55. Türk Pediatri Kongresi: Sağlıkta şiddet ve iyot eksikliği

Öne Çıkanlar Toplum
55. Türk Pediatri Kongresi: Sağlıkta şiddet ve iyot eksikliği

Her gün 30 sağlık çalışanı şiddete maruz kalıyor. Kongrenin açılış oturumunda sağlıkta “şiddete karşı sıfır tolerans” anlayışının kabulu gündeme gelecek. Ayrıca ülke çapında yapılan araştırmaya göre, kadınlarda iyot alımı ülke çapında az ve bu durum yeni doğanların zekalarını bile etkiliyor.

Türk Pediatri Kurumu, bu sene 55. Ulusal Kongresi'ni Kıbrıs’ta düzenliyor. 28 Nisan - 2 Mayıs tarihleri arasında, 1500 çocuk hekimi ve sektör temsilcilerinin katılımıyla gerçekleşecek kongrenin oturumları dört ayrı salonda gerçekleştirilirken, çocuk hekimlerinin ilgisini çekecek güncel konular da gündeme gelecek. Aşı karşıtlığı da yine tartışılacak ana konulardan biri olacak.

Bu seneki kongrenin sosyal konusu “Sağlıkta şiddet” olacak ve açılış oturumu İstanbul Tabip Odası ile birlikte gerçekleştirilecek. Basından da yakından takip edileceği üzere sağlık çalışanlarına yönelik şiddet, gittikçe artmaktadır. Ülkemizde sağlık çalışanlarını şiddete maruz kalma oranları %50’nin üzerindedir.


Sağlık bakanlığı tarafından geliştirilen ve sağlık çalışanlarını şiddetten korumaya yönelik “beyaz kod” uygulaması sonuçlarına göre her gün 30 sağlık çalışanı şiddete maruz kalmaktadır. Kongrenin bu açılış oturumun amacı sağlıkta “şiddete karşı sıfır tolerans” anlayışının, Sağlık Bakanlığı ve iktidar tarafından da tam olarak kabul edilmesi için gerekli hassasiyetin oluşturulmasıdır.

Açılış oturumu dışında, sağlıkta şiddet konusunda kongre öncesinde, çalıştaylar da düzenlenecek, hekimlerimize, şiddette karşı nasıl korunacakları ve şiddet ile karşılaştıklarında hukuksal haklarını nasıl koruyacakları yönünde eğitimler verilecektir. Derneğimiz bu konuda geçtiğimiz sene içinde basın toplantıları düzenleyerek ve gazete ilanları vererek, toplumun bu konuya dikkatini çekmeye çalışmıştır. Sağlıkta şiddeti azaltmanın önemli ayaklarından bir tanesinin de toplumu bilinçlendirmek olduğuna inanıyoruz.

2 genç doktora yurtdışı bursu

Kongrenin en önemli anlarından birisi de, geçtiğimiz yıllarda kaybettiğimiz eski hocamız ve başkanımız Prof. Özdemir İlter anısına verilecek yurtdışı eğitim burslarını kazanan hekimlerimizin ilanı olacaktır. Dosyaları detaylı olarak değerlendirilmiş 2 genç çocuk doktoruna, her yıl olduğu gibi bu yıl da, yurt dışında bir merkezde eğitim görmelerini sağlayacak bursları takdim edilecektir.

Yine bu yıl, ulusal bilimsel dergimiz “Türk Pediatri Arşivi”nde yayınlanmış en iyi bilimsel çalışmaya, hocamız Prof. Nil Arısoy adına bir ödül verilecektir. Kongre sırasında gerçekleştirilecek bilimsel bilgi yarışmasında ödül alanlara da, yurtdışı kongrelere katılım desteği verilecektir.

Bu yılın araştırması: İyot eksikliği

Türk Pediatri Kurumu, her sene, desteklemiş veya organize etmiş olduğu bir ulusal ölçekli çalışma sonucunu, ulusal kongre sırasında katılımcılarla paylaşmayı hedefliyor. Bu tür çalışmaları desteklemenin, derneğin en önemli görevlerinden biri olduğuna inanıyoruz. Toplum sağlığını ve özellikle çocuk sağlığını ilgilendiren konularda, Türk Pediatri Kurumu’nun öncülüğünde, o konuyla ilgili bir Türkiye fotoğrafı çekmeye, problemleri ortaya koyarak, çözüm yönünde sağlık otoritelerine öneriler getirmeyi hedefliyoruz.

Daha önceki senelerde, hastaneye yatırılan çocukların yetersiz beslenme düzeylerine yönelik yapılan çalışma ve yine Kıbrıs’ta çölyak hastalığı ile ilgili yaptığımız büyük ölçekli çalışmaların sonuçları yayınlanmıştı.

Bu sene de, ülkemiz annelerinin ve yenidoğanlarının iyot durumlarını ortaya koyacak bir çalışmanın sonuçlarını paylaşacağız katılımcılarla. Bu çalışma Türk Pediatri Kurumu ve Türk Neonatoloji Derneklerinin ortak ve çok yoğun emekleri ile tüm ülke sathında gerçekleştirilmiştir.

Türk Pediatri Kurumu'nun tam mali desteği ve tüm yurda dağılmış Yenidoğan uzmanlarının çok büyük özverisi ile tamamlanan çalışmaya aslında tam 2 sene önce ilk adımı attık. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi, çocuk kliniğinde Dr. Gözde Apaydın tarafından gerçekleştirilen bir uzmanlık tezinden yola çıkarak, Cerrahpaşa Çocuk Kliniği öğretim üyelerinden Prof. Olcay Evliyaoğlu’nun katkılarıyla bu çalışmayı bir ulusal çalışma haline getirme kararı aldık.

İyot eksikliği niye bu kadar önemli?

20. yüzyılın başlarında, dağlık bölgelerde guatr hastalığının çok yoğun olduğu ve bunun sebebinin, iyottan fakir beslenme olduğu anlaşılıyor. Dağlık bölgelerin toprağında iyotun çok az olması ve bu sebeple topraktan alınan gıdalardaki iyodun düşük olduğu saptanınca, iyot tedavide kullanılmaya başlanıyor. İyodun uygun miktarlarda alınmadığı durumlarda, tiroit hormonu yeterince üretilmiyor ve hipotiroidizm dediğimiz bir hastalık durumu ortaya çıkıyor. Hipotirodizm, anne karnındaki bebeğe, yenidoğan bebeğe ve özellikle onların çok hızlı gelişen beyinlerine çok kötü yönde etki ediyor. Düşüklere, doğumsal anomalilere sebep olabiliyor. Bebeğin ölüm riskini artırıyor. Yaşayanlarda da zeka geriliğe sebep olabiliyor.

En kritik dönemin, hamileliğin ikinci trimestri ile bebeğin ilk üç yaşı arasındaki dönem olduğunu biliyoruz. Tüm dünyada da şu an için önlenebilen beyin hasarının en önemli sebebi, iyot eksikliği olarak kabul ediliyor. Ağır iyot eksikliklerinde, I.Q. düzeyinin 13,5 puan kadar düştüğünü biliyoruz. Yani, uygun iyot alımı çocuğun zekâ gelişimi ile çok yakından ilgili.

Dünyada durum nasıl?

İyot eksikliği aslında tüm dünyanın sorunu. Avrupa’da bile iyot eksikliği saptanmayan sadece birkaç ülke var. Bu sebeple 1993 yılında, WHO ve UNICEF, toplumu iyot eksikliğinden korumak için, yediğimiz tuzların iyotlanmasını tavsiye ediyor (Universal Salt Iodization).

Niçin iyot eksikliği oluyor? Aslında bu bir ekolojik problem. Sık ağaç kesimi, oluşan erozyon ve toprakta sık hasat yapılması, toprağın içindeki iyot miktarını azaltıyor. Topraktaki iyot azalınca, besinlerdeki iyot da azalıyor.

Doğal olarak iyodu nereden alıyoruz? İyot alımının en önemli kaynağı günlük beslenmemiz. Pastörize edilmemiş süt, yumurta, balık ve diğer deniz ürünleri, yeşillikler, yosunlar ve işlenmemiş tahıllar en önemli iyot kaynaklarımızdır. Tabii bir başka önemli iyot kaynağımız, evimizde kullandığımız tuzlar. Ülkemizde de 1998 yılından buyana tuzlara iyot ekleniyor. Sağlık Bakanlığı bu konudaki bilinci artırmak için Haziran ayının ilk haftasını “İyot Yetersizliği Hastalıkları Haftası” olarak belirlemiş durumda.

Ülkemizde İyot yetersizliği:

Ülkemizden, bir çok merkezden annelerdeki iyot düzeyi ile ilgili çok güzel bilimsel çalışmalar yapılmış ve uluslararası bilimsel dergilerde yayınlanmıştır. Bu çalışmalar bölgesel sonuçları verdiği için, Türk Pediatri Kurumu olarak, ülkemizin bu konudaki fotoğrafını çekebilmek amacıyla, Türk Neonatoloji Derneği ile birlikte, 58 merkezden 2000 üzerindeki annenin doğum öncesi idrarlarını topladık.

Bu idrarlar kuru buz içerisinde Cerrahpaşa çocuk kliniğinde asistanlarımızın özverili çalışmaları ile düzenlenerek, İstanbul Üniversitesi, İstanbul Tıp Fakültesi, Tıbbi Biyokimya Anabilimdalı’nda iyot düzeyleri saptandı. Ülkemizde, gebe annelerin iyot düzeylerini haritada da görebiliriz. Ülkemizin, doğu Karadeniz ve orta Anadolu bölgeleri hariç, tüm bölgelerinde iyot eksikliği saptamış bulunuyoruz. Kuzeydoğu ve Ortadoğu Anadolu bölgelerinde ise ağır iyot yetersizliği bulunmaktadır.

Bu çalışma, ülkemizdeki iyot destek politikalarının yeterli olmadığını ve gebe annelerimizin yeterince iyot almadıklarını gösteriyor. Sonuçları oldukça ağır olabilen bu iyot yetersizliği için, ülkemizde bu konuda yeni politikaların geliştirilmesi ihtiyacı açıktır.

Mutfakta kullandığımız tuzların iyotlanmasının daha efektif olarak yapılması, hatta endüstriyel tuzların da iyotlanması gerekmektedir. Yemek pişirirken kullandığımız iyotlu tuzların, iyot içeriği pişirme ile de azalmaktadır. Bu sebeple yemeklere eklenecek tuzların, pişim sonunda eklenmesi, tuzdan alınacak iyot düzeylerini artıracaktır. Gebe annelere, yapılan vitamin desteğine ek olarak, iyot desteği yapılması da uygun olacaktır.

Derneğimizin yeni oluşturulan yönetim kurulu, derneğin, ülkemizdeki epidemiyolojik çalışmalara öncülük yapması yönünde görüş birliğine varmış ve önümüzdeki senelerde gerçekleştirilecek çalışmaların konularını da belirlemiştir.

Yine yıl içinde artık klasikleşmeye başlayan, TPK Genç Pediatristler Kongresi'ni Aralık başında düzenlemeyi, geçtiğimiz yıllarda da olduğu gibi Anadolu’nun değişik merkezlerinde bilimsel oturumlar yapmayı planlıyoruz. Genç asistanlara yönelik pediatri okulları, istatistik kursları da yine bu sene de devam edecek.

Kuruluşu (1930), Cumhuriyet'in kuruluşuna yakın olan derneğimiz, ülkemizi uluslararası pediatri derneklerinde temsil etmeye devam ederken, bir yandan hekimlerimizin eğitimine katkıda bulunmakta, öte yandan da bilimsel çalışmalara öncülük etmekte veya yoğun destek vermektedir.

Mehmet Vural, Türk Pediatri Kurumu Başkanı