Taht Oyunları bitiyor ama bitmiyor…

Edip Emil Öymen
Taht Oyunları bitiyor ama bitmiyor…

Amerikan TV film yapımcısı HBO’nun 8 yıldır yayınladığı, Orta Çağ’da iktidar çekişmesi dizisi Taht Oyunları (Game of Thrones - GOT) 19 Mayıs’ta sona eriyor. Milyonlarca izleyici, tahta kimin oturacağını o gün görecek. Ama dizi, o gün bitse bile, bitmeyecek. Çünkü HBO, Taht Oyunları’nın “binlerce yıl öncesinin” de dizisini çekmeye bu yaz hemen başlıyor. HBO için GOT, altın yumurtlayan tavuk. Yeni dizide İngiliz sanatçılar Naomi Watts ve Miranda Richardson gibi yıllardır tanınan artistler de olacak. Watts, “Diana” filminde Prenses Diana’yı canlandırmıştı.

Tıpkı Harry Potter’ın romanları ve filmleri “bittiği, ama bitmediği” gibi, Taht Oyunları da sürecek de sürecek: Hem ekranda, hem turizmde. Çünkü o, Kuzey İrlanda başta olmak üzere, dizinin çekildiği şehir ekonomilerine ve HBO Kasası’na katkı yapan bir değer.

Dizi ekonomi yaratıyor


Dizinin büyük kısmının çekildiği Kuzey İrlanda’da gelecek yıl bir GOT tema parkı açılıyor: 10 bin 200 metrekarelik. Belfast’a 30 kilometre uzaktaki film stüdyo alanında.

Turizm adresi olabilecek başka yerler de sırada: Belfast’taki eski tersane ve liman tesislerinden döndürme Titanic Studios’da dizinin 8’inci sezonu için kale kadar büyük inşa edilen set (King’s Landing = Dizideki krallığın baş şehri)... Uğursuz, gri, tekinsiz Ward Kalesi. Kapkara taş ocağı Castle Black de turizm turlarına bu yıldan itibaren katılacak.

Dizinin yapımına, bölgede 63 yerin GOT için film seti olarak kullanılmasını sağlayan bir İngiliz devlet kurumu destek oluyor: NIS-Northern Ireland Screen. Bu kurumun kasasına para, Kuzey İrlanda’ya Yatırım Fonu ve Avrupa Birliği’nin Bölgesel Yardım Fonu’ndan geliyor. Kuzey İrlanda, AB’nin “gelişmeye muhtaç”, bu yüzden yardıma hak kazanan bölgelerinden (bazı İspanya, Portekiz, İtalya, Yunanistan bölgeleri gibi).

Ve, burada iki önemli rakam var: NIS, diziye 6 sezon için sadece 18 milyon Dolar destek verdi. Ama dizinin 8 sezonu, bölge ekonomisine 268 milyon Dolar kazandırdı. Ve daha da kazandıracak. Dizide canlandırılan 256 karakter içinde, ilk 5 esas oyuncu her bölüm için toplam 13 milyon Dolar alıyor.

Bunlara ek olarak, Kuzey İrlanda yaratıcı yenilikçi bir girişim daha yaptı: 7 yılın öyküsünü, 66 metre uzunlukta bir resimli duvar dokumasına (ince örtü-kilim diyebiliriz) nakışla işlediler. Dizinin birinci sahnesinden itibaren bütün önemli “olaylar” bu örtüde resmedildi. Dizi sürdükçe, “canlı yayın” gibi işlenecek. 8’inci sezonun sonuna kadar dokuma, 11 metre daha uzayıp 77 metre olacak. Şimdiden Kuzey İrlanda’nın yönetim merkezi Belfast Müzesi’nde sergilenmeye başlandı. GOT turizmine eklendi.

GOT ile televizyon turizmi

Kuzey İrlanda dışında diziye set olan yer çok: İskoçya. Hırvatistan’da Split ve Dubrovnik başta. İzlanda. Malta. Fas. İspanya’da Cordoba, Bilbao, Sevilla, Girona vb. Hatta Kanada ve ABD.

Bu listedekilerin çoğu zaten cazip turizm adresleri. Dubrovnik, UNESCO’nun kültür mirası saydığı bir Orta Çağ kenti. Burada GOT turları yapan şirketler arasından örneğin Viator’un İngilizce turu 3 saat boyunca yürüyerek sahnelerin çekildiği noktalara uğruyor. Kişi başına fiyat 57.50 Euro.

İzlanda’nın başşehri Reykjavik’te Grey Line Iceland, kişi başına 100 Euro’ya 6 saat boyunca gezdiriyor. İspanya’da Barcelona’ya 100 km Girona’daki GOT mekanlarını Explore Catalunya şirketiyle görmek, 8 saat için 100 Euro. Malta Film Tours, 59 Euro’ya GOT çekimleri yapılan 15 yeri gezdiriyor.

Fransa, GOT çekimlerine sahne olmadığı için, belli ki kamuoyunda bir “dışlanmışlık” hissedilmiş? Bunu eşeleyen popüler gazete Le Figaro, “Filmler bizde de çekilseydi, acaba nereler olurdu?” diye bir makale bile yayınladı: 10 mekan önerdi. “Falan bölümdeki filan çekim için falan yer uygun olurdu” gibi yorumlar yaparak! Aslında Malta da sadece tek bir sezon için seçilmişti. Yapımcılar oraya bir daha dönmediler. En çok çekim ise İspanya’da yapıldı (11 şehir)... GOT çekimlerinin bu şehirlere ve ekonomilerine katkısını inceleyecek bir ekonomist belki çıkar?

GOT hakkında akademik merak

Dizi, Amerikalı yazar George R.R. Martin’in hayal gücü ürünü 5 romanına dayanıyor. 1996-2011 döneminde yayınladığı “Taht Oyunları” bir kitap serisi adı değil, “Buz ve Ateşin Şarkısı” kitap serisinin ilki.

Bu romanların diziye sağladığı “kaynak” 5 sezonda tükendi. Dizi çok iyi iş yaptığından, romanlar bitti diye diziyi bitiremezlerdi. Yapımcılar son 3 yılda, yazarla dirsek temasında kalarak, senaryoyu kendileri yazdılar. Ülkemizde şifreli bir kanaldan yayınlanan diziyi dünyada milyonlar izledi. Aralarında elbette akademisyenler, bilimciler de...

Araştırmacıların popüler konularda bilimsel makale yükledikleri sitelerden biri olan Academia.edu’da, “Game of Thrones” etiketinde 417 makale var. Türkçe dahil, çeşitli dillerde ciddi bilimsel nitelikli olanlar kadar, ciddiye alınamayacak kadar zorlama olanlar da var sitede. Örneğin, Marios Efthymiopoulos adlı siyaset bilimci, GOT bağlamında Türk-Yunan dış siyaset taktik ve stratejilerine dair 2013’te bir makale yazmış https://tinyurl.com/y643c7f2

Bilimcilerin, bulgularını “gündelik dile çevirerek” yayınlayan başka sitelerde de konuya dair yenilikçi yorumlar, fikirler var. Dizinin “kim, neyi, nerede, nasıl, niçin, kiminle, neden, ne zaman, ne oluyor, ne olacak” karmaşası içinde kaç yüzlerce temaya değinen makaleler, kurgusal bir sanat eserine bilimcilerin bakış açısını göstermesi bakımından eğlenceli de...

Örneğin, şu sırada yayınlanmakta olan 8’inci sezonun sloganı (“Kış Geliyor”) için İsveç/Lund Üniveritesi’nden Alf Hornborg: “Fosil yakıtların yol açtığı iklim değişikliği diziye egemen. Zombilerle tanımlanan ordu, modern toplumun kömür ve petrolden kaynaklanan inorganik enerjisini temsil ediyor. GOT aslında modern zamanımızın öyküsüdür.” https://tinyurl.com/yymh6oay

Londra Üniversitesi University College’den Peter Antonioni: “Dizideki kurmaca ülke Westeros’ta hiç bir teknolojik gelişmeye tanık olmuyoruz. Neden bir Sanayi Devrimi yapamıyorlar? Kullandıkları silahlar hep aynı. Top bile icat etmediler. Ayrıca, sermaye birikimi de görülmüyor. Denizaşırı öte kıta Essos’ta ise IMF benzeri bir finans kurumu var: Iron Bank (Demir Bank) of Braavos. Westeros’a mali desteği burası sağlıyor. Ama bu bankadan alınan paralar işe yaramaz gösterişli yatırımlara harcanıyor. Westeros bir bilgi toplumu olamamış. Çünkü bilgiye, okuma yazma bilen Maester’ler sahip. Toplum ise tamamen cahil, eğitimsiz. Maester’ler ise bilgiyi sadece yöneticilerle paylaşır, halkla değil.” https://tinyurl.com/m7h4433

Adam Ozimek adlı bir ekonomist ise Forbes’da konuyu inovasyon açısından ele aldı, benzer görüşler ileri sürdü: “Neden Westeros yoksul? Çünkü içine kapalı hiyeraşik bir toplum. Enerji sıkıntısı yoksa da kültür, bilim ve bilgi üretiminde güçlü bir reform yapmadıkları için bir Sanayi Devrimi gerçekleştiremediler. İnovasyon için toplumda saydamlık gerekir. Oysa Westeros’da teknolojik ve ekonomik koşullar 8 bin yıldır değişmeden duruyor. Bilgiyi sadece kendilerine ve yönetici sınıfa sunan Maester’ler başka kimsenin görüşüne önem vermez. Açık rekabet ve ikna mümkün değil. Feodal bir sistem sürüyor. Halk, toprak sahiplerine çalıştığı için girişimcilik diye bir kavram yok. Maester’ler, toplumu Orta Çağ’da tutmaya devam edecek.”

https://tinyurl.com/y6zj3zd4

Ve, dizi için dil icat edildi

GOT hakkında bu kadar özet, çok fazla “kısa” bir özetten ibaret. Çünkü Tolkien’in Orta Dünyası, J.K.Rowling’in Harry Potter’ı gibi, GOT da “başlı başına” bir öte âlem. Öyle ki, yazar George R.R. Martin, bu âlemde yaşayanlar için dil “icat etmek” istedi. Ama o sadece iyi bir romancı olduğu, dilbilimci olmadığı için bu icadı yapmak David J. Peterson adlı dibilimciye nasip oldu. Dizi için bir değil iki dil icat etti: Dothraki ve Valyrian. https://tinyurl.com/y28hg5zf

Dothraki için romancı, Orta Çağ’da Moğollar, Hunlar, Alanlar, Türkler, Kızılderililer gibi hayatları at sırtında geçen, göçebe ve savaşçı toplumlardan esinlendiğini söylemişti. Dothraki “dilinde” bu sözcük, “at binme” anlamına geliyor.

Bu dilde, “nasılsın?” sorusu bile o bağlamda soruluyor: Hash yer dothrae chek? (At binmen iyi mi?). Buna cevap: “Anha dothrak chek” (İyi biniyorum).

Taht Oyunları, sadece sonu gelmez savaşlar, tutkulu aşklar, şiddet, cinayet yüklü bir iktidar mücadelesinden ibaret değil. Yaratıcı, buluşçu, yenilikçi bir zihin zenginliği. Ve 19 Mayıs’ta Demir Taht’a kimin oturacağı belli olduktan sonra da bitmeyecek, sürecek. 

Edip Emil Öymen

*Bu yazı 26.04.2019 tarihli Dünya gazetesinde yayınlandı.


Edip Emil Öymen