Dijital ölümsüzlük

Tanol Türkoğlu
Dijital ölümsüzlük

Şarkı sözü yazarı olduğu kadar dijital hakların ve ifade özgürlüğünün de sembol savunucularından birisidir John Perry Barlow. Bir yanda ABD’li fenomen rock grubu Grateful Dead için yazmış diğer yanda EFF (Electronic Frontiers Foundation) vakfını kurmuştur.

Davos’u o kadar yakından takip etmediğimiz ta 1996’larda, Siberuzay Bağımsızlık Bildirgesi’ni okumuştur Barlow. Bildirge şöyle başlar: “Endüstriyel Dünya’nın devletleri, et ve çelik yorgunu devler, ben siberuzaydan, “Akıl”ın yeni merkezinden geliyorum. Gelecek adına geçmişe ait olan sizlerden bizi yalnız bırakmanızı istiyorum. Aramıza hoşgelmediniz. Toplandığımız bu yerde hiçbir egemenlik hakkınız bulunmuyor.”

Barlow ne yazık ki 07.02.2018’de öldü. Nedense aklıma düştü; son dijital izlerini sürdüm. Twitter’daki son mesajını ölmeden iki hafta kadar önce yazmış. Rusya’nın ABD’ye armağan olarak göndermek istediği bir hediyeyle ilgili. Bir süredir Rusya’ya sığınmış olan Edward Snowden bu hediye. Barlow konu hakkındaki bir haberi “En kötü yeni eviniz hayırlı olsun hediyesi” başlığıyla eleştiriyor.


Ölmeden pek kısa bir süre önce (bir gün, bir kaç saat) sosyal medya paylaşımı yapanlar da mutlaka olmuştur. Öleceğini bilmeden. Buradan yeni bir Yapay Zeka (YZ) uygulama fikri filizlenebilir. (Bir benzeri bir süre önce Wired Dergisi’nde çıkmıştı. Babasının hastalığının ilerlemesi üzerine harekete geçen James Vlahos basit bir yazılım geliştirir. Babası ölmeden önce onunla sohbetler yapıp hayatıyla ilgili çeşitli konuları tespit eder ve bunu yazılıma girer. Öldükten sonra aile üyeleri bu yazılım aracılığıyla diledikleri zaman babayla iletişim kurar. Yazılım sordukları yazılı sorulara yazılı olarak cevaplar vermekte. Sanki ölmemiş de dünyanın uzak bir noktasından internete bağlanmış chat yapıyor gibi).

Dijital etkileşim merkezi olan sosyal medya siteleri benzer bir YZ uygulaması geliştirebilir. Bunun için ölmeden önce kişi ile oturup moral bozucu sohbet ya da mülakat yapmaya da gerek kalmaz. O güne dek sosyal medyadaki paylaşımları analiz edilir. Öldükten sonra da kah zaman zaman benzer türde paylaşımlarda bulunmaya devam edilir, kah birisi bir şey sorduğunda cevaplar.

Ölümsüzlük rüyasının dijital bir türü işte! İleri sürümlerinde işin içine görsel boyut da katılabilir. Kişi fiziksel olarak orada olmasa bile holografik görüntüsü istenen mekanda canlandırılabilir. İletişim kurmak için yazmaya da gerek yok. Dijital hali konuşmaları duyabilir, tanıdık sesiyle sorulara cevap verebilir.

İyi de güncel soruları nasıl cevaplandıracak? “Baba, Fener’in dünkü maçı kaç kaç bitti?”. Internet sağolsun. Baba bunu kolaylıkla cevaplandırabilir. “Dede dün akşam ne yedin?” Eh bu zor yerden geldi. “Bende yaşlılık alametleri belirdi yavrumcuğum! Doğrusunu istersen anımsamıyorum. Babaannene sor bakayım, o benim her şeyimi bilir!” Akıllıca!

Yazarlar eser vermeye devam edebilir mi öldükten sonra? YZ’leri ile. Müzisyenler? Evet neden olmasın. YZ kişinin ölmeden önce ürettiklerini örnek alıp, yeni eserler yaratabilir. Tutar mı? Başlangıçta herkesin merak edeceği kesin: Acaba YZ’ninki nasıl olmuş? Yoksa daha mı iyi? (İnsanın aklına ister istemez Roald Dahl’ın Otomatik Dev Gramatizör adlı öyküsü geliyor!)

Tanol Türkoğlu / [email protected]

Bu yazı HBT'nin 102. sayısında yayınlanmıştır.

Tanol Türkoglu