Dijital bayram

Tanol Türkoğlu
Dijital bayram

Dijital bayram kutlamalarında angarya olmuyormuş!

Dijital kültür müstakil bir platform üzerinde yükselir. O nedenle tek bir platform (fiziksel) olduğu zamanlarda “öyle varsayılan” pek çok sosyo-kültürel olgu yeniden gözden geçirilmek zorunda kalır. Örneğin “fiziksel platform”da gazete denilen şeyin, tabloya dijital platform da girince, iki farklı olgunun simbiyotik ilişkisi olduğu keşfedilir: Kağıt ile içerik!

Dini bayramların kendilerine has bir ritüeli var. Bu islam inancında kutlanan iki bayram için de geçerli. İkisine ait ortak özellikler de vardır; farklılaşan özellikler de. Bayram namazı, temiz-pak giysiler, tebrikleşme ortak özellikler ise ramazan bayramına damgasını vuran “şeker” ile kurban bayramının “kurban kesimi” farklılaşan özellikleridir. Bayramların en has özelliği ise kutlama-tebrikleşmedir. Ailenin-mahallenin küçükleri büyükleri ziyarete gider, bayramını kutlar ve bu emeklerinin karşılığını da fazlasıyla alır; kah muhabbet ile kah “harçlık” ile. Artık yaşına göre!


Bayram ziyareti sadece yaşayan eş-dost-akraba ziyareti ile de sınırlı değildir. Ailenin vefat etmiş mensupları da mezarları başında ziyaret edilir. Dini vecibe gereği mezar-başı ritüeli tatbik edilir. Yaşayan bireylerin birbirini ziyareti yakın zamana dek aynı zamanda-aynı mekanda bulunmayı gerektiriyordu. Telefon-telgraf ile başlayıp süregiden ileri teknolojiler sayesinde bayram kutlama ziyaretleri artık aynı mekanda yapılan bir ritüel olmaktan çıktı. Görüntülü-sesli iletişimi sağlayan akıllı telefonlar, tabletler, Zoom gibi FaceTime gibi uygulamalar sağolsun! Dünyanın öteki ucunda dahi olsa bayramını kutlamak istediğiniz yakınınıza ulaşabilir; onun gül yüzüne bakarak bayramını kutlayabilirsiniz.

Vefat etmiş aile mensupları ile bayramlaşmak söz konusu olduğunda mekan farklılığı yerini boyut farklılığına bırakıyor. Ziyaret edenler fiziksel mekandayken ziyaret edilenler metafizik makamda ziyaretçilerini ağırlıyor. Peki “dijital platform” bu boyut farklılığını ortadan kaldırabilir mi? Kişi, vefat etmiş bir yakınını aynı zaman ve aynı (dijital) mekan bağlamında ziyaret edebilir mi? Onu ne kadar özlemiş olduğunu söyleyip, o vesile ile boynuna sarılıp uzun uzun ağlayabilir mi? Onun eşsiz kokusunu içine çekip, unutmaya yüz tutmuş sesinin kulaklarında çınladığını duyabilir mi? Bu tabloya benzer bir şey yapmak söz konusu olabilir. Bazı bilim-kurgu diziler buna benzer konuları işlediler (spoiler vermemek için isimleri verilmemiştir).

Dijital bir zamazingoyu takıyorum ve işte bambaşka bir diyardayım. Dijital bir mekan! Bir kapının önündeyim. Üstümde en güzel giysilerim var. Elimde her zamanki gibi bir buket çiçek ve pahalı bir çikolata kutusu. Biliyorum gördüğünde “Aman be oğlum, ne gereği vardı?” diyecek. Ama olsun!

Biraz da o anki gülümsemesi için almadım mı bunları? Fiziksel kolumu uzatıyorum, dijital kolumun hareketlendiğini gözlüyorum. Zili çalıyorum. Kapı hemencecik açılıyor. Yirmi küsur sene önce yitirdiğim annemin güzel yüzü kapıda beliriyor. Hiç yaşlanmamış! Beni görünce yüzünde güller açılıyor. Birbirimize sıkı sıkı sarılıyoruz. Ağlaşıyoruz. Beni içeri buyur ediyor.

Girer girmez ayakkabılarımı çıkarmak istiyorum. Engelliyor. Dijital evi kirlense bile kendi kendine temizleniyormuş. Sadece bayramlarda kulladığını tahmin ettiğim salona alıyor beni. Çiçekleri ve çikolatayı masanın üstüne koyuyorum. O malum repliği “Sen otur ben bir kahve yapayım!” izliyor. Gözden kaybolursa bir daha göremeyeceğim korkusuyla “gerek yok” diyorum ama daha o anda elinde bir kahve tepsisi beliriyor.

Dijital bayram kutlamalarında angarya olmuyormuş. Gülüşüyoruz...

Tanol Türkoğlu / [email protected]

*Bu yazı, HBT Dergi 227. sayıda yayınlanmıştır.

Tanol Türkoglu