Dijital naklet”me”

Tanol Türkoğlu Y
Dijital naklet”me”

Öğrenmek başlangıç noktasına bağımlı mıdır? Kişi, örneğin her şeyi bildiğini düşündüğü bir noktada, yeni bir şey öğrenebilir mi? Gerçek-ötesi, doğru-ötesi (post-truth) dünyada giderek daha çok birey, her şeyi biliyormuş gibi davranıyor. Belki de farkında bile olmadan! Kabul etmek gerekir ki bireyi bu hale getiren biraz da teknolojinin hatalı kullanımı.

Google gibi arama motorları olmasaydı bilgi bireyin parmak ucuna gelmeyecekti belki ama bu durum başlangıçta büyük beklentileri de beraberinde getirdi. Böylece birey örneğin somut enformasyonu arayıp bulmak için daha az zaman harcayacağından, kalan zamanını bulduğu o enformasyonu daha derinlemesine analiz etmek için kullanacaktı. Oysa öyle olmadı. Birey giderek karşısına gelen veri yığını içinde kendisini doğrulayacak enformasyonu seçip, onu doğru olarak kabul eder, diğerlerine değer vermez hale geldi.

Dijital bireyin profilini çıkaran, onun tercihlerini tespit eden yazılımlar, sosyal medya siteleri bu yangına körükle gitti. Bugün sosyal medya siteleri bireyin şimdiki zaman profiline en uygun içeriği en önce sergiliyor. Bu döngü bireyin yaşamı üzerinde iki önemli etki yapmakta. Birincisi bireyin ilerleme motivasyonu körelmekte. İkincisi birey giderek daha muhafazakar, daha despot hale gelmekte.


Bugünün bireyi, dünyanın neresinde olursa olsun, artık her şeyi bilmekte, bir konu hakkındaki en (tek) doğru fikre sahip olduğunu düşünmektedir. Bu birey yeni bir şeyler öğrenmeye açık değildir. Bu bireye değil farklı bir düşüncenin doğru olabileceğini, onun var olabileceğini bile kabul ettiremezsiniz. Ortak paydamız ortaklaşa kabul edilmiş doğrular değil; her bireyin kendi doğrusu!

Bu hale internet getirdi tespiti doğaldır ki aşırı bir yorum olacak. Nasrettin Hoca’nın dediği gibi “Bu hırsızın hiç mi suçu yok?”. Şurası bir gerçek ki internet ile gelen dijital dünya, kendi ticari kaygıları çerçevesinde bireyi belli bir bakış açısından ele almakta. Onun şimdiki zamandaki hali. Ülkemizde otuz sene önce televizyon için yapılan eleştiri aynı mantıkla bugün internet için de yapılabilir: “Bireyi geliştirmek, ilerletmek için kullanılmıyor”. Artık şunu kabul etmek gerekir ki bireyin ilerlemesi, kendini geliştirmesi en çok bireyin sorumluluğundadır. Aile, okul, devlet olsa olsa sonra gelir ve bireyin her yaşında bu kurumların öncelik ve önem sırası değişir. Ancak günün sonunda gelişme, ilerleme başkalarının inisiyatifine bırakılamaz.

Sosyal medya bireye sürekli olarak şimdiki zamandaki haline uygun içerik sunmakta. Arama motorları, kim milyoner olmak ister yarışmasındaki seyirci jokeri gibi. Eğer stüdyodaki herkes bir konu hakkında yanlış biliyorsa yarışmacı da yanlış cevap verecektir. Birey kendine bel bağlamamalı çünkü eksik. Çevresine bel bağlamamalı, çünkü yanlış olabilir. Bu açmazdan nasıl çıkacak?

Belki de başa dönerek. Ne oldu da birey “akletme” yeteneğine sahip olduğunu göz ardı eder oldu? Ne oldu da Google gibi arama motoru sonuçlarını “nakletme” hali yeterli hale geldi? Birey insanlığını unutursa, yaşam da onun insan olduğunu (insan eliyle) unutacak. Sonra robotlar Asimov’un yasalarına uymayıp insanlığı ortadan kaldırdığında kimse şaşırmasın: “O ilk öküzü vermeyecektik”! Akletmeyi nakletmeye (bir kez daha) kurban etmemeli!

Tanol Türkoğlu / [email protected]

Bu yazı HBT'nin 140. sayısında yayınlanmıştır.

Tanol Türkoglu