitüsü’nden biyoinformatik uzmanı Andrew Page, “Bu sırada omikron meydana çıktı ve anında baskın hale geldi” diyor.

Page, “Viral dinamiklerin geçmişteki seyrine bir göz attığımız zaman, birkaç ayda bir yeni bir varyantın diğer varyantları silip süpürdüğünü görüyoruz. Bu süreç genel bir kural gibidir. Bana kalırsa yeni varyantın eli kulağında” diyor.

Ancak olası bu yeni varyantın kaygı uyandıran varyant sınıfına dahil olup olmayacağı henüz bilinmiyor. Hâlihazırda orjinal BA.1 omikron varyantının egemenliğini BA.2’nin yıktığını görüyoruz. Yeni BA.2 eskisinden daha kolay bulaşıyor ama yol açtığı semptomlar orijinalinden farklı değil.

Ne yazık ki omikronun hafif geçirilmesine bağlı olarak insanlar eskisi kadar sık test yaptırmadığı gibi, hükümetler de vaka takibinde çok daha gevşek. Bütün bunlar SARS-CoV-2’nin genomik analizlerinin savsaklandığını gösteriyor. Omikron ortaya çıkar çıkmaz bütün dünya hemen önlem almıştı. Oysa şimdi bu gevşemeye bağlı olarak yeni bir varyantın tespit edilmesi gecikebilecek.

SORU 2: Bir sonraki varyant hastalığın daha ağır geçirilmesine neden olur mu?

Öncelikle yaşadığımız süreç karamsar bir gelecek olasılığını ortadan kaldırıyor. Zira omikron enfeksiyonu, hastalığın daha önceki baskın varyantlara göre daha hafif geçirilmesine yol açıyor.

Buna bağlı olarak virüsün daha masum bir varyanta evrileceği yönündeki spekülasyonlara karşın, SARS-CoV-2’nin evrimsel yol haritasına ilişkin bir tahminde bulunmak mümkün değil.

Şimdiye kadar etkili olan baskın varyantlar bir önceki baskın varyantın evrimiyle ortaya çıkmadı. Tam tersi hepsi farklı bir koldan evrilmişlerdi. Dolayısıyla bundan sonraki baskın varyantın da SARS-CoV-2 soyağacının “hafif” omikron dalından filizleneceğini kimse söyleyemez. Rambaut’a göre bir sonraki olası varyant delta veya alfa kolundan da türeyebilir.

Bilim insanları ayrıca omikronun görece hafif geçmesinin nedenini tam olarak bilmiyor. Bu, virüsün kendine özgü niteliklerinden mi kaynaklanıyor, yoksa SARS-CoV-2’a karşı gelişen toplumsal bağışıklığın sağladığı koruma kalkanından mı? Dünyada aşılanan ve hastalığı fiilen geçiren insanların (veya her ikisi de) sayısı arttıkça bağışıklık da daha geniş kitlelere yayılıyor ve şiddetli COVID-19’a karşı dayanıklılık güçleniyor.

Güney Afrika’daki Cape Town Üniversitesi’nden immünolog Wendy Burgers, omikronun daha önceki varyantlardan daha farklı davrandığına dikkat çekiyor. Örneğin çeşitli hayvan denemelerinde, omikronun akciğerleri etkileme riskinin öncekilerden çok daha düşük olduğu görülmüştü. Burgers, “Mutasyon geçiren bir sonraki varyant daha farklı özelliklere mi sahip olacak? Bu farklılıkların daha “kötü” olmayacağını kim garanti edebilir?” diye soruyor.

SORU 3: Aşılar yeni varyantlara karşı korur mu?

Omikron genomundaki 54 mutasyon, COVID-19 aşılarının SARS-CoV-2 enfeksiyonunu engelleme yetisini büyük ölçüde azaltıyor. Ne var ki ağır hastalığa karşı koruma oldukça yüksek gibi görünüyor. Ve bunun nedeni büyük bir olasılıkla omikronun hafif geçiriliyor olması.

Burgers, gelecekteki varyantlar için de aşının koruyuculuğunun yüksek olacağını düşünüyor. Çünkü antikor savunması düşse bile T-hücreleri denilen bağışıklık hücrelerinin mücadele yeteneğinde azalma olmuyor. Bu hücreler enfekte olan hücreleri öldürerek, virüsün yayılmasını engelliyor. Burgers, “T-hücreleri giderek antikorlardan daha büyük bir önem kazanmaya başladı” diyor.

Witwatersrand Üniversitesi’nden virolog Penny Moore, aşılandıktan sonra omikron enfeksiyonu geçiren kişilerde antikor sayısında büyük artış olduğuna dikkat çekiyor. Omikron enfeksiyonuna maruz kalan, ancak aşı olmayan kişilerde antikorlar bu kadar yükselmiyor. Bu çalışmaların aşının ne denli önemli olduğunu bir kez daha gösterdiğini söyleyen Burgers, ”Ancak gelecekte karşılaşacağımız varyantlara karşı T-hücrelerinin nasıl davranacaklarını henüz bilmiyoruz” diyor.

Reyhan Oksay

Kaynak