Dijital Yakalılar

Tanol Türkoğlu
Dijital Yakalılar

Çalışma ortamı fabrikadan ofise geçtiğinde çalışanların giysileri de değişti. Fabrikada mavi tulumları içinde çalışan işçilerin, şeflerin yerini beyaz gömlekli işçiler, uzmanlar aldı. “Mavi Yakalı” ile “Beyaz Yakalı” ifadeleri bu çalışma modellerindeki iş gücünü ifade etmek üzere kullanılmaktadır.

Bugün buna bir yenisini ekleyebilir miyiz? “Dijital Yakalı” ifadesi akla ilk, bilişim teknolojilerinde çalışan iş gücünü getirebilir. Yazılımcılar, sistem destek uzmanları, sosyal medya danışmanları, dijital grafik tasarımcıları vd.

Beyaz yakalı ifadesi sektör bağımsızdır. Diyelim ki sadece beyaz eşya üreten sektörlerde masa başında çalışanlara beyaz yakalı denmez. Benzer şekilde bilişim teknolojileri ile ilgili alanlarda çalışanlara dijital yakalı demek de pek uygun değildir. Onlara hala beyaz yakalı denilebilir ve bu bir sıkıntı yaratmaz.


Peki dijital yakalılar kim? İkinci en iyi tercih daha doğru olabilir. Nesnelerin interneti başlığı altında toplaşmaya başlayan “akıllı cihazlar”. Bu hattın en ucunda insan-benzeri robotları hayal meyal görmek bugün bile olası.

Nesnelerin interneti, yeryüzü kültüründe köklü bir değişiklik yapma sözü veriyor. “Akıllı” olma olgusu artık insan yapımı cihazlara da geçiyor. İnsandaki akıl mekanizması, (tanım gereği) akıl belli bir olgunluğa geldikten sonra irdelenmeye başladı. Yani ortada anlamaya çalışılacak bir sonuç var (insan aklı). Sonuçtan sebebe ulaşılmaya çalışılan tümdengelimci bir modele göre bu “akıl” incelenmekte.

Nesnelerin interneti teknolojileri ile akıl bu kez tümevarım modeli ile sıfırdan inşa ediliyor. Adım adım, küçük küçük. Cihazlar her zamankinden daha çok sensörler ile donatılıyor. Bu sensörler sayesinde cihazlar çevrelerinden çok daha fazla veri yakalayabilir ve bunları analiz edebilir (ettirebilir) hale geliyor.

Bugün için işte bu yoğun veri yakalama ve bunları analiz etme sürecine (dijital) “akıl” denebiliyor. Ve böyle söylerken insan hala iki kere düşünmeden edemiyor; bu “gerçekten” akıl mı?

Bellidir ki dijital akıl, insanın bugün sahip olduğu “akıl” ile boy ölçüşebilecek durumda değil. Ancak bu yolda gelişecek teknolojilerin fazla uzakta olmayan bir gelecekte neler yapabileceğini hayal ederken zihnimizi fazla korkak alıştırmamak lazım. İnsanlık tarihine takla attıracak buluşlar gelecek iki veya üç on yıl içinde karşımıza çıkabilir.

Bugün bir yandan insan vücudu dışarıdan yapılan eklemelerle dijitalleştirilirken, diğer yandan dijital cihazlar, eklenen sensörler ve veri analizleri ile akıllandırılmakta. İnsan makineleşirken, makine de insanlaşmakta.

Bu sürecin kendisinde bir sıkıntı yok; asıl sıkıntı tüm bunların ne için yapılıyor olduğu ile ilgili. Yani niyet ! Daha çok sermaye, para üretmek mi? İnsanlık tarihine çağ atlatmak mı?

Unutmamalı ki insanoğlunun dünya üzerindeki zamanı giderek azalmakta. Daha kolay ve ucuz yolu aslında dünyayı her zaman belli bir kalitede yaşanabilir düzeyde tutmak. Üremekten, karbon salınımına, doğayı kullanma modelinden, tüketim sebeplerine kadar geniş bir perspektifte. Görülüyor ki bu mentalitedeki insan sayısı dünyanın hemen her yerinde azınlıkta. O zaman umudumuz dijital yakalılar! Bizi buradan alıp götürsünler!

Tanol Türkoğlu / [email protected]

Tanol Türkoglu